BİRİ bitmeden öteki çıkıyor. Üretken ülke Türkiye.
Yapılacağı şüpheli de olsa, seçim üzerine çeşitlemeler günlerimizi dolduruyordu. Sonra Vergi Yasası tartışmaları çıktı.
Daha onlardan kurtulmadan işte yeniden döndük çetelere.
Aynı anda Tayyip Erdoğan'ın hal'i...
* * *
NELERLE uğraşması gerekirken Türkiye nelerle uğraşıyor?
Bundan kısa bir süre önce "Alaaddin Çakıcı'yla konuşan bakan" konusu gündeme geldiğinde, Eyüp Aşık pek de üstüne alınmıyordu. Oysa açıklanan son konuşma bantları acı gerçeği ortaya serdi.
Ya Alaaddin Çakıcı çete değil.
Ya da Eyüp Aşık bakan değil.
Düğüm burada.
* * *
AMERİKA'da Başkan'ın özel yaşamı bile televizyonlarda sorgu sual meydana dökülüyor. İstifası veya görevden alınması bekleniyor. Bizde skandallar suç sınırını da aşsa, kimse kılını kıpırdatmıyor. Sanki istifa yasağı var.
Başbakan, "Susurluk'u çözmezsem bu koltuk bana haram olsun" demişti.
Ama Eyüp Aşık'ın temsil ettiği anlayış, hükümetin içinde yuvalanmışsa Başbakan bu problemi çözebilir mi?
Üstelik Eyüp Aşık hükümette ve partide Başbakan'a en yakın üç isimden biriyse...
Buna rağmen olaya Başbakan'ı banttaki konuşma nedeniyle bulaştırma gayreti zorlama sayılır.
Bantta Çakıcı'nın yer değiştirmesini isteyenin Mesut Yılmaz olduğuna, Eyüp Aşık'ın bunu belirttiğine dair bir bulgu yok.
Bantın belki de en can alıcı noktalarından biri, Çakıcı'nın bazı kişilerle bir devlet bankasının sahibi olmak için yaptığı pazarlığın açıklandığı bölüm. Türkiye'nin ne büyük çelişkiler içinde olduğunu bundan daha açık seçik ne gösterebilir? Benzer söylentiler hep çıkardı da inanılmazdı...
Bırakın tüm Susurluk'u. Alaaddin Çakıcı'ya kırmızı pasaportu veren Yavuz Ataç'a ne oldu? Ankara'ya çağrıldı. Geldi. Sorgulandı. Peki sonra?
Bu şartlarda Susurluk düğümü çözülemez, çözümlenemez. Belki de çeteler ve çete faaliyetleri için de bir milat gerekiyor(!) O milattan sonrasına bakılmalı, geçmişe sünger çekilmeli.
Birbirimizi aldatmaktansa...
* * *
TEPKİLER de farklı; ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan "Eyüp Aşık'a iftira edildi" diyor. Yaşar Okuyan, iktidar partisi ANAP'ın en ileri gelenlerinden, hiç olmazsa birkaç saat bekleyip savunsa daha doğru olmaz mıydı?
DYP tarafından dağıtılan ikinci bantı da dinler daha sıhhatli konuşurdu.
CHP lideri Baykal: "Bu durumdan sonra hükümetin devam eder olması kabul edilemez" diye konuşuyor.
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin; "Hukuken, ahlaken, moralman bu hükümetin bittiğini" söylüyor. CHP'nin bu tepkisi hükümetin geleceği bakımından ilginç. CHP desteğini çekerse, hükümeti yerinde tutmak güç olacak.
Başbakan Mesut Yılmaz; "Aşık gerekeni yapacaktır" derken, acaba istifayı mı ima ediyor?
Aşık, gerekeni gerektiği zaman yapmasını bilen adam, tam yakalanacağı zaman Çakıcı'ya "Kaç seni yakalamaya geliyorlar" demesinden belli.
Ama bu kez sorumluluktan kaçmaması gerekiyor.
Sorumluluğun gereği ise açık:
İstifa.
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr
