AB bölündü.NATO, yükümlülüklerinden kaçarak ölüme gidiyor.BM çatırdıyor.Üstelik bu hercümercin etkileri de en çok Türkiyeyi ilgilendiriyor.Böyle anlarda liderler ve onların fikir üretici kadroları, beyin takımları çok önem kazanır.Bırakın Atatürkü, İnönüyü. Türk - Yunan konfederasyonu hayalini kurduracak kadar ilişkilerde başarılı bir Adnan Menderes bugün var mı?Bakın; Demirel ile beraber Kafkasya ve Orta Asya Türk cumhuriyetleri de gitti.Özal ve ekibi olsaydı Türkiye acaba şu anki çaresiz halini yaşar mıydı?Bugün Türkiyeyi yöneten lider takımının etrafında maalesef 70 milyonluk büyük Türkiyeye yakışır etkinlikte, dünyanın da dikkate alabileceği fikirler üreten kadrolar yok.Oysa konjonktür bunu gerektiriyor.***HÜKÜMET "barış" diye diye "savaş"a girdi. İngiltereden sonra savaşı destekleyen ikinci ülke oldu.Bu tutarsızlıkla hem "İsa"yı hem "Musa"yı darılttı.ABD ile "stratejik ortaklık" herhalde Irak olayından sonra tarihi bir anı olarak kalacaktır.Fransa ve Almanya NATOdaki tutumlarıyla Türkiyeyi cezalandırabileceklerini ortaya koydular.İnönü, "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de yerini alır..." demişti. Bugün bunu tekrarlayabilecek güçte bir lider var mı?***TÜRKİYE yıllardır ülkede istikrarı yakalamak ve koruyabilmek için dış politikada tavizler verdi. Kuzey Irakta da verdi. Oysa yalnız istikrarı korumak yetmez, aldığınız risk, ileri adımlar atmanıza da yaramalıdır. Bugün de düşünülmesi gereken budur.***ARTIK anlaşılan o ki; dünya yeniden dizayn edilecek.Bu işin mimarlığına soyunansa ABD.Ama bu tepeden inme planlamacılıktan rahatsız olanlar da var.Fransa ve Almanyanın Irak olayındaki direnişlerinin esas amacı Saddamı korumak mı, ABDye "dur" demek mi?Büyük ihtimalle Avrupanın eskileri ABDyi pek çok yerde ve de özellikle Avrupada görmek istemiyor.Bakın Makedonyadan NATO askeri çekiliyor, yerini Avrupa ordusu alıyor.Sanki savaş ABD ile Irak arasında değil de, "Fransa - Almanya" ile "ABD" arasında sürüyor.İkinci Dünya Savaşından bugünlere kadar ABDnin politikalarını sürdürmenin aracı olan Avrupa şimdi başkaldırıyor.Yol ayrımına gelindi, öyle anlaşılıyor ki artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak. "Globalleşme" dedik, "ayrışma"ya geldik. ABD Avrupa ile iplerini koparıyor. Almanyadaki yatırımlarını bile durdurdu. ÇAĞRIMIZI YİNELİYORUZ İnsan Hakları Mahkemesi ile Lahey Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi ve benzer uluslararası kuruluşları, insan onurunu, şekil şartlarına kurban etmemeye, bir kez daha çağırıyorum. "Uygar Avrupa, bu soykırımı unutma" dedim. Bulgaristanda Jivkov döneminde Türklere uygulanan soykırıma Avrupanın bugüne kadar sessiz kalışını eleştirdim. CAMİLERİMİZ Biblo gibi olmalı Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü yapımlarda kontrol yok.Bir Anadolu turu yapın, zevk sahibi ustanın elinden çıkmış kaç tane cami görürseniz bir o kadar da zevksizin eserine(!) rastlarsınız.Oysa, cami planlarını, Diyanet İşleri yaptırıp dağıtamaz mı?Şartlarını yerine getiremeyen, bir Müslüman olarak benim hazmedemediğim bir başka konu daha var:Camilerin altlarına tamirhane, imalathane gibi pis pasaklı ticarethaneler yapılması, dükkanlar açılması...Camilerimiz yalnız ibadet yeri olmalı, ticaret değil.Ben camilerimizin sağlamlıkları kadar, güzel görüşleriyle, nadide bitkilerle bezenmiş bahçeleriyle, estetikleriyle de her insanın içini aydınlatmasını isteyenlerdenim. Sert hava minareleri vurdu. Yıkılan yıkılana. ATEŞE BENZİN Tüccar şaşırdı Böyle zamanlarda en büyük zararı ekonomi görür.O zararı asgariye indirmenin mutlaka çeşitli yolları vardır.Ama herhalde o yol, bizim iş dünyamızın bir bölümünün yaptığı gibi, "savaş var, satışlar durdu", "kimse alışveriş yapmıyor" gibi koro halinde demeçler vermek değildir.Satıcılar, "Bu ortamda satış olmaz" derse kim alışveriş yapar? Savaş var. Herkes tedirgin. İŞTE CEVAP Muhabir kime denir? Cevabı ben vereyim:O uzun terör yıllarında, ölüm tehlikesi içinde, gece sabahlara kadar İstanbul sokaklarını karış karış dolaşıp, tarihe belge olan çatışma, vuruşma, ölüm, yaralama haber ve fotoğraflarını Milliyete taşıyan Savaş Ay gibi gazetecilere... dheper@milliyet.com.tr Savaş Ay, "Muhabir kime denir?" diye sormuş.
