Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Dünya üzerinde her üç dakikada bir kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. Yalnızca üç dakika. Yani 180 saniye. Bu şu anlama geliyor: Siz bu kısa yazıyı okumayı bitirdiğinizde, muhtemelen bir kadına daha meme kanseri teşhisi konulacak. Ve konulacak bu teşhis, sadece meme kanseri hastasını değil; aynı zamanda sevdiklerini de büyük bir yıkıma uğratacak.

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ

Öz güvenin zararları

Meme kanserinde, erken teşhisin ne kadar önemli olduğu izaha dahi gerek duyulmayacak apaçık bir gerçek. Fakat ne acı bir durumdur ki bu gerçek, ‘Bende olacağını sanmıyorum’ varsayımına karşı galip gelemiyor. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde, meme kanseri teşhisi konulacak o kadının siz olmayacağına dair sahip olduğunuz emniyet, sizi tehlikeye atacak en büyük tehdit ve zararlı bir öz güven.

Haberin Devamı

Bilinçlendirme ve farkındalık ayı

Dünya Sağlık Örgütü, meme kanserinde erken teşhisin önemini ve farkındalığını artırabilmek amacıyla ekim ayını Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak seçmiş. Bu önemli ve gerekli zaman dilimi, ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafınca yapılan çeşitli faaliyetler ile anılıyor.

Meme dokusunu oluşturan hücre gruplarının değişime uğraması ve kontrolsüzce çoğalması ile oluşan tümörünün neden olduğu bir hastalık olan meme kanseri, kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür. Meme dokusunda veya koltuk altında kitle ve şişlik gibi belirtileri bulunur. Erken dönemde konulabilecek tanı ile tedavi şansı büyük oranda artar. Dolayısıyla meme dokusu içerisinde şüpheye yol açacak herhangi bir kitle ile karşılaşıldığında derhal hekime başvurulması gerekir.

Zemin hazırlayan faktörler

Meme kanserine ait risk faktörlerinin bazılarını değiştiremeyiz bunlar:

Cinsiyet: Kadınlarda daha sık görülür.

Yaş: 55 yaşından sonra daha sık görülmekte.

Aile öyküsü: Birinci derece akrabalarda meme kanseri bulunması bu riski artırır.

Genetik mutasyon: BRCA1 ve BRCA2 genlerinde genetik mutasyon olan kadınlarda meme kanserine yakalanma oranı yüzde 80’dir. Ayrıca kansere yakalanma yaşı da daha genç yaşlardadır. Çoğunlukla iki memeyi birden etkiler. Bu gen mutasyonunu taşıyan kadınlar yumurtalık kanseri gibi başka kanserlerin gelişme riskini de beraberinde taşırlar.

Haberin Devamı

Erken menstruasyon: Erken yaşta adet görmeye başlayan kadınlarda daha sık rastlanır. Çok fazla hamilelik geçiren kadınlarda, meme kanseri olma riski azalır. Bunun nedeni ise, hamilelik döneminde duran adet döngüsüdür.

Geç menopoz: Meme kanseri gelişmesinde en önemli etken östrojendir. Kişinin östrojene maruz kaldığı dönemin uzun olması bir risk faktörüdür. Erken yaşlarda adet görmek ve geç menopoza girmek, östrojene maruz kalınan dönemi uzatarak meme kanseri riskini artırır.

Bir de düzeltebileceğimiz risk faktörleri vardır;

Obezite: Yağ dokusunda östrojen üretiminde artış, insülin ve insülin benzeri hormonlarda artış ve yine yağ dokusundan salgılanan leptin adiponektin, IL-6 vb adı verilen maddeler menopozal ve menopoz sonrası dönemde meme kanserinin artmasına neden olan etkenlerdir.

Östrojen: Menopoz öncesi, vücuttaki östrojen hormonunun büyük bir kısmını yumurtalıklar üretilir. Menopoz sonrası ise yumurtalıklar östrojen üretmeyi durdurur ve metabolizmanın yavaşlaması ile beraber vücutta biriken yağ dokusu östrojeni üretir bu da meme kanseri gelişme olasılığını arttırır.

Haberin Devamı

Sigara ve alkol kullanımı: Meme kanseri riskini artırır.

Fiziksel aktivitenin az olması: Obezite ile de alakalı olan hareketsiz yaşam meme kanseri riskini de etkiler.

Dışarıdan hormon takviyesi almak: Gerek menopoz sonrası şikayetleri gidermek için, gerekse menopozdan önce doğum kontrol amacı ile verilen hormon tedavisi meme kanseri riskini artırır.

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ

Erken teşhisten daha erkeni

Günümüzde önleyici ve koruyucu tıp uygulamalarının gelişmesi sayesinde, artık hastalıkların vücutta oluşmadan önce önlenebilmesi amaçlanıyor ve tedavi protokolleri de bu doğrultuda şekilleniyor. Bir hastalığa yakalanmadan önce, o hastalığın ileride oluşabilme ihtimalini öngörmek ve önlemleri bu çerçevede genişletmek; gerçekten de sağlık alanında yeni ve çok büyük bir devrim niteliği taşıyor.

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte tetkik ve tarama sistemleri, meme kanseri de dahil olmak üzere pek çok hastalıkta “erken teşhis” kavramını yeniden sorgulamamıza neden oldu. Erken teşhis gerçekten erken midir? Teşhis konulduğunda aslında zaten hastalığa yakalanmış olduğunuz belirleniyor. Peki hasta olmadan, hastalık başlamadan hastalığı önlemek mümkün mü? Yeni gelişen sağlık teknolojileri ile EVET!

Yapay zeka ve üç boyutlu görüntüleme sistemlerini de içerisinde barındıran gelişmiş tetkik ve tarama sistemleri ile vücudunuzda ileride oluşabilecek hastalıklar da artık belirlenebiliyor. Böylelikle hastalık oluşmadan önce önlem alınabiliyor. İleri teknolojik cihaz ve ekipmanlar ile vücut tepeden tırnağa taranıyor. Böylece kişiye özel bir sağlık haritası çıkarılıyor. Daha sonrasında ise devreye önleyici koruyucu tıp uygulamaları giriyor ve gelecekteki muhtemel hastalıkların riskini, ciddiyetini ve süresini en aza indirerek, hastalık belirtileri henüz ortaya çıkmadan önce teşhis edip önlem alınabilmesine olanak sağlıyor.