DAHA SAĞLIKLI BAYRAM TATLARI

7 Ağustos 2012

Eski bayramlardaki ikramlıkların hiçbirinde bugünün pek çok tadında bulunan katkı maddeleri, koruyucular, suni tatlandırıcılar, kimyasal boyalar ve benzeri sağlıksız maddeler yoktu

Benim çocukluğumda biz bu bayramı, şimdiki adıyla Ramazan Bayramı’nı, eski adıyla Şeker Bayramı’nı çok severdik. Biz çocuklar için çok önemliydi, çünkü adından da anlaşılacağı gibi şekerlerin dağıtıldığı bir bayramdı bu bayram. O zamanlar bugünkü gibi şeker, çikolata ve diğer çok çeşitli paketlenmiş tatlar hayatımıza bu kadar kolay girmezdi, böyle bolluk yoktu. O bayram günlerini iple çekerdik, onlar bizleri şeker çeşitlerine kavuşturan günlerdi. Nane şekeri, akide şekeri, lokum boldu. Ama daha ilerisi oldukça lükstü.

Ulaşılabilen son nokta
İkram zenginleştikçe bayram şekerlerine bu saydıklarıma ilave olarak, özellikle Hacı Bekir’den alınan badem şekerleri ve onların özel lokumları da katılırdı. Lokumların pudra şekerleri arasından büyük bir ustalıkla Hacı Bekir badem şekerlerini ayırıp yerdik. Pestiller olurdu, kuru meyveler, cevizli sucuklar ve şerbetler.
Sonra hayatımıza Bebek badem ezmesi girmeye başladı bayramlarda. Lüks evlerdeki bayram şekerlerinde, Bebek badem ezmesi eksik

Yazının Devamı

TADINA VARA VARA YEMEK YEMEK

31 Temmuz 2012

Sık sık yazılarımda bahsederim, ben doğma büyüme Emirganlıyım diye. Bu nedenle de Boğaz’da yemek kültürünün, özellikle son yıllarda büyük değişiklikler gösterdiğini yakından izleyebilenlerdenim

Ben insanların diyet yaparken bile yemek zevkinden vazgeçmemeleri gerektiğine inanıyorum. Bugün toplumca büyük bir diyet baskısı altındayız aslında. Herhangi bir yere yemeğe gittiğinizde masadaki bir kişi muhakkak çıkıyor ve yediğiniz yemek hakkında bir laf ediyor. “Yahu diyetteydin, bu şimdi oldu mu”yla başlanıp, hemen bir beslenme dersi veriliyor. Arada bir insan arzu ettiğini, sevdiğini de ‘çevredekiler’ korkusu olmadan yiyebilmeli. Diyet yaptıklarını biliyoruz diye bu kişilere eziyet etmeye hiç hakkımız yok aslında.

Sağlıklı yaşamdan bahsederken, “Sağlıklı beslenme, egzersiz ve stressiz yaşam” diyoruz. Eee, nerede kaldı stressiz yaşam, yemeklere karışmak, adamın yiyeceği birkaç lokmayı o an toplum içinde boğazına dizmek, stresin büyüğü değil mi o kişiler için. Bu kişiler belki de bir kerelik bir yanlış seçim yaptılar, belki de tabaklarını bile bitirmeden, ikinci yemeklerine doğru seçimlerle devam edip gidecekler. Bu şekilde davrandığımızda kişiler, ‘Sen bunu nasıl

Yazının Devamı

SICAK ÇARPMASI

17 Temmuz 2012

Baş ağrısı ve dönmesi, kalp çarpıntısı, yüksek vücut ısısı, oryantasyon bozukluğu, konsantrasyon zayıflığı, bilinç kaybı, aşırı yorgunluk, kuru deri gibi sorunlar, sıcak çarpmasının ilk akla gelen bulgularından

Sıcak çarpmasının önemi pek çok kişi tarafından yeterince bilinmez, aslında sıcak çarpması sıcağa bağlı hastalıkların en ağırı olup, hayatı tehdit eden acil bir durumdur. Sıcak çarpması, uzun süre güneş ışınlarına ve sıcağa maruz kalan kişinin, yeterince terleyerek yükselen vücut ısısını düşürememesi sonucu oluşur. Yaşlılar, çocuklar, hamileler, dışarıda çalışanlar ve bazı ilaçların etkisinde olan kişiler, sıcak çarpmasına karşı çok hassastır. Sıcak çarpması çok süratle gelişebilir ve acil yardım gerektirebilir.

Sıcakta yükselen vücut iç ısısı, terleyerek ve deriden sıcaklık atılarak soğutulur. Bazen belirli şartlar altında, örneğin çok sıcak havalarda, çok rutubetli ortamlarda veya sıcak güneş ışınları altında özellikle de yorucu hareketler yapıldığında, bu soğutma sistemi iflas etmeye başlar. Böylece vücut içindeki ısı, tehlikeli seviyelere ulaşır.

Eğer bir kişi sıcak nedeniyle kaybettiği suyu yeterince yerine koyamazsa ve vücudunu soğutacak kadar

Yazının Devamı

KOMBİNE KORUMAYLA ESKİ DOST DÜŞMAN OLMAZ

10 Temmuz 2012

DNA onarımını destekleyen cilt bakım ürünleriyle güneş koruma kremlerinin birlikte kullanılmasıyla UV ışınlarına koruyucu etki, yaklaşık 5-6 kat artar.

Geçen gün dermatolog Dr. Azime Belul’le tıptaki yeniliklerden konuşurken, laf, haliyle bu pırıl pırıl yaz gününde, güneşten korunmaya geldi. Azime Hoca o sempatik anlatımıyla, bu konuyu değişik bir açıdan ele aldı ve ilginç bilgiler verdi, anlattıklarını aynen aktarıyorum:

“Güneşlenmeyi eskiden sağlık kaynağı sanırdık. Ancak güneş bugün bizlere eskisinden farklı davranıyor veya biz güneşten eskisi gibi yararlanamıyoruz. Bir yandan da delinen ozon tabakası nedeniyle daha fazla UV, atmosfere giriyor ve canlılara eskisine göre daha çok zarar veriyor.
Neyse ki güneşin yaşlandıran, yıpratan zararlı etkilerini azaltmak için kullandığımız güneş koruyucular var diye sevinirken, bunlar hakkındaki bilgilerimiz de yıllar içinde değişti. Koruma faktörü arttıkça daha çok korunduğumuza inanırken, koruyuculuğun SPF’yle (Bir ürünün güneş altında yanmadan kalmaya izin verdiği süre) paralel artmadığını öğrendik.

Yazının Devamı

AMAN ÇOCUĞUNUZU SU KENARINDA YALNIZ BIRAKMAYIN

3 Temmuz 2012

Bebekler ve küçük çocuklar, yerine göre 3-5 cm.’lik suda dahi boğulabilir. Kovalar, banyolar, şişme havuzlar, tuvaletler, leğenler ve jakuziler, çocukların hayatını tehlikeye atabilecek tuzakların başında. Biraz özenle, istenmeyen olayları engellemek mümkün.

Ibiza’da kaldığımız tatil köyünün yüzme havuzunun yanından, restorana doğru yürüyorduk. Havuzun etrafı çok kalabalıktı. Havuzun hemen sonunda bebekli ve küçük çocuklu aileler için takriben 20-30 cm. derinliğinde ikinci bir havuzcuk yapmışlardı. Onun başı daha da kalabalıktı, anneler birbirleriyle sohbet ediyor, herhalde göz uçlarıyla da çocuklarını kontrol ediyorlardı. Birden eşim Zuhal, “Havuzun dibinde çocuk var” diye çığlık attı. Hemen havuza girdim. O kadar sığdı ki, atlamadım, zıpladım. Koskoca bir adam, bebek havuzunun içine zıplayınca, tabii herkes de baktı ve bizim gördüğümüzü onlar da gördü. Küçücük bir bebek dipte yatıyordu, elleri yana açık, yüz üstü. Belinden kavrayıp dışarı çıkarttım, kısa bir öksürükten sonra ağlamaya başladı hiçbir şey olmamışçasına. Sudan çıkartışımı gören annesi ve diğer 20 kadar kadın, etrafımı sardı. Bebeğini elimden kapan anne, hem panikten hem de mutluktan ağlıyor, bir yandan da

Yazının Devamı

TATiLDE iLAÇ KULLANMA KILAVUZU

26 Haziran 2012

Birkaç günlük kısa seyahatlerden, birkaç aylık uzun tatillere çoğu insan, yazla ilgili bir hareket içinde. Tatillerde sık gördüğümüz bir duruma; düzenli ilaç kullanan hastaların nasıl davranması gerektiğini dikkat çekmek istiyorum bu vesileyle

Aslında sadece tatilde değil, genelde ilaç kullanımı sırasında dikkat edilecek bazı hususlar var, gelin bunları birlikte gözden geçirelim: Doktorunuzun size yazdığı ilaçların dozlarını kullanılış şeklini ve neye yaradıklarını bilmeniz lazım. Bunu bilirseniz ilaçlarınızı yanlış almazsınız, çünkü bildiğiniz bir şeyi kontrol etmek kolaydır. Ayrıca yanlış alma veya herhangi bir doz atlama sırasında ne yapmanız gerektiğini bilerek önlem alabilirsiniz. En iyisi doktorunuzun yazdığı ilaçları satın alırken, eczacınızdan detaylı bilgi istemenizdir.


Eğer birden fazla doktora gidiyorsanız, gittiğiniz uzmana diğer hekimin verdiği ilaçları bildirmeniz çok önemli. Bu ilaçların birbirleriyle herhangi bir etkileşime girip girmediğini muhakkak doktorunuzla görüşmelisiniz.

Yanınıza daha çok ilaç alın

Yazının Devamı

ÇOCUĞUNUZU KAFA YARALANMALARINDAN KORUYUN

19 Haziran 2012

En yaygın görülen bisiklet yaralanmaları kafa yaralanmalarıdır. Basit bir bisiklet kaskı takılması, bu durumlarda karşılaşılan ölüm ve sakatlanma riskini çok ciddi oranda azaltabilir.

Dünyada değişik yerlerde yapılan çeşitli araştırmalar, 5-14 yaş arası çocukların yüzde 70’inin bisiklete bindiğini gösteriyor. Çocuklar hem eğleniyor, hem de büyüklerinden gördükleri ‘araç kullanma ve kullandıkları araçla bir yerden bir yere gitme’ zevkini tatmin ediyor. Ayrıca hem çocuklar ve hem de büyükler için bisiklet harika bir egzersiz aracı. Bisiklete binerken bazı önlemleri almak, bazı noktalara dikkat etmekse, bu harika eğlence ve egzersiz aracının, bir kabus aracına dönüşmesini önleyebilir.

Bisiklet kaskı önemli
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre motorlu araçlarla ilgili yaralanmalardan sonra bisiklet yaralanmaları ikinci sırada geliyor ve diğer tüm tüketim ürünlerinden daha fazla çocuk yaralanmalarına sebep oluyor. Aslında paten veya kay kay da aynı sınıfa giriyor, bisiklette alınması gereken önlemler onlarda da tereddütsüz uygulanmalı.


Yazının Devamı

iYi KOLESTEROL DEĞERLERiNi ANLAMAK

12 Haziran 2012

Son yıllarda kolesterol konusunda yapılan çalışmalar, birbirine tezat sonuçlar vererek tüm dünyada ciddi infiallere yol açıyor. Konuyu, kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Ağırbaşlı’yla konuştum, işte verdiği çok önemli bilgiler.

“Bildiğimiz gibi, koroner arter hastalığı yani damar tıkanıklıkları, dünyadaki en sık ölüm sebeplerinin başında gelir. Damar tıkanıklıklarının en bilinen risk faktörü, kan lipidleri veya kolesterol düzeylerinde olan anormallikler. Bu anormalliklerin başında kötü kolesterol dediğimiz LDL’nin yükselmesi ve iyi kolesterol dediğimiz HDL’nin düşmesi sayılabilir.
Bu tartışmaların pek çoğu, kolesterolün veya iyi kolesterolün fonksiyonlarının anlaşılmamasından kaynaklanır. Pek çok çalışma iyi kolesterol düzeylerinin düşük oluşunun kalp krizi riskini artırdığını göstermişken, yakın zamandaki bazı araştırmalarda iyi kolesterol düzeylerinin yüksekliğinin de kalp krizi riskine karşı koruyucu olmadığı yönünde sonuçlar çıktı.

HDL’nin fonksiyonları da önemli
Bu sonuçlar her ne kadar birbirleriyle çelişir gibi gözükse de, aslına bakarsanız asıl olan HDL’nin fonksiyonlarının daha iyi anlaşılmasının gerektiği. HDL kolesterol, bildiğimiz kadarıyla inflamasyon yani

Yazının Devamı