YORGUNLUĞUNUZUN NEDENi C ViTAMiNi EKSiKLiĞi OLMASIN?

27 Kasım 2012

Böbrek üstü bezlerinin kabuk kısmından yeterli hormon üretilememesi, son zamanların moda hastalığı ‘kronik yorgunluk sendromu’na neden olur. Ve bu durumun başlıca sorumlularından biri, C vitamini eksikliğidir

Geçenlerde endokrinolog Doç. Dr. Gökhan Özışık’la C vitamininin öneminden konuşuyorduk. Gökhan Hoca konuyu çok güzel özetledi, aynen aktarıyorum:
“Çoğumuzun aklına kış aylarına girerken ya da soğuk algınlığına yakalanınca gelen C vitamini hakkındaki bilgilerimizi tazelemekte yarar var.
C vitaminini (askorbik asit), vücudumuz üretemediği için muhakkak dışarıdan almak gerekiyor. Başta turunçgiller olmak üzere, domates, maydanoz, çilek, kuşburnu, böğürtlen hatta lahana gibi birçok yeşil yapraklı sebzenin yanında bazı besi hayvanlarının böbreküstü bezlerinde doğal olarak bulunuyor. Eksikliği; yorgunluk, bitkinlik, uyuşukluk, bağışıklık sisteminde zayıflama, diş etlerinde şişlik-kanama, ciltte sebepsiz morluklara kadar ilerleyen deri altı kanamalar, saç kalitesinde bozulma, eklem-kas ağrıları, nefes darlığı ve kemik kırılmasına kadar birçok başka hastalık belirtisiyle karışabilecek yakınmalara yol açabilir. Askorbik asit eksikliğinin alerji, sindirim sistemi yaraları

Yazının Devamı

iŞ YERiNDE BiRAZ RAHATLAMANIN YOLLARI

20 Kasım 2012

Bir aktivite listesi yapın ve her bir işe ayırmanız gereken zamanı belirleyin. Listede tamamladığınız işleri işaretleyin. Her ‘bitti’ işaretinden sonra motivasyonunuz artacak, stresiniz azalacak

Hani bazı günler vardır, bir bakarsınız günün sonuna geldiğinizde, bitirmeniz gereken işlerin yarısı yerinde duruyordur. Bu bir kez olursa sorun değil de, sık sık veya zaman içinde sürekli olmaya başlarsa fena. Bir bakmışsınız günler böyle akıp gidiyor, işinizden aldığınız zevk ve tatmin giderek azalıyor, yerine bitmemiş işlerin stresi gelmeye başlıyor. İşte bu stres, artık kronik hale gelmeye başlamıştır. Kronik stresse sağlığımızı tehdit eden unsurların başında geliyor. Bu gidişe karşı bir şeyler yapmayı deneyip, sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz aslında.

Vakit nakittir
Zamansal öncelikleri 60/40 ilkesine göre belirleyin. Bunun anlamı şudur: Zamanın yüzde 60’ını asıl işinize ayırın, yüzde 20’sini beklenmedik aktivitelere ve geri kalan yüzde 20’siniyse kendinize ayırın. Zamanınızı planlarken daima kişisel performans eğrinizi dikkate alın. Sıkıcı veya zor işleri öğle tatilinden sonraya bırakmayın. Daha zinde olduğunuz sabah saatlerinde halledin. Böylece bitmemiş tatsız

Yazının Devamı

MASA BAŞINDA ÇALIŞIRKEN FİT OLMAK İÇİN

13 Kasım 2012

Ofis yaşamınızı daha aktif hale getirmek adına molaları değerlendirin. Gün içinde arada bir kendinize birkaç dakika ayırın. Gevşeme egzersizleri yapın

Masa başı işi yapıyor olabilirsiniz ama bu durum devamlı oturmak zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Kuşkusuz yoğun ve stresli bir iş temposu içinde fiziksel aktiviteye zaman ayırmak her zaman kolay olmayabilir. Aşağıdaki 10 kural, ofis yaşamınızı daha aktif hale getirmek için belki size yardımcı olabilir:

1- Kendinize daha çok yürüyüş imkanı yaratın. İşe giderken bindiğiniz vasıtadan bir durak önce veya sonra inin ve işyerinize kadar yürüyün. Arabayla işe giderseniz arabayı mümkün olduğunca uzağa park edin veya her günkü park yerinizin en uzak köşesine bırakın.
2-Ayakta durma fırsatlarını değerlendirin.Telefonla konuşurken ileri geri adım atın. Diğer masalarda veya ofislerde çalışan iş arkadaşlarınızla eposta göndermek veya telefonla haberleşmek yerine söyleyeceklerinizi onların yanına gidip aktarın.
3-Fırsat buldukça kas germe egzersizleri yapmaya çalışın. Gün içerisindeki çay molalarındaysa çenenizi göğsünüze değdirme ve omuzlarınızı yavaşça kulaklarınıza doğru kaldırma, bacaklarınızı germe gibi sürekli oturma

Yazının Devamı

MEME KANSERi RiSKiNi AZALTIN

6 Kasım 2012

Geçen hafta salı günü onkolog Dr. Ayşe Özatılgan’la meme kanseri riskleri hakkında konuşmuştuk. Bu hafta da aynı konuya devam ediyoruz. Söz, onda...

Adet öyküsü: İlk adetini 12 yaş altında gören veya 55 yaşından sonra da adet görmeye devam eden kadınlarda meme kanseri riskinde artış gözlendi.
Hormon replasman tedavisi: Menapoz nedeniyle önceki yıllarda önerilen hormon içeren ilaçların özellikle kullanıldıkları ilk 2-3 yıl içinde meme kanseri riskini artırdıkları, riskin ilacı bıraktıktan iki yıl sonra düştüğü biliniyor.
Alkol tüketimi: Hiç alkol tüketmeyen kadınlara göre, haftada üç kadeh alkol tüketenlerin meme kanserine yakalanma riski, yüzde 15 daha fazla.
Egzersiz yapmamak: Çalışmalar, düzenli egzersiz yapılmasıyla meme kanseri riskinin azalması arasında ilişki olduğunu gösteriyor.
Sigara: Sigara içimiyle özellikle menopoz öncesindeki genç kadınlardaki meme kanseri riski arasında bağ kuruldu. Aynı şekilde yoğun sigara içilen ortamda bulunmayla menopoz sonrası kadındaki meme kanseri riski arasında da bir bağlantı olabileceğine işaret edildi.

Yeni tanımlanan riskler

Düşük D vitamini düzeyi: Yeni çalışmalar, düşük D vitamini düzeyinin meme kanseri riskini ar

Yazının Devamı

MEME KANSERiNDE RiSK FAKTÖRLERi

30 Ekim 2012

Tüm kadınlar meme kanseri riski taşımakta ve bu risk yaşla birlikte artmakta

Ekim ayı bütün dünyada Meme Kanseri farkındalık ayı olarak kabul ediliyor. Meme kanseri konusunda Onkolog Dr. Ayşe Özatılgan’dan sizler için bir yazı hazırlamasını rica ettim. Bu yazı hem riskleri, hem de yapılacakları etraflıca anlattığından haliyle uzunca oldu, bu nedenle iki bölümden oluşuyor. Dr. Ayşe Özatılgan’ın verdiği çok önemli bilgilerin birinci bölümünü aynen aktarıyorum, devamı haftaya salıya.
“Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda görülen kanserler arasında en sık rastlananı meme kanseridir.
Çalışmalar yoldan geçen 8 kadından birinin meme kanserine yakalanacağını göstermektedir. Diğer bir deyişle her 100 kadından 12 ila 13’ünde meme kanseri görülecektir. Cümleyi olumlu taraftan okumak istenirse de her 100 kadından 87 ila 88’i de tüm yaşamı boyunca meme kanserine yakalanmayacaktır. Öyleyse mümkünse yakalanacakları önceden kestirmek, hastalığı önlemek/erken tanı açısından büyük önem arz etmektedir. Meme kanserinin nedeni ve nasıl önlenebileceği tam olarak tanımlanamamakla birlikte, her kadın meme kanseri riskini ve bu riski nasıl azaltabileceğini bilmek ister. Bu nedenle bu

Yazının Devamı

GÖZ ALTI MORLUKLARI VE TEDAViLERi

23 Ekim 2012

Göz altı morluklarına ve şişliklerine karşı göz çevrenize soğuk kompres uygulayarak, uykunuza ve yediklerinize dikkat ederek önlem alabilirsiniz

Yıllar ilerledikçe göz altlarında yavaş yavaş, ama inat ve ısrarla kendine yer eden morluklar ve torbalar, haliyle kadınların güzelliğine gölge düşüren, erkeklerde de yaşlanmanın işareti sayılan durumlardır. Yaşla birlikte gözlerin etrafındaki dokular ve göz kapaklarını destekleyen bazı kaslar zayıflar. Gözleri destek- leyen normal yağ dokusu göz kapaklarına doğru göç ederek kapakların şiş görünmesine neden olabildiği gibi başka faktörler de şiş görünüme katkıda bulunabilir:
* Hava şartlarına (sıcak, nemli havalarda), hormon düzeyleri veya tuzlu yemeğe bağlı göz çevresinde biriken sıvı,
* Sırt üstü düz bir yerde uyumak,
* Yeterince uyku almamak,
* Alerjiler veya dermatit, özellikle kızarıklık ve kaşıntının eşlik ettiği şişlik,
* Kalıtım,

Yazının Devamı

iDRAR KAÇIRMA ŞiKAYETLERiNE PRATiK ÇÖZÜMLER

16 Ekim 2012

İdrar kaçırma konusunda kendinizi yalnız hissetmeyin, çünkü kadınların üçte birinde bu sorun var

İdrar kaçırma, kadınlar arasında sık konuşulan konulardan. Sık sık birbirlerine öneride bulunurlar, ama bu önerilerin pek azı doktora gitmeyi kapsar, çoğu tecrübeye veya geleneklere dayanan tavsiyelerdir. Özellikle çalışan kadınlar, bazen idrar kaçırma nedeniyle zor durumda kalabiliyor. Sınıf arkadaşım jinekolog profesör Dr. Ergin Bengisu’nun özellikle çalışan kadınlara bu konuda değerli önerileri var. İşte Ergin Hoca’nın tavsiyeleri;
“İdrar kaçırma konusunda kendinizi yalnız hissetmeyin, çünkü kadınların üçte birinde bu sorun var. İdrar kaçırma, doğum yapan kadınlarda daha sık görülür. Belki size biraz abartılı gelebilir ama normal doğum yapanlarda bu risk, doğurmamışlara göre üç misli fazla. Özellikle gebelikte idrar kaçırma sorunları çok belirgin olanlarda doğumdan sonra da bu şikayetlerin devam etme riski var.

Mesaneyi hassas hale getirir
Menopoz sonrası dönemde kadınların idrar şikayetleri artmaya başlar ancak bu daha ziyade sık idrara gitme ve idrar hissi geldiği zaman tuvalete yetişememe korkusu şeklindedir. Bu dönemde kadınların kullandıkları çeşitli ilaçların

Yazının Devamı

KANSERLER SAĞLIKLI YAŞAMI SEVMEZ

9 Ekim 2012

Sigaradan uzak durmak ve sağlıklı beslenmek, kansere yakalanma riskini yüzde 65 azaltıyor. Yani bu küçük önlemlerle bile çağın hastalığını kendimizden uzak tutabiliriz

Geçenlerde Türk Kanser Derneği Başkanı, sevgili dostum Bilger Duruman aradı, “Dr. John Milner’i davet ettim, bu hafta Florence Nightingale Gayrettepe hastanesinde çok özel dostlara bir seminer verecek, geliyorsun tabii...” dedi. Gidiyordum tabii. Dr. John Milner, yıllarca Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü Direktörlüğü yaptı. Şimdi de İnsan Beslenmesi Araştırma Enstitüsü Direktörü oldu.
Bir saat kadar süren nefis bir seminerdi. Anlatılanlar, aslında hepimizin, herkesin, sizlerin ve sevdiklerinizin muhakkak yapması gerekenlerdi.
Kanser riskinin yüzde 30’u sigara içmekten, yüzde 35’i beslenme ve yaşam tarzı yanlışlıklarından, geri
kalan yüzde 35’iyse genetik, iltihaplar, başka hastalıklar ve bilinmeyen sebepler gibi çeşitli nedenlerden oluşuyordu. İnanılmaz gibi
değil mi?

Yazının Devamı