2 gün sonra “ak” mı, “kara” mı göreceğiz.
“Ak” derken Ak Parti demek istemiyorum, öyle zannedilmesin.
Ben hâlâ tarafsızım.
Ortadayım.
Ama son gün yani pazar günü sandık başında tarafsızlığımı bozup, oy vereceğim.
Kime?
Kime, hangi partiye olduğunu şimdi söylemek etki yaratabilir.
Onun için bekleyin, olmaz mı?
***
Bu seçim arifesinde çok şey söylendi.
Tansiyon yükselip, düştü.
Liderler günde 3-4 yerde konuştu, sakinlik nedir unuttukları oldu.
Seçim nedeniyle grevler arttı.
Ufak tefek sürtüşmeler de yaşandı. Ama büyük olaylar yaşanmadı. Kırıp dökme, yaralama olmadı.
Halk, seçmen şuurlu davrandı.
Yani demokrasinin gereğini yaptı.
Türkiye’ye, 78 milyon vatandaşa, zaten bu yakışırdı, yakıştığı gibi oldu.
***
Türkiye’de seçim öncesi manzara neyi gösterdi?
Halkın, seçmenin siyasi liderlerden, parti başkanları ve parti yöneticilerinden daha sakin, daha şuurlu, daha bilinçli olduğunu.
Onlar, yani liderler akıllarına ne geldiyse söylediler, heyecanlı konuşanlar oldu. Fakat seçmen büyük olgunluk gösterdi ve sakinliğini korudu. Coşmadı, coşturulamadı, ağır başlılığını muhafaza etti. Bu seçmen artık olgunlaştı, darısı siyasilerin, liderlerin başına.
***
Siyasiler, liderler konuşmaları ile seçim sonrası için çok çeşitli vaatlerde bulundular.
Bunlar saymakla bitmez.
Seçim kampanyası adeta vaat yarışı halinde geçti.
Ama liderlerin taahhütlerinin en önemlisi koalisyonlara karşı olmalarıydı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu “Koalisyona hayır” dedi.
MHP de koalisyon istemiyor.
HDP de eşbaşkanının ağzından koalisyona karşı olduğunu açıkladı.
Peki, ya seçimden sonra bu sözlerin tutulmadığını görürsek? Çünkü muhalefet partileri Ak Parti’nin tek başına iktidar olmasını istemiyor ve zaten bunu imkânsız görüyor.
Öyleyse koalisyon kaçınılmaz olursa onlar ne yapacaklar? Tek başına bir muhalefet partisinin seçimi alması ve iktidar olması da imkânsız, bu aleni görülüyor.
Öyleyse?..
Öyleyse muhalefetin vaatlerini, taahhütlerini unutmamalı, bir kenara yazmalı ve bunlar seçimden sonra yani pazartesinden itibaren hatırlatma için kullanılmalı, iyi olmaz mı?
İDAM Kalktı iyi mi oldu?
İdam cezası kaldırıldı.
“İyi oldu” dedik.
Zaten pek çok ileri, medeni ülkede idam cezası yoktu. Ama bu cezanın kalkması bizi, hepimizi ileri ve medeni yaptı mı?
Hayır.
İçimizde öyleleri var ki, insanın “Onlara idam cezası bile az gelir” diyeceği geliyor.
İşte, geçen gün bir doktor öldürüldü. Cinayet Samsun Hastanesi’nde işlendi.
Üç kurşunu, Göğüs Cerrahisi Uzmanı doktorun yüzüne sıkan katil verdiği ifadede: “İşte böyle zevklerim var” dedi.
Ve ifadesine şu kan donduran sözlerle devam etti:
“Canım sıkıldı. Vurmak hoşuma gitti, ondan vurdum.”
Şimdi bu ülkede daha bu tip olgunlaşmamış kişiler varken “idam cezası”nın bazı cinayetler için kaldırılması erken oldu, denmez mi?
TRAFİK Göreve başladı...
Beşiktaş’a inen Barbaros Bulvarı’nda kaldırımlarda trafik polisleri belki de ilk defa denetim yaptı. Bu denetimlerin artırılarak devam edeceğini duymak halkımız adına bizi de sevindirdi.
Kaldırımlarda yayaların yürümesi, park eden otomobiller nedeniyle imkânsızdı. Kaldırımlar sanki araçlar için park yeri olarak yapılmıştı. Bu yüzden kaldırımda yürüyemeyip yola inen 3 kişi geçen gün Beşiktaş’ta minibüs altında ezildi. Belli ki onlar ezilmese bu denetimler olmayacaktı. Çünkü yıllardır trafik polisi görevini yapmıyordu. Halk yolda, araçlar kaldırımdaydı. İstanbul’da her yerde bu böyleydi, özellikle sokak aralarında. Temennimiz trafik görevilerinin bu denetimlerinin devamı ve genişlemesi.
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- “Tahtını kaptırmadı.”
Ne o, seçim bitti mi?
- IŞİD yıktı.
Yapacak değildi ya...
- Kontrol edilse önlenebilirdi.
Ne kontrol edildi ki?
- İstanbul’un gizli cenneti Şile.
Niye gizli?
- Türkiye’yi “şaha” kaldıracağız.
Sakın “rafa” olmasın.
- O artık ayakkabıcı.
Ne o Karadayı’ya rakip mi?
- Rakipler aynı projede.
Yoksa “Milli Koalisyon” mu kuruluyor.
- Kumarım olmasa TV patronu olurdum.
İyi halt etmişsin.
- Gizli röntgenci kim?
Cevabı olsa gizli olur mu?
- Aşırı mutluyum.
Türkiye’de yaşamıyorsun demek.
- Baba olmak istiyorum.
Bize ne, eşine söyle.
- Klozet tartışması kızıştı.
Başka konu kalmadı mı?
- Atina nereye koşuyor?
Belli değil mi, uçuruma.
- Türk üniversiteleri en iyiler listesinde.
Hayret...
- Dört yerli oto geliyor.
Allah verince birden verir.
- Gözün doysun.
Yanlış anlamayın, Tony Blair’e söyleniyor.