Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Artık bunun aksini düşünmek bile istemiyorum.Herhalde aralık zirvesinde müzakerelere başlamak için önümüzdeki yılın münasip bir ayı kabul edilip ilan edilecek.Diğer yüzde 50inin gerçekleşmesi, yani tam üyelik içinse Türkiyenin önünde en aşağı 11 yıl olacak. Ve esas problem herhalde o 11 yıl boyunca yaşanacak. Türkiyeyi yolundan döndürmek isteyenlere göğüs germek Ankaranın başarısının şartı haline gelecek.***TÜRKİYEyi üyelikten caydırma gayretlerinin ipuçlarını bugünden görüyoruz.Sonuçta AB, Avrupa devleti demekse, bu oluşuma uygulamada ya federasyon ya da konfederasyon denmez mi?Federasyonsa, federe devletlerden birini de Türkiye oluşturacak demektir. Öyleyse "azınlık, azınlık" diye tahrik niye?Bu ABnin müstakbel üyesi bir ülkeyi zayıflatması demektir.Yok, Brükselin kafasında federe devletleri zayıflatıp merkezin hakimiyetini daha da güçlendirme niyeti varsa, bu konuda da neden hedefte yalnız Türkiye var?***AB bugüne kadar dünya platformunda ne siyasi, ne askeri ne de ekonomik etkinlik gösterebildi.ABD rakipsiz güç olmayı sürdürüyor.AB ise Ortadoğuda yok, Balkanlarda yok, Kafkaslarda yok, Asyada yok.Öyleyse bu AB nasıl olacak da bir dünya gücü haline gelecek?Üstelik bu ABnin enerji kaynakları, özellikle petrolü de yok. Dünyadaki petrol kaynakları için mücadele eden ABDnin yanında ABnin adı bile geçmiyor.Aynı ABde İngiltere başka telden, Fransa ve Almanya başka telden, İtalya ve İspanya başka telden çalıyor.AB dünyada etkin bir yer sahibi olmak istiyorsa, Balkanlarda, Ortadoğuda, Kafkasyada, Asyada varlığını hissettirmek istiyorsa Türkiyeyi dışlamamak zorunda.Türkiyenin kalabalık ordusu, genç nüfusu, bölgesindeki tarihten gelen etkinliği görmezden gelinemez.***AB, Türkiyenin mecburen başka etkilerin altında kalmasını, başka seçenekler peşine düşmesini, kendisine cephe almasını istemiyorsa Ankarayı üye olarak kabul edecektir."Türkiyeyi hem aramıza almayalım hem de dizimizin dibinden uzaklaştırmayalım..." anlamına gelen kurnazlıklara Ankara "evet" diyemez.Tam üyelik yolunda, daha önceki adaylara uygulanmamış şartların Ankara için geçerli sayılması verilen sözlere de, yazılı belgelere de aykırıdır. Artık bu tartışma bitirilmelidir.Sonuç olarak; Türkiye AByi istiyor. ABdeki karar vericiler de Türkiyeyi samimi olarak istiyorsa 17 Aralık ilk önemli sınav günüdür. AVRUPA Birliği hayali 17 Aralıkta yüzde 50 oranında gerçekleşmiş olacak. AKP iktidarının elinde; TRTnin dışında, 8 kanal, 2 dijital platform, 13 radyo kanalı, çeşitli dergi ve gazeteler olduğu açıklandı. "Medya tekeli" denen şey yoksa bu mu?Başbakan Gökkafesi boykot etti. Jest yetmez. Hukuka aykırılığın idaredeki uzantıları da yargı önüne çıkarılmalı. Hukuken gecekondudan farkı yoksa o bina da yıkılmalı... "KORKUNÇ KOLEKSİYONCU" YETER Kapkaç can yakıyor. Hem de "nitelikli hırsızlık" denilerek yaptırımın 3 ile 7 yıl arasında hapis cezasına yükseltilmesine rağmen. Ama henüz, binlerce kapkaç olayında 7 yıl hapis cezası uygulanmadı. Bundan sonra da rastlanamayacak. Çünkü mahkemeler cezaların hep alt sınırını veriyor. Önceki gün TVde kapkaça kurban giden cep telefonlarının "İMEİ" numarası sayesinde bulunabilecekleri bilgisi verildi.Tesadüfe bakın, benim çalınan cep telefonumun "İMEİ" numarasının savcılık tarafından Telsim, Turkcell ve Aveaya bildirilmesinin üzerinden tam iki ay geçtiği halde, hâlâ ses seda yok.İstanbulda "İMEİ" numaralarını değiştirmeyi meslek haline getirenlerin varlığından söz edenler var.Göç nedeniyle büyük şehirlerin sosyal haritası değişti. Aile, hemşerilik, çevre baskısının kalkmış olması, kapkaçın artmasında rol oynuyor.Kapkaça yoksulluğun sebep olduğunu kabul imkânsız, öyle olsa Türkiyenin en az yarısı kapkaççı olurdu. Sebep ne olursa olsun, devlet vatandaşın emniyetini sağlamak, kapkaçı da önlemek zorunda.Ama istatistikler örneğin İstanbulda kapkaç faillerinin ancak yarısının ele geçirilebildiğini gösteriyor.3 - 5 kapkaççıya teslim olacaksak, vay halimize!.. Kapkaça teslim ÜNİVERSİTE Boğaziçinin rektörü, Türkiyenin en iyi beş üniversitesini açıkladı.Beşin dışında kalan üniversitelerin rektörleri ateş püskürüyor.Oysa önceki gün dünyanın en iyi 500 üniversitesi ilan edilmişti. Ve bu listede tek bir Türk üniversitesi yer alamamıştı. 5i bırakın 500e giren yoktu. Ama hiçbir rektörümüz kılını kıpırdatmadı. Oysa evrensel ölçüler, dünya bilim arenasındaki yarış çok daha önemli değil mi? 500 - 0 mağlup BOL KAZANÇ Oh be nihayet "G.O.R.A." yarın vizyona giriyor.Bir yapıt bu kadar göklere çıkartılır.Aylardır ortada film yoktu, ama olmayan filmi, görülmeyen filmi methediciler her yanı sarmıştı.Cem Yılmazı sahnede seyretmeyi severim.Ama "G.O.R.A."yı görmeden ahkam kesemem.Bu kadar nümayişten sonra "G.O.R.A." herhalde kazancıyla "Türk sinema tarihi"ne geçer... dheper@milliyet.com.tr Sen neymişsin be G.O.R.A