Dr. Hakan Tartan

Dr. Hakan Tartan

hakantartan35@gmail.com

Tüm Yazıları

Sofralarımıza tarladan bereketi taşıyan bankalar bunlar. O kadar önemli ki... Geleceğin güvencesi. Kapıları çelikten, özel şifreli. Giriş-çıkış denetimde. Tohum gen bankaları, beslenme sorununun yaşanmaması, gıdaya ulaşım için ciddi bir şans.

Tarım alanında önemli konulardan biri de tohum arz güvenliği. Gelecek yıllarda üretim, beslenme ve gıda tedariki daha önem kazandıkça tohumculuğun da değeri yükselecek. Bunu şimdiden gören ülkeler var. Türkiye de bir süredir kendi tohumunu, fidesini üretme konusunda ciddi adımlar atıyor. Hatta ülkemizin bu alandaki ihracat potansiyeli de sürekli gelişiyor. En son rakamlar, 86 ülkeye tohum ihracatı yaptığımız yönünde. Belki elde edilen gelir büyük değil, ama gıda milliyetçiliğinin yoğunlaştığı bir dönemde stratejik önemi var.

Haberin Devamı

Yerli tohumda üretim 150 bin tondan 2022 itibarıyla son 10 yılda 1 milyon 59 bin tona çıkarıldı. Büyük bir sıçrama. Aslında bu sektöre gönül verenlere tam destek verilse Türkiye’nin daha büyük bir gelişme yaşaması işten bile değil. Dünya sertifikalı tohum piyasasında 10. sıradayız. Küçük desteklerle bu sıra 5’e çekilebilir.

İzmir ve Ankara’da Ulusal Tohum ve Gen Bankalarımız var. Bu bankalar para değil, umudu ve toplumsal geleceği biriktiriyor. Sermayesi gıda. Faizi mutlu gelecek. Birikimleri öyle değerli ki: Açlık ve yoksullukla mücadele, kendine yeten ülke avantajı elde etme... Burada 4 binden fazla türde 100 binden fazla tohum örneği korunuyor, geliştiriliyor, yaygınlaştırılıyor.

Gitgide yoksullaşan, fakirleşen, kaynakları tükenen ve gıda erişimi konusunda büyük sorunlar yaşayan dünya adına önemli çözüm arayışları bunlar.

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren tohum bankalarımız, tıpkı Merkez Bankası gibi önemli. Tohum bankaları, yerel çeşit tohumların, ata tohumların geliştirilmesi konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Aslında ülkemizde tohumla ilgili çalışmalar 1930 yıllarından itibaren başlamış. İmza malum, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk‘ün direktifi ile Eskişehir'de başlayan çalışmalar hep gelişmiş, büyümüş.

Haberin Devamı

Bugün Tohum Gen Bankası’nda tohumlar iki set olarak saklanıyor. Biri gelecek kuşaklar için, yani üretim ve etkin gıda sağlanması adına. Diğeri araştırmacılar için. Bu tohum nasıl geliştirilir? Kuraklığa dayanıklı hale nasıl getirilir? Verim nasıl artırılır?

Tohum bankaları gıdanın güvencesi

Sağlıklı ve verimli

Türkiye tohum genetik kaynak ve gelişimde iyi bir noktada. Akdeniz ve Orta Doğu için stratejik konumu ve iklim avantajları bu anlamda bir şans. Tahıl ürünlerinde, yemeklik tahıl bitkilerde, yemeklik tane baklagillerde, yem bitkilerinde, sebze ve meyvelerde, tıbbi aromatik bitkilerde ve özellikle kestanede hem genlerin korunması, hem geliştirilmesi, hem de sağlıklı ve verimli ürünler yaratılması için bilim insanları çalışıyor.

Hem yerel çeşitler, ata tohumları, hem de doğada kendiliğinden gelişen yabani örnekler önemli. Üstelik bu bankadan çıkan ürünler sağlığa zararlı değil. Aksine, bunların hiçbir sakıncası, yan etkisi yok. Oysa genetiği değiştirilmiş ürünler zararlı. O yüzden bu banka değerli. Çelik kapısının arkasında, özel koşullarda korunan ve gözden bile sakınılan tohumlar, yarınlara yönelik umutları da taşıyor. Güçlü, kendine yeten Türkiye olmak. Atatürk’ün koyduğu hedef doğrultusunda... "Köylü milletin efendisi" sözünü şiar edinerek. Üreten, üretimi güçlendiren herkesi destekleyerek.

Haberin Devamı

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Ali Peksüslü, zorlu, riskli ama umut dolu bir bankacılığın çalışkan neferi. Şunları söylüyor:

"Devletimiz önemli işler yapıyor. Bu tohum ve gen bankaları geleceğimiz adına önemli bir güvence. Ülkemizin ilk Ulusal Tohum Gen Bankası bünyemizde. Islahi geliştirme, üretime sunma ve koruma görevlerini en iyi şekilde yürütüyoruz. Bu banka büyüdükçe, geliştikçe ülkemize katkısı da büyüyecek."

Gen haritaları

Gelecekte tarımsal verimliliği artırmak adına gen haritaları çıkacak. Domatesi kokusu, lezzeti ile tanıyacağız. Türkiye’de de bu çalışmalar gelişmeli. Yerel çeşitler daha yoğun emekle toplanmalı. Boşluk analizlerine göre gen bankalarında yerel çeşitler ya da toplanmamış türlerin toplanması ve bankaya kazandırılması ve sürdürülebilir genetik kaynak yaratılması için yeni bir bütçe sağlanmalı. Güçlü ve araştırmalara olanak tanıyacak bir bütçe. O zaman 'domatesin 50 lira olması' önlenebilir. 

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi burada üretilen tohum ve fideler yoluyla ticaret yapan kesimlerden çalışmaların desteklenmesi anlamında yüzde 2, yüzde 3 bir üretim, yetiştirme payı alınması, bunun Ar-Ge'de kullanılması çok yararlı olacaktır.

Tohum takası yaparken dikkat!

Dr. Ali Peksüslü, Ege Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü. Alanında saygın ve deneyimli bir bilim insanı. Tohumlarımızın gelecek kuşaklara sorunsuz aktarılması için ekibi ile gece gündüz demeden çalışıyor. Dr. Ali Peksüslü, özellikle son dönemlerde birçok belediyenin gerçekleştirdiği Tohum Takas Şenlikleri ile ilgili de şu uyarıda bulunuyor:

"Bu şenlikler ata tohumlarımızın korunması, konuya dikkat çekilmesi ve tarımsal üretimin geliştirilmesi için değerli. Ancak bilimsel anlamda ciddi eksikler var. Yeterli araştırma, tescil ve inceleme olmadığı için bu takas şenlikleri bazı sorunlara yol açabilir. Örneğin bir tohumda hastalık ya da bir sorun varsa o değişimle bu başka yerlere de yayılabilir. Ayrıca Kırkağaç kavunu diyorsak, o yöreye ait. Çeşme kavunu da öyle. Karakılçık yerinde değerli. Götürüp başka yerde ekerseniz aynı sonucu vermez. Hatta sorunlar olabilir. Onun için bu şenliklerin Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonu ile yapılmasında büyük yarar var."

Tohum bankaları gıdanın güvencesi

BİR ÖNERİ

Kur korumalı gübre ve ilaç

Döviz inip çıktıkça tarımsal üretimdeki girdi maliyetleri bir türlü kontrol altına alınamıyor. Maliyet hep yükseliyor. İşte gübre, ilaç, elektrik , mazot. Ortalama yüzde 100’den, yüzde 130’dan fazla arttı, indirimler yetersiz kaldı. Gübre fiyatı düştü, yine çıktı. Kalemlerdeki artışlar üreticiyi kara kara düşündürüyor. Sonuç belli, pahalılık.

Bir okuyucum geçenlerde, “Her şeyi gören adam, neden önerilerin hayata geçmedi” diye takılmış. Bilmem ki, öyle bir iddiam da yok zaten!

Ama malum kur garantili sistem devreye sokuldu, döviz sancısı sonrası. Çözüm oldu olmadı, birkaç ay sonra belli olur. Benim önerim net, pahalılığa ve yüksek fiyata karşı ‘üretici ve çiftçiye de kur garantili sistem’ getirilsin.

Üretici, diyelim TMO’ya ya da kooperatife ürün taahhüdünde bulunsun, devlet ya da üst birlikler de onun girdilerini, yani elektrik, mazot, gübre ve ilacı ‘kur garantili’ versin. Hem üretici kazansın, hem de tüketici.