Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Uygar dünyanın ele almakta geç kaldığı vahşet Avrupanın göbeğinde Bulgaristanda işlendi. 1984 - 1989 yılları arasında komünist Jivkov yönetimi Türklere soykırım uyguladı. Devletler hukuku, insan hakları sözleşmeleri, İnsan Hakları Beyannamesi ayaklar altına alındı. Binlerce Bulgaristan Türkü işkence gördü, öldürüldü, yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Uygar Avrupanın dikkatini çekmek istiyorum.Bugün Sırp kasabı Miloşeviç yargılanıyor.Sıra Kamboçyanın Kızıl Kmer liderlerinde. BMde onları da yargılama hazırlıkları var.Peki, daha yeni sayılabilecek bir zamanda, 1984 - 1989 tarihleri arasında Türklerin isimlerini değiştirme sürecinde Jivkov rejiminin uyguladığı soykırımın kurbanı olan insanların davası uluslararası bir mahkemede görülmeyecek mi?***KOMÜNİST Jivkov yönetiminin o acımasız günlerini yeniden gözler önüne seren Bulgaristanda yayımlanan bir kitap oldu."Hüseyin Köse" Bulgaristan vatandaşı bir Türk. Köy köy dolaşmış bir kısım şehitlerin öyküsünü dinlemiş, yazmış. Eserin adı "Kanlı İzler".Bazı öykülerden kısa kesitler vererek ben de hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum:Ayşe Mollahasan:"...Milisler, gözlerini bile kırpmadan silahlarını halka yönelterek ateş açtılar. Ayşe, en öndeydi, Biz Türküz! diye bağır bağır bağırıyordu. Birden yere yuvarlandı, sesi kesildi..."Musa M. Yakup:"...Caniler, bir yandan düşen yiğidi yandaki araca koymaya çalışıyor, Biz Türküz, Türk öleceğiz!? diye bağıranları merhametsizce dövüyorlardı. Musa kanlar içinde, Zlatograd Hastanesine kaldırıldı, üç yerinden vurulmuştu. İkinci gün can verdi. Binlerce kişinin önünde kurşuna dizilmesine rağmen, doktor, raporuna Bronşitten ölmüştür diye yazdı..."Mümün M. Ahmet:"...Mümünü de yakaladı bir milis. Önce tüfek dipçiğiyle vurdu ve yere serdi. Bir silah patladı! Sonra bir daha... evet, Mümün iki yerinden vurulmuştu. Bir kurşun omuzunun altından girerek, genç kalbini delip göğsünden çıkmıştı, diğeri ise, ensesine rastlamış, kafatasını delip, alnından uğramıştı..."Aliosman A. Hüseyin:"...Yeni adına hiçbir türlü alışamıyordu. Alöşa, diye çağıranlara küsüyor, bir daha yüzlerine bakmıyordu. Evet, zor, çok zor yaşadı Aliosman bu ad değişimini. Çalıştığı Doburca köyünden sapasağlam aldılar. Momçilgrad milis dairesinde sorguya çektikten sonra Rodoplarda ölüsünü verdiler..."Mustafa İ. Aliev:"...Milisler ve askerler geldiler, derhal dağılışmalarını emrettiler, ama onlar, vira Biz Türküz, adlarımızı vermeyiz! diye bağırışıyorlardı. Azgın katil, ateş açtı. Kurşunların ikisi de Mustafaya isabet etti. Mustafa, düşerken Gidiyorum... diyebildi..."İşte bu cinayetlerin, bu soykırımın uluslararası davası hemen başlamalı. Bugün, uluslararası alanda hesabı görülmemiş bir vahşetin üzerindeki tül perdeyi kaldırmak istiyorum. HÜSEYİN KÖSENİN SÖZLERİ dheper@milliyet.com.tr "Hürriyet, biz Bulgaristan Türklerine çok pahalıya mal oldu... Nihayet demokrasi geldi. Şimdi hürüz. Bu kitabı yazmaktaki amacım, bu büyük cinayetin hoşgörü sahibi Bulgar çoğunluğu ile ilgisinin olmadığını belirtmek, bir avuç otoriter rejim taraftarı ile onların kiralık katilleri tarafından gerçekleştirildiğini anlatmaktır."