KİME OY VERELİM?

16 Aralık 2018

Yerel yönetim seçim sürecine girildi. Bu süreçte “Kime oy verelim?” sorulacak. Türkiye’de 31.03.2019 tarihinde yapılacak yerel yönetim seçimi başka bir deyişle belediye başkanı ve belediye meclisi üyelerinin seçim süreci başladı. Bu süreç içinde partiler adaylarını belirlemek, seçmenler oy verecekleri adayları tanıma çabası içinde olacak.

Partiler, adayları belirlemek için seçmenlerin eğilimini anlamak amacıyla anketler, araştırmalar yaptı. Alınan sonuçlara göre, özellikle büyük kentlerde etkili, yetkili, bilinen, tanınan politikacılar, siyaset yapanlar ilk sıralarda yer aldı. Partiler seçimi kazanmak için, başka parti ya da partilerle işbirliği yaptı. Güçlü oldukları kentleri paylaştı.

Güçlü olduğu kentlerde işbirliği yaptığı partinin ya da partilerin seçime girmemesi ya da zayıf adayla girmesi kararlaştırıldı. Seçimde destek sözü verildi. Partiler, politik ve siyasal görüşlerine göre adayları belirlediler.

Adayları biliyoruz ancak, seçmenlerin adayların, kentin ne denli bilip bilmediklerini kentin durumu ve sorunları ile ne düzeyde bilgili ve ilgili olduklarını bilmiyoruz. Her yörenin, her kentin kendine özgü değişik, farklı durumu, yaşantısı ve sorunları vardır. Bilindiği gibi

Yazının Devamı

Haydar Aliyev’i kaybedeli 15 yıl oldu

12 Aralık 2018

2008’de Montenegro (Karadağ) Devleti tarafından İstanbul’a Fahri Başkonsolos olarak atanan Dr. Akkan Suver, halen Marmara Grubu Vakfı’nın başkanlığını yürütmektedir. 1998 yılından beri aralıksız olarak gerçekleşen Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin kurucusu olan Dr. Akkan Suver; hem sarı basın kartlı gazeteci, hem de diplomat olarak çalışmalarını sürdürmekte olup, barış ve kültürlerarası diyalog çalışmalarından dolayı uluslararası alanda birçok ülkeden madalya, liyakat nişanı, fahri doktora ve fahri profesörlük unvanlarını almıştır.

“Bugün Azerbaycan yatırım alan ülke statüsünden, yatırım yapan ülke statüsüne geçmiştir.Bu Haydar Aliyev’in yüksek vizyonu olduğu kadar Ondan bayrağı devralanların Onun çizdiği yol haritasına duydukları sadakatin eseridir.”

Azerbaycan Kurucu Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’i on beş yıl önce bugün kaybetmiştik.

Haydar Aliyev, Azerbaycan’ın başına geçmeden önce Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin Politbüro üyeliğine yükselebilen ilk ve tek Türk’tür. Azerbaycan’ın başına geçtiğinde ise ülke parçalanma, bölünme ve iç kargaşa dönemi yaşıyordu.

On yıllık kısa iktidarı zarfında Azerbaycan’da ve Kafkaslarda inanılmaz başarılara imza atan Haydar Aliyev, önce

Yazının Devamı

‘BEN’ ‘BİZ’ ÇATIŞMASI

18 Kasım 2018

Ülkemizde son yıllarda, başta aile olmak üzere bürokratik, ekonomik, politik, siyasal bütün toplumsal kurum ve kuruluşlarda en son konuşulan ve tartışılan değişim, dönüşüm, gelişim ve “Ben”, “Biz” sorudur. Gerçekte bu iki sorun aynı nedenlerden kaynaklanır.

Toplum; insanların yaşamlarını sürdürmek, temel gereksinimlerini karşılamak amacıyla bir araya gelmeleri ve yaşam biçimlerinden kaynaklanan ortak kültürü paylaşmaları sonucu oluşur.

Kültür; toplumun yüzlerce hatta binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncülerin, özetle ortak davranış kalıplarının depolandığı, saklandığı, soyut bir kavram olup, toplumsal bellek olarak kabul edilebilir. Toplumun içine giren, toplumda yaşamını sürdüren insan toplumsal bellekte bulunan davranış kalıplarını kullanarak iletişim kurmak ve sürdürmek zorundadır.

Bütünleşme süreci

Davranış kalıbı (behaviour pattern) bir toplumda alışkanlık duruma gelmiş tek eylem biçimidir. Bu kalıpların belirgin ve ortak özelliği, belirli durumlar karşısında insanı “evet” ya da “hayır” biçimde bir davranış yapmasıdır. Bu davranış kalıpları; grubun, çevrenin, toplumun birliğini, bütünlüğünü sağlamak amacıyla

Yazının Devamı

Ölümünün 60. yılında Yahya Kemal Beyatlı

1 Kasım 2018

1 Kasım 2018, Yahya Kemal Beyatlı’nın vefatının 60. yılı. 2 Aralık 1884’te Osmanlı’nın Balkan şehirlerinden Üsküp’te doğan Yahya Kemal, 1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefat etmişti. Genel olarak bütün Türk edebiyatının, özel olarak da 20. Yüzyıl Türk edebiyatının bu en büyük şair ve yazarının ölüm yıldönümleri geliyor geçiyor, ne yazılı ne de görüntülü medyada onun efsanevi şahsiyetine ve yaşantısına, şiir sanatındaki dehasına, Türk vatanı ve Türk tarihi üzerindeki orijinal değerlendirmelerine dair bir analize rastlanmıyor. Edebiyatımızın bu dahi şairinin 60. ölüm yıldönümünde nasıl anılacağını, ilgili/yetkili ve edebi çevrelerin hakkında neler söyleyeceğini merak ederken biz de kısa bir yazıyla bu kervana en baştan katılalım istedik.

Yahya Kemal’in bir şair ve yazar olarak en karakteristik yanlarından birini Türkçeye herkesten fazla sevgisi, bağlılığı, bunun da bir adım ötesi olan aşkı oluşturur. Onun bu aşkını ifade eden “Bu dil, ağzımda annemin sütüdür” sözünün gücünde bir söz bugüne kadar söylenmemiştir.

Dile katkısı

1930’lu yıllardaki dilde özleştirme çalışmaları sırasında Atatürk Yahya Kemal’den de destek istemiş. Fakat o, “Benim dil konusunda ilmim yok, vehmim (duygum, sezgim)

Yazının Devamı

Nemesis(ADİL CEZA) ve Themis(ADALET TANRIÇASI) yahut toplumsal vicdan

17 Ekim 2018

III- ANAYASA MAHKEMESİ UYGULAMALARI

Anayasa Mahkemesi tarihine bakılacak olursa, Mahkeme’nin dönemlere göre siyasi mahiyetteki davalarla ilgili gerekçesi çok değişik kararlarının olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla Teklifin bu haliyle veya değiştirilerek kabulü halinde aşağıda örnekleri verilecek gerekçelere vb.göre Mahkeme’nin nasıl bir karar vereceğini isabetli tahmin etmek güçtür. Çünkü hukukun genel ilkeleri ve ifadeleri öne sürülerek, Mahkeme’ce Anayasa maddeleri ve o maddedeki bir tümce zikredilerek geniş yorumlayıp iptal veya ret edilebilmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin 18.7.2001 tarih 4/332 K. Sayılı vb. ilamlarında (R.G.27.10.2001/24566) özetle;

“…Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte davaları henüz sonuçlanmamış olan kişilere böyle bir ayrıcalık tanınmasının hiçbir haklı nedeni bulunmadığı… Açıkça dürüst davranmayan, yargılamadan kaçarak ya da başka kusurlu davranışlarla davanın sonuçlanmasını engelleyen veya hukuki ve fiili nedenlerle Mahkemece davası sonuçlandırılmayan kişilerin..”, “… düzenlemenin adil olduğu söylenemez… “ , ”10 uncu maddesindeki eşitlik ve 2 inci maddesindeki Hukuk Devleti ilkesine aykırıdır iptali gerekir.”,“… Korunduğu hukuki yarar.. “ ,“…topluma yönelik

Yazının Devamı

Nemesis* (ADİL CEZA) ve Themis**(**ADALET TANRIÇASI) yahut toplumsal vicdan

16 Ekim 2018

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 7 maddeden oluşan, 24.09.2018 tarih, 2018/2929 sayılı “Bazı suçlarla ilgili ceza sürelerinden şartla indirme ile tutuklu ve hükümlülerin salıverilmesine dair kanun teklifi”ni Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Kanun Tasarısı (bundan böyle “Teklif’’ olarak anılacak) “şartla salıverilme” ve cezalarda indirimi öngörmektedir.

I- AF VE ŞARTLA SALIVERİLMENİN MAHİYETİ

“Teklif” ileride değinileceği üzere kamuoyunda “Rahşan affı” olarak dillendirilen şartla salıverilme, dava ve cezaların ertelenmesine dair 4616 sayılı Kanun benzeri bir Tekliftir.

1.Kısaca; af ve şartla salıverilme:

Af, cezaların kısmen veya tamamen infazını önleyen, yetkili mercilerle yapılmış hukuki tasarruflardır. Af yetkisinin kullanılması, netice itibariyle Devletin cezalandırmak hakkından geçici olarak feragat etmesi anlamına gelmektedir.

Af bazen sadece kesinleşmiş cezaları kaldıran, hafifleten veya değiştiren bazen de kamu davasını düşüren veya mahkûmiyeti bütün sonuçları ile birlikte yok sayan bir kamu hukuku tasarrufudur. Mahkûmiyet ve kamu davasını ortadan kaldıran genel af, diğeri de sadece cezaya etki eden özel aftır.

Şartlı Salıverme, mahkûm edildiği hürriyeti bağlayıcı

Yazının Devamı

KÜRESEL BARIŞIN ANAHTARI

4 Ekim 2018

Bağımsızlığının ilk yıllarında uluslararası uzmanlar Kazakistan’ın geleceğini belirsizlik olarak nitelendirmiş, üstelik ekonomik zorluklar ve etnik bölücülüğün doğuracağı neticelerden ötürü yıkılacağını öngörmüşlerdi. Günümüzde ise, bağımsızlığının 27. yılını kutlayan ülkemiz hakkında aynı uzmanlar Kazakistan’ın bağımsız bir devlet olarak gelişmekte olduğunu, uluslararası arenada yüksek itibara sahip olduğunu dile getirmektedirler. Çeyrek asır önce söylenen tahminler ile günümüzde neşet eden gerçeğin farkını aziz milletimiz ile Sayın Cumhurbaşkanımız Nazarbayev’in izlediği akıllı politikalar ortaya koymuştur.

Kazakistan, etnik ve dinler arasındaki uzlaşmayı derinleştirme ve geliştirmenin kendine has modelini oluşturarak tüm etnik grupların barış içinde yaşadığı bir ülkeye dönüştü. Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ülke içindeki barış ve kalkınmayı sağlama amacıyla kendi inisiyatifiyle önemli adımlar atarak kurumsallaşmaya yönelik büyük çalışmalara imza atmıştır. Astana’nın taşınması, Kazakistan Halkı Asamblesi’nin kurulması, Kazakistan-2030 ve Kazakistan-2050 Stratejileri ile Kamu Bilincinin Modernizasyonu Programı’nın hayata geçirilmesi gibi önemli adımlar söz konusu

Yazının Devamı

Nazarbayev’in dış politikadaki başarısı

19 Eylül 2018

Kazakistan’ın Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in devlet ve millet inşa sürecindeki başarısına paralel bir başka alan ise dış politika. Rusya, Çin ve ABD’nin nüfuz mücadelesi içinde olduğu Orta Asya’nın en geniş topraklarına (toprakları itibariyle dünyanın dokuzuncu büyük ülkesi) sahip Kazakistan, Rusya ve Batı arasındaki ilişkileri yürütmekte pek de başarılı olamayan Ukrayna gibi ülkelere örnek niteliğinde. Ukrayna’nın başına gelenler belki de bir Nazarbayev’i olmamasından dolayıydı; çünkü Ukrayna’da bir Nazarbayev olsaydı bu ülke bir yandan Rusya ile yakın ilişkilerini sürdürüp öte yandan da Batı dünyasına açılabilirdi. Başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkelerin Rusya karşıtı kışkırtmalarını ihtiyatla karşılayabilirdi.

Kazakistan Rusya’nın dostluğuna ve ittifakına kendi coğrafyasında şiddetle ihtiyaç duyan bir ülke. Özellikle geniş topraklarına rağmen nüfus yoğunluğunun göreceli olarak çok düşük olması (18 milyon) Çin gibi devasa bir nüfusa ve izafi olarak dar bir yüzölçümüne sahip devletlerin iştahını kabartabilir. Dolayısıyla Orta Asya’nın gelecekteki jeopolitiği Kazakistan ve Rusya’yı müttefik kılıyor; ancak aynı zamanda Kazakistan Rusya ile birlikte Şangay İşbirliği

Yazının Devamı