FITIK MI TUTULMA MI?

19 Temmuz 2012

İyi bir duruş, egzersiz ve düzgün vücut mekaniğiyle, boyun ağrılarını önlemek mümkün. İşte işinize yarayacak birkaç öneri

Boyun fıtığı gelişmiş hastalar genelde “Boynum tutuldu” der. Ancak doğru teşhis için boyun tutulmasının ardındaki nedene bakmak şart. Çünkü bazen basit bir spazm ya da yanlış yastık kullanımı, tutulmaya yol açarken bazen de sorumlu fıtık olabiliyor. Bu nedenle boyun tutulmasından şikayet edenlerin vakit kaybetmeden bir doktora başvurması gerekiyor.
Peki sorun basit bir tutulmaysa buna ne yol açıyor? Ağır kaldırmak, yanlış spor, bozuk duruş ve kötü pozisyonda uyumak, seyahat, yüksek yastık nedenler arasında. Sık sık tekrarlanırsa ihmal edilmemeli çünkü tutulmalar boyunda kalıcı sorunlara yol açabiliyor.

Boyun hareket açıklığı için
1-Egzersizleri yaparken boynun düzgün tutulması önemli. Bu nedenle egzersizlerden önce baş ve boynunuzu düz hale gelene kadar arkaya çekin, tam karşıya bakın.
2-Başınızı öne ve arkaya, her iki omzunuza doğru eğin. Sonra her iki yöne doğru çevirin. Hareketi yavaş olarak ve ağrı sınırına kadar 10 kez tekrarlayın.

Yazının Devamı

BOYUN AĞRILARININ NEDENLERi

12 Temmuz 2012

Boyun ağrılarının nedeni genelde fıtık zannedilir. Ancak fıtık, bu ağrıların sadece yüzde 10-20 kadarından sorumlu

Boynumuzu ayakta tutan yedi omur kemiği arasında disk adlı kıkırdaklar var. Bu disklerin içindeki jölemsi sıvının omuriliğe veya sinirlere doğru taşması, boyun fıtığına neden olur. Ani hareketler, trafik kazalarında boynun gidip gelmesi, kaslara aşırı yüklenme, bilinçsiz spor, bilgisayar başında uzun süre kalma, hareketsiz yaşam hastalığın nedenleri arasında.
Boyun ağrısıyla birlikte ya da tek başına kol ağrısı olabilir. Hastanın elinde, sinirdeki baskıya bağlı olarak kas gücü kayıplarına rastlanır. Tutma yeteneği azalır. Örneğin elindeki kalemi tutamaz. Kürek kemiğinin alt hizasında, önde göğüse vuran ağrılar oluşabilir. Bu nedenle de hasta, kalp sorunu olduğunu düşünür. Ayrıca boyun fıtığı ilerlediğinde hastanın kolunda incelmeler meydana gelir.
Aslında boyun fıtıkları sanıldığı gibi boyun ağrılarının en sık nedeni değil. Boyun bölgesindeki ağrıların yüzde 10-20 kadarı boyun fıtığı kaynaklı. Eğer hastada ağrı, boyundan kola vuruyorsa, kas gücünde kayıplar başlamış, parmaklarında uyuşukluk varsa kesinlikle boyun fıtığıdır.

Romatizmal hastalıklar da etki

Yazının Devamı

ARKADAŞLARIMIZIN SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

5 Temmuz 2012

Son bilimsel çalışmalara göre, sosyalleşmenin sadece insan psikolojisi değil, fiziksel sağlığı üzerinde de önemli etkileri var. Özellikle kadınlar arasındaki arkadaşlık güdülerinin biyolojik kökenli olduğu düşünülüyor.


‘Psychology Today’da yayımlanan bir çalışmaya göre, arkadaş edinmek kadınların stresle başa çıkmak için kullandıkları bir yöntem. Çalışma, zorlu durumlarda erkeklerin ‘savaş ya da kaç’ tepkisi verdiğini, fakat kadınların ‘yönel ve arkadaş ol’ yöntemini tercih ettiklerini gösterdi.

Hormonal etkenler
Erkekler ve kadınların strese karşı tepkilerinin farklılaşmasının temelinde, oksitosin hormonu yatıyor. Hayvanlarda yüksek oksitosin oranı, annelik ve duygusal bağlarla ilişkili. Kadınlık hormonu olan östrojen bu tepkiyi artırıyor. Diğer yandan erkeklik hormonu testosteron, oksitosin üretimini baskılıyor. Kadınlar bu nedenle arkadaş edindikçe stresle baş edebilecek oksitosin hormonundan daha fazla salgılıyor.

Yazının Devamı

YAŞAM TERAZiSiNDE pH DENGESi

28 Haziran 2012

Son zamanlarda içme sularının pH değerleriyle ilgili reklamlara sık rastlıyorum. Bu yüzden pH konusunda sizleri bilgilendirmek istedim.

Genel olarak pH’ı ilk duyduğumuz yer, kimya dersleri olur. pH terimi, belli bir ortamdaki hidrojen iyonlarının yoğunluğunu temsil eder. Hidrojen iyonları artarsa pH düşer ve sıvı asidik olur. Tam tersi, hidrojen iyonları arttığında pH yükselir ve ortam alkali hale gelir. pH, 0’dan 14’e kadar bir skalayla ölçülür. 0 tamamen asidik, 14 tamamen alkali, 7’yse nötr kabul edilir. İnsan vücudunun iyi çalıştığı pH düzeyi, 7.4 seviyesinde ve hafif alkali. Vücudun asitleşmesine yol açan faktörler bu nedenle hastalıklara da yol açabilir.

Vücut için tehlike zamanı
pH dengesiyle ilgili tezleri savunan en önemli bilim insanlarından biri, Antoine Bechamp’dı. Bechamp’a göre, pH dengesi bozulduğunda normalde vücutta bulunan mikroskobik organizmalar hastalık üretmeye başlar. İnsan vücudunda pH seviyesi 7.36’nın altına düştüğünde asit zehirlenmesi (asidoz), 7.42’yi geçtiğindeyse alkaloz denilen durum başlar. Başlıca iki asidoz bulunur. Respiratuar (solunumsal) ve metabolik.


Respiratuar asidoz, akciğerler bedenden yeteri kadar karbondioksiti

Yazının Devamı

PİSAGOR BESLENME KONUSUNDA HAKLI MIYDI?

21 Haziran 2012

Pisagor, “İnsanoğlu acımasızca kendinden zayıf olan canlıları öldürmeye devam ettikçe, hiçbir zaman sağlık ve barış nedir bilmeyecek. Hayvanları öldürdüğü sürece birbirini de öldürecek” demişti. Haklı mıydı gerçekten?

Eski Yunan filozofu Pisagor’un üçgen açılarıyla ilgili teoremlerinin haklı olduğunu matematikçiler en azından şimdilik kabul ediyorlar. Ben onun beslenme konusundaki teoremlerinden bahsetmek istiyorum. Pisagor, dünyada tanınan ilk vejetaryendi. Hatta 1847’de İngiltere’de kurulan İngiliz Vejetaryen Derneği’nin kuruluşuna kadar vejetaryenlere “Pisagorcular” deniyordu. Pisagor “İnsanoğlu acımasızca kendinden zayıf olan canlıları öldürmeye devam ettikçe, hiçbir zaman sağlık ve barış nedir bilmeyecek. Hayvanları öldürdüğü sürece birbirini de öldürecek” demişti.
Vejetaryenlar Veganlara göre daha az kısıtlayıcı bir rejim takip etmektedirler. Vejetaryenlerin rejiminde veganlarınkinde kesinlikle yer almayan süt ve süt ürünü olan peynir, yoğurt yer almaktadır. Çok koyu veganlar arıların ürettikler balı dahi yememekte ve de hayvansal hiçbir ürünü hayatlarına sokmamaktadır. İnsanoğlu ateşi kontrol etmeye başladıktan sonra, yani günümüzden 800 bin yıl kadar önce

Yazının Devamı

ŞEKERLEMENiN YARARLARI

14 Haziran 2012

Çeşitli araştırmalar, gece uykusuna ek olarak gün içinde şekerleme yapmanın, sağlığa faydaları olduğunu gösteriyor. Çünkü uyku sırasında beyin hücreleri yenileniyor, bağışıklık sistemi güçleniyor ve kalp korunuyor.

Gün ortasında şekerleme yapmanın en iyi yönlerinden biri, sıcak yaz günlerinde, bunaltıcı havanın etkisinden kaçmak. Şekerlemenin birçok çalışmayla ortaya konan sayısız faydaları da mevcut. Örneğin Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, şekerleme yapan kişilerde öğrenme süreci daha sağlıklı işliyor. 39 yetişkinin katıldığı çalışmada, bir grup, öğrenme öncesi 90 dakika uyurken, diğer grup hiç uyumadı. Uyuyan grubun sonuçları daha iyiydi.

Uykusuzluğun öğrenme yeteneğini yüzde 40’a kadar gerilettiği de biliniyor.
İnsanoğlu geçmişte kabileler halinde yaşarken, polifazik şekilde uyuyordu, yani gün içinde birkaç defa kısa sürelerle uyku ihtiyacını karşılıyordu. Bunun en önemli sebebi, vahşi canlıların ve diğer kabilelerin saldırılarından korunma ihtiyacıydı. Modern hayata uyum sağladıkça bu çoklu uykular, yerini bifazik dediğimiz çift uykuya bıraktı. Burada da gündüz kısa bir şekerleme, geceyse uzun bir uyku tercih edilir.

Yazının Devamı

SARIMSAK VE TAVUK ÇORBASININ SIRRI NE?

7 Haziran 2012

Sarımsak ve tavuk suyu çorbanın faydaları saymakla bitmiyor. Tabii bu gıdaları tüketirken sarımsağın taze olmasına ve organik köy tavuğu aldığınıza dikkat edin. Çünkü hormonlu tavuklar için aynı görüşler geçerli değil

Sarımsağın tıp alanında kullanımı M.Ö. 3000 senesine, Sümerler ve Mısırlılar’a kadar dayanıyor. Mısır’da bu tarihlere dayanan kilden yapılmış tabletlerde, sarımsak heykelcikleri ve resimleri göze çarpıyor. Piramitler inşa edilirken çıkarılan tek isyanın da sarımsağın olmamasından kaynaklandığı ileri sürülüyor. Hipokrat, sarımsağın kanseri iyileştirebileceğine inanıyordu.

Çalışmalarla kanıtlandı

1858’de Louis Pasteur, sarımsağın bakterileri öldürdüğünü keşfetti. Bir ml. çiğ sarımsak suyu 60 mg. penisilin kadar etkiliydi. Hindistan’daki Tagore Tıp Okulu, sarımsak yiyenlerin kan basıncında yüzde 10 oranında azalma olduğunu saptadı. Bir Çek çalışmasındaysa sarımsak tüketiminin hayvan damar çeperlerinde biriken kolesterolü düşürdüğü bulundu. İngiltere East Sussex Sarımsak Merkezi’nde yapılan bir araştırma sonucunda da sarımsağın özellikle ‘staphylococcus’ cinsi bakterinin oluşturduğu enfeksiyonlara karşı etkili olduğu kanıtlandı. Ayrıca sarımsak, gribe

Yazının Devamı

BiLiMSEL CESARET YA DA EGOLARDA ESARET

31 Mayıs 2012

Son yıllarda uygulanan ikili ya da üçlü uzuv nakilleri, gündemi meşgul ediyor. Ameliyat sonrası komplikasyonları önlemedeyse fiziksel tedavi ve rehabilitasyonun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Dünyanın ilk üçlü ekstremite nakilli hastası Atilla Kavdır’ı kaybettik. Kavdır’ın operasyonundan bir ay sonra Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan iki kol ve iki bacak nakli de dünyada ilk defa gerçekleştirildi. Ancak kısa süre içinde ampute edilmek zorunda kaldı. Akdeniz Üniversitesi’ndeki operasyonsa başarılıydı. Nakledilen bacakla ilgili sorun yaşanmış ve bacağın tekrar alınması gerekmişti. Bu nakiller, Türk doktorlarının ve sağlık personelinin dünya çapında başarısı olarak izlenmekteydi. Ancak nakiller sonucunda iki hastanın da kaybedilmesi ulus- lararası bilim camiasında ülkemizin ciddiyetiyle ilgili soru işaretlerine yol açtı.


Dünyadaki ilk çift bacak nakli, İspanyol Pedro Cavadas ve ekibi tarafından 12 Haziran 2011’de Valencia’da La Fe Hastanesi’nde yapıldı. Çift bacak nakli yapılan hasta, Aralık 2011’de uygulanan başarılı rehabilitasyon programları sayesinde su içinde yürümeye başladı. Dünyanın ilk çift kol nakliyse Almanya’nın Münih kentinde kolları yıllar önce

Yazının Devamı