(1) Herkes üniversiteye girmek istiyor.(2) Üniversitelerimiz yeterli eğitimi vermiyor.Herkesin üniversiteye girmek istediği, üniversite kapısında bekleyen gençlerimizden belli. Bu yıl üniversiteye giriş sınavlarına 800 bin civarında öğrenci girdi. Dershanelere devam eden genç sayısı da aşağı yukarı aynı. Bunların hepsi, üniversiteye girmek isteyenlerin her yıl arttığını gösteriyor.Peki üniversiteye gireceklerin tespiti nasıl yapılıyor? Memleketin belli sektörlerinde bu mezunlara ihtiyaç var mı? * * *ÜNİVERSİTENİN yolu liseden geçer. Yani liseye gidenin amacı üniversiteye girmektir. Üniversiteye girmeyecek olan meslek okuluna gidecektir.Avrupa'da meslek okuluna giden yüzde 60, üniversiteye girmek için liseye yazılan yüzde 30 iken bizde tersidir.* * *ÜNİVERSİTELERİMİZDE yeterli eğitim verilmiyor. Üniversite sayısı lise gibi çoğalıyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç bunun nedenini, üniversitelere temel teşkil eden ortaöğretimin gerektiği gibi kurumsallaşmamasında görüyor.Bunun için de YÖK 6 kişilik bir komisyon kurdu, çalışıyor. "Bilim politikası ne olmalı?", bunun araştırması yapılıyor.Bu araştırma ne zaman biter, bu araştırmanın sonuçları tatbik edilir mi, göreceğiz.* * *BAZI şeyleri yeniden keşfetmeye lüzum yok.Bizim geçtiğimiz aşamalardan geçen Avrupa ülkelerinden bize benzeyenler hangi yolları izlemiş ona bakmak yeterli değil mi?Eğer dershaneler bize ait bir kanserse bunu doğuran, üniversitelerin plansız, programsız öğrenci alması değil de nedir?..* * *Üniversitelerimizin dünyadaki 500 üniversite arasına girememesi bir ayıp ama bunun sebeplerini ortaya koyan, bu sebepleri ortadan kaldırmak için çalışan var mı?Oysa bir süre önce bu 500 arasında İstanbul Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi vardı. Ne oldu?Avrupa Üniversiteler Birliği kalite notu vermiş, bizim üniversitelerimiz 5 üzerinden 2 almış. Niye?Ankara Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku kürsüsü dünyaca meşhur hocaların görev yaptığı bir yerdi. Şimdi profesörü yok. Kürsünün başında bir doçent var. Neden?Beş tıp fakültemizin yalnız tabelaları var. Öğrenciler başka tıp fakültelerinde okuyor. Öyleyse bu beş tıp fakültesi niye açıldı?Soruları çoğaltmak mümkün ama cevap veren yok.Zaten yer de kalmadı.Şunu soralım, bitirelim: Üniversiteler batıyor desek yanlış mı olur? ÜNİVERSİTELERDE iki sorun var: MİMARLAR "UIA 2005" yani 27. Uluslararası Mimarlık Kongresi için İstanbul, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney'in buluşma noktası ve dünyanın merkezindeki kent olması nedeniyle seçildi.Bugün sona erecek "UIA 2005" için yedi milyon dolarlık bütçe ayrıldı. Konferansın İstanbul'un müspet tanıtımında rol oynaması hedeflendi.Bu hedeflere varıldı mı?Yağmur yağmasaydı belki, ama sağanak hedefe varılmasını önledi. Birçok semti sel basması, tanıtımı menfi yöne çevirdi. Yani gerçek tanıtım yapıldı.Zaten Belediye Başkanı Topbaş, "İstanbul nazım planı olmayan bir şehir. Bazı bölgelerinse hiç planı yok" diyor.Yıllardır yazıp, çiziyoruz. Bu şehrin tabii zenginlikleri var ama buna insan eliyle katkı yapılmıyor. Tam aksine insan eliyle tabii güzellikler de yok ediliyor.İstanbul'da heykel yok, havuz yok, yeterli ışıklandırma yok, caddelerde kafeler yok, Şanzelize ayarı bir caddemiz hâlâ yok.Otomobil var ama otopark yok. 800 bin kapasiteli otopark ihtiyacı var buna karşılık mevcut kapasite 150 bin yani 650 bin araç kaldırımlarda, caddelerde.Üstelik Levent'te yapıldığı gibi, olan otoparklar da kapatılıyor.Bu şehrin tanıtımına kendini adayanların işi zor... İstanbul'u tanıdı!.. ASPİRİN Aspirin tartışması bitmedi."Her gün bir aspirin almak lazımdır" diyenler var. "Aspirinin zararları da var, dikkat edilmeli" diyenler de.Dr. Öz, meşhur, o "Her gün bir aspirin" tavsiye edenlerden.Dr. Murat Kınıkoğlu ise bir gazetede köşesi olan bir doktorumuz. O aman ha, "Her gün aspirin alan kadınlarda meme kanseri gelişme riski yüzde 80'dir. Beyin kanaması, felç geçirme riski yüzde 40 artar" diyor.Daha neler neler... Hepsi şu masum bildiğimiz aspirinin başının altından çıkıyor.Doktorlar bir otursalar benzer bir karara varsalar halk için iyi olmaz mı? Faydalı mı, zararlı mı? 50 MİLYAR "Borcunu ödemek suçu ortadan kaldırmaz. Hırsız yine hırsızdır. Cezasını yer."50 milyar dolarımızı batıran bazı işadamlarına uygulanan budur.Ama TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, anladığımıza göre aksi kanaatte, "İşadamlarının hapse girmesi tahsilatı zorlaştırır. Başka ne işe yarar bilemiyorum" diyor.Doğru. Neyi çözer? Ertürk de sormakta haklı! Bu işadamlarının çoğu maddi güçlerinden bir şey kaybetmedi ki. 2 trilyon lirayı bir kalemde zevk için bulanlar var. Önceki gün bir gazetenin 1. sayfasında fotoğrafı çıkan gibi, Bodrum'da eğlenen veya sıkışınca yurtdışına elini kolunu sallayıp çıkan var.Vatandaşlara da 50 milyar dolar üzerine bir bardak soğuk su içmek kalıyor. Afiyet olsun... Afiyet olsun!.. HALİS AĞA İzmir Valisi emekliliğini istedi. İyi de oldu.Hikâyeyi biliyorsunuz. Tekrara gerek yok. Yalnız bir sözünün üstünde durmak istiyorum.Yusuf Ziya Göksu'nun "Halis Toprak bize 'Murat 124' yollayacak değil ya..." diyor. Yani Murat'ın sahibi olanları küçümsüyor.Küçümsemekte de haklı, herkesin arkasında Halis Ağa gibi dostları yok ki... dheper@milliyet.com.tr Vali haklı!..