Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Temmuz ayında TAVAK Vakfı’nın (Türkiye- Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfının ) yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de AB ye desteğin yüzde 18’lere kadar düştüğünü görüyoruz. 2014’te tam üyelik görüşmelerine karar verildiği zaman yüzde 74’lerde olan AB ye destek 2011 de yüzde 34’e ve 2012’de yüzde 17’ye kadar düştü. Aynı gelişmeyi AB içinde de görüyoruz. AB İlerleme Raporu Türkiye’ye karşı son 16 yılda hazırlanan en sert rapor. AB de Türkiye’nin AB’ye yönelik soğuk halini görerek buna göre adımlar atıyor.

AB için ne yapılabilir?
Türkiye gibi büyük ülkeler AB’ye ancak 7 yıllık yeni mali çerçeve döneminde girebiliyor. 2014’te yeni 7 yıllık mali çerçeve faaliyete geçecek. Türkiye’nin üye olabilmesi için en erken tarih 2021’dir. 2021’e kadar 500 milyonluk AB’ye büyük olasılıkla Hırvatistan’dan sonra, Sırbistan, Bosna Hersek ve Makedonya’nın gireceğinden hareket edebiliriz. Bu ülkelerin tümünün nüfusunun toplamı 14 milyonu geçmiyor. 2013’te nüfusu 80 milyonu bulacak olan Türkiye’nin AB’ye üyeliği ne getiriyor ne götürüyor ?
AB’ye tam üyeliğin 5 ayaktan oluştuğundan hareket ediliyor:
1- AB Avrupa Parlamentosu’na parlamenter gönderme ve oy hakkı.
Türkiye tam üye olabilseydi Avrupa Parlamentosu’na 74 parlamenter yolacak ve kamuoyunda 29 oy hakkı olacaktı. Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa’dan sonra 5. büyük ülke konumuna gelecekti.
2- Bütçeye katkıda bulunmak ve bütçeden katkı almak.
AB’ye tam üye olanlar bütçeye ülkede oluşan katma değer vergisinin 1,6’sı ile gayri safi milli hasılanın 1,8’ini ödüyorlar. Türkiye’den AB’ye 2021 katkı olursa bu oranlarda bu açıdan para ödeyecek ve tarımsal garanti fonu, bölgesel ve sosyal yapı fonlarından para alabilecekti. Türkiye AB’ye 2014 yılında tam üye olabilme şansına sahip olabilseydi ödediklerinin yanında yıllık 3.5 milyar Euro’luk yıllık net bir katkı alacaktı. Türkiye 2004 yılında Polonya ve diğer ülkelerle birilikte üye olsaydı alacağı yıllık net katkı 7 milyar £ olacaktı.

3- Serbest dolaşım hakkı
Türkiye’de serbest dolaşım hakkından yaralanabilecek olan kişiler gittikleri ülkelerde 90 gün içerisinde ev ve iş bulabilirlerse kalabiliyorlar. Avrupa’daki işsizliği göz önüne alırsak ve Almanya’da yaşayan Türklerin de yüzde 30’nun işsiz olduğunu düşünürsek Serbest dolaşım hakkının Türkiye’ye büyük bir getirisi olmadığı ortaya çıkıyor. Son yıllardaki ekonomik kriz nedeniyle yalnız 190 bin Türk 2007-2011 yılları arasında krizden geri dönmüş bulunuyor.

4- Gümrük Birliği
1996’da girilen Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye AB’den herhangi bir yardım almadan 180 milyon Euro tutarında sattığından fazla mal almış bulunuyor. Gümrük Birliğinin AB’ye getirdiği katkı böylece ortaya çıkıyor.

5- AGSK’da söz hakkı
Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği çerçevesinde NATO’nun son Yugoslavya AB üyeleri ile birlikte kurduğu vurucu güç 60 bin kişiden oluşuyor. Türkiye bu güce 6 bin kişi vermiş bulunuyor. AB ülkesi olmayan Türkiye bu 60 bin kişinin yapacağı işlemlerde söz hakkına sahip değildir. 60 bin kişilik orduda yalnız AB ülkeleri karar mekanizması olarak yer almaktadır. Genel olarak baktığımız zaman Türkiye Euro’ya girmeden AB Parlamentosu’nda söz sahibi olup fonlardan yararlanmalıdır. Gümrük Birliği gerçekleşmiş bulunmakta. Serbest dolaşımın AB için korkutucu bir boyutu bulunmamaktadır. AGSK’da Türkiye’nin söz sahibi olması ülkenin çıkarınadır. 2021 yılına yönelik strateji oluşturulurken, AB üyelerine yönelik 5 ayakta ‘Türkiye nerelerde yararlı, nerelerde zararlı çıkar’ın tekrar bir hesabı yapılabilir.

Haberin Devamı

Faruk Şen
Faruk Şen 1948 yılında Ankara’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul Alman lisesinde devam eden Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktorasını yaptı. 1980’de Bannberg Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1981-85 arasında Düssburg Üniversitesi’nde çalışan Faruk Şen, 1985’te Almanya’nın eski başkenti olan Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde Profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten ve 180 araştırmaya imza atan Şen 2009’da Türkiye -Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti. Silivri’de Bir Avrupa Üniversitesi kurmak isteyen TAVAK Vakfı’nın yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Faruk Şen, 2010 yılında Türkiye’ye döndü. Bugüne kadar Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe dillerinde birçok makale ve kitabı olan Şen Ayrıca REMA (Researching Marketing) kuruluşunun da sahibidir.

Haberin Devamı

İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 03. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr