Siyasi hayatımızda deprem yaşanıyor, partiler çatırdıyor.
Partilerimizde, "parti içi demokrasi" yok. Partiler gerektiği gibi yönetilemiyor. Partiler müesseseleşmemiş.
Parti liderlerinin çoğu birer diktatör ama karizmaları yok.
Partilere hakim olanların bir bölümü ülkeden çok kendi klanlarının çıkarını düşünüyor.
Seçimi kazanan, adamlarını iş sahibi, aş sahibi, mal mülk sahibi, varlık sahibi yapıyor...
Sonuç; oy kaybı ve işte bugünkü deprem...
Peki bu deprem ne getirir?
Temenni edilir ki, Türkiye'ye yeni ve suni olmayan bir siyasal partiler yelpazesi getirsin.
* * *
BUGÜN FP bölünmenin eşiğinde.
DYP'de yeniçeri isyanı var.
ANAP'ta da parti dışında "Arı Hareketi" diye bir muhalefet filizlendi.
CHP 5 yıl için parlamento dışına itildi.
DSP; Ecevit ailesinin haricinde, sağlam bir merkezi örgüt temeline dayanmıyor.
MHP, staj dönemini atlatıp geniş kitleleri kapsayan bir parti haline gelebilecek mi, belli değil.
* * *
FP, RP'nin devamı olarak kuruldu.
RP niye kapandı? Çünkü o, Erbakan ve özellikle de onun dar çevresinin siyasi görüşleri, istek, arzu ve ihtirasları doğrultusunda rejimi değiştirebileceğini zannetti.
Temelinde demokrasi yoktu.
RP'ye egemen olan zihniyet hakimiyetini FP'de sürdürmeye kalkınca aklı başında olanlar isyan etti. Şimdi FP'de parti içinde parti var.
RP de, FP de Batı'daki Hıristiyan demokrat partilere benzer partiler olabilirdi. Geniş kitlelerin güvenini kazanılabilirdi. Ama yanlış zihniyet bu partilileri marjinal parti haline getirdi.
Şimdi FP'de bunun depremi yaşanıyor. Bu deprem Genel Başkan Kutan'ı bile yerinden edeceğe benziyor. Sonuçta; FP yıkılmazsa, bölünür...
* * *
DYP'deki deprem şimdiye kadar görülmemiş derecede tahripkar olabilir.
Bunun en belirgin göstergesi, Meral Akşener gibi bir zamanların Çiller fedaisi birinin de muhalif cephenin ön saflarında yer alması.
Cephe o kadar pervasız ve kararlı ki önceki gün Darıca'da yaptıkları toplantı alternatif DYP sayılabilirdi.
* * *
GÖRÜNEN o ki, Türkiye'nin siyaset arenasında taşlar yerinden oynamış durumda. Türkiye açısından bunda büyük yarar var.
Bu kargaşa ister istemez yeni oluşumları doğuracak.
Kaybolan, eriyen merkez sağ ve merkez sol belki de bugünkü depremden sonra yeniden vücut bulacak, yeniden inşa edilecek.
Ama bunun için her şeyden önce şahsi hırs ve hesapların bir yana bırakılması, particilikte demokratik ilkelerin hayata geçirilmesi gerekiyor.
Bu arada, DYP'nin, ANAP'ın, FP'nin, DSP'nin, MHP'nin ve CHP'nin aklıselim sahibi mensupları ve yöneticileri ile çeşitli sivil toplum örgütü ve baskı grupları temsilcilerine tarihi bir görev düşüyor.
Türkiye'nin yeni siyasal haritası oluşurken bundan önceki kötü örnekleri bırakıp, çağdaş sentezlere, çağdaş, ilkeli, rasyonel çözümlere yönelmek...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr
