Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Moskova’da Putin yönetimine karşı yeni bir muhalif eylem vardı. Ama eylem, muhalefet ne kadar tersini iddia etse de, bir hayli cılız kaldı. Dahası önemli bazı muhalif isimler, eylem sırasında ve sonrasında gözaltına alındı. Putin bu eylemlerin ülkenin birliğine zarar verdiğini ve Rusya’nın düşmanları tarafından organize edildiğini söylüyor. Muhalefetin temel meselesi, özünde hala mart ayında yapılan ve Putin’in yüzde 64 oy ile üçüncü kez devlet başkanı seçildiği genel seçimler. Muhalif çevreler mart seçimlerine ciddi oranda hile karıştırıldığına inanıyor. Ama, seçimlerin yenilenmesi için yaptıkları çağrının uyandırdığı heyecan ve destek her geçen gün zayıflıyor.

Popüler kültür ikonu
1999 sonundan beri Rusya’nın kaderine hükmeden Putin’in mevcut durumunu ve muhalif güçlerin geleceğini anlamak için olabildiğince farklı çevrelerin görüşlerini dinlemek istedim. Putin’in sırrı ne? Ekonomide yarattığı dönüşüm mü? Rus devletinin derinliklerinden gelmesi ve devlete çekidüzen verebilmiş olması mı? Putin, devlet aygıtına hakimiyetinden mi yoksa halkın özgür iradesinden mi güç alıyor?
İlk öğrendiğim şu ki, Moskova’da hangi kesimle konuşursanız konuşun Putin’den bahsederken insanların yüz ifadesinin değiştiğini görüyorsunuz. Putin neredeyse bir çeşit popüler kültür kahramanı olmuş buralarda. Ata biniyor, spor yapıyor, avlanıyor, tekvando yapıyor, çevre sorunları için kuşlarla seyahat ediyor, İngilizce pop şarkı söylüyor, vs. Ama stereotipik Rus erkeğinin tersine alkol bağımlısı değil. Ortalama kadın seçmen, Putin’i ideal erkek olarak görüyor. İnsanlara Putin’in başarısını sorduğunuzda size birbiri peşisıra mantıklı nedenler sıralıyorlar: ‘Putin, 2000-2008 arası ilk başkanlık döneminde yükselen enerji fiyatlarının yardımıyla ekonomiyi toparladı.’ ‘Dikkate değer bir refah yaratmayı başardı.’ ‘Kafkasya ve Çeçenistan’daki ayrılıkçı hareketleri bastırdı.’ ‘Rusya’nın uluslararası alandaki gücünü yeniden yükseltti.’ ‘Orduyu modernize etti’ vs. Muhaliflerin bile Putin kelimesini telaffuz ederken, kızgınlıkla saygı arası bir ifade takındıklarına şahit oluyorsunuz. Moskova’nın muteber bazı ekonomi yorumcularına göre, Putin’in Rusya’yı nereden alıp, nereye taşıdığını anlamadan gücüne akıl erdirmek pek mümkün değil: ‘Neredeyse insanların yiyecek ekmek bulamadığı bir ekonomiden, kişibaşı ortalama gelirlerin 5 kat yükseldiği bir ekonomi çıkarmak’, ‘10 yılda yurtdışına tatile gidebilen 10 milyonluk bir üst-orta sınıf yaratmak’, ‘Hergün bir başka skandalın patladığı kaotik bir siyasi yapıdan, istikrarın egemen olduğu bir siyasi iklim çıkarmak’.
Bunların her biri gerçekten de önemli başarılar. Gerçekten de belli aralıklarla Rusya’ya gidiyorsanız farkı gözünüzle görebiliyorsunuz. Sokaklarda yürüyen insanların -en azından bir kısmının- yürüyüşünün değiştiğini, daha umutlu ve daha kendine güvenen bireylere dönüştüklerini algılayabiliyorsunuz. Bununla birlikte Rusya, geçmişin izlerini belirgin olarak yaşamaya devam ediyor. Moskova’da 3 yeni ve modern havaalanı birden var, ama hizmetler eski yavaşlığında. Örneğin para bozdurmak gibi basit bir işlem için bile hayatınızdan zaman çalınıyor. Çünkü döviz bürosu görevlisinin paşa keyfi o sırada çalışmak istemiyor. Yurtdışından dönen Rus vatandaşları bile kuyrukta beklerken size ‘Rusya’ya hoşgeldiniz!’ diyorlar, mahçubiyetlerini gizlemeden.

Alternatifsizliğin gücü
Rusya’nın önemli siyasi danışmanlarından biri olan Ekaterina Egorova’ya göre Putin’in başarısının sırrı bunların hiçbirinde saklı değil. Egorova yukarıda sıraladığım gerekçelerin Putin’in gücünün kaynağını anlamak için önemli olduğunu söylüyor. Fakat seçmenlerin geçmişe değil, geleceğe bakarak oy verdikleri gerçeğini de hatırlatıyor.
Egorova’ya göre Putin hep aynı stratejiyi kullanıyor: ‘Rusya için alternatifsiz alternatif.’ Bu nedenle Putin, seçimlerde ‘Putinsiz Rusya’nın kaos olduğunu anlatan filmler kullandı. ‘Putinsiz Rusya’nın hem bireyler hem de ülke için nasıl bir cehennem olacağına seçmeni inandırdı ve kazandı.

Modern çarlık
Pek çok yorumcu Putin’in asıl gücünün ekonomi olduğunda hemfikir. Ama bazılarına göre ekonomi, aynı zamanda Putin’in yakın gelecekteki zaafiyeti. Çünkü, ekonomi dışa hammadde satışı yüzünden iyiye gidiyor. Enerjiye talep devam ettikçe, enerji fiyatları arttıkça mesele yok. Ama Putin henüz ihracatı çeşitlendirmeyi başaramadı. Öte yandan yükselen orta sınıf da demokrasi talep etmeye başladı. Her ne kadar bugün orta sınıf kazanımlarını sürdürmek için Putin’i desteklemeye devam etse de, gelecekte bu ittifak bozulabilir.
Tüm bunlara karşı Putin gücünün doruğunda. Muhalifetin etrafında birleşebileceği güçlü bir isim de henüz ortada gözükmüyor. Özetle, Putin, demokrasinin henüz birincil talep olmadığı Rusya’da modern çarlığına görünür gelecekte de devam edecek.

Haberin Devamı


Necati Özkan
1960 doğumlu. Kara Harp Okulu, AÜ Hukuk Fakültesi’nde okudu ve ODTÜ İşletme Bölümü’nde MBA eğitimi aldı. 1985 yılında Öykü Reklam Ajansı’nı kurdu. Kıbrıs ve Türkiye’nin dış tanıtım projelerinde görev aldı. İzmir EXPO 2020 projesi ve Ankara Shopping Festivali gibi destinasyon kampanyalarında çalıştı. 2010’da dünyanın önde gelen siyasi danışmanları arasından 10 kişilik “Dünya Rüya Takımı”na seçildi. Aynı yıl Aristotle uluslararası siyasi iletişim büyük ödülünü aldı. 2012‘de dünyanın en büyük 2. bağımsız reklam ajansları networkü olan Dialogue International’in Global Başkanı seçildi. Başta Türkiye’nin Amerika’daki tanıtımı kampanyasıyla aldığı Gümüş Adrian ödülü olmak üzere, ulusal ve uluslararası alanda kazanmış olduğu 20’nin üzerinde ödülü var. Halen EAPC (Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği) 2. Başkanı.