Avrupa Birliği (AB) aday ülke statüsündeki Türkiye, Kyoto Protokolü’ne göre sera gaz emisyonlarını azaltmak mükellefiyetinde olan ülkeler arasında yer almaktadır. Bu mükellefiyete tabi olan ülkeler, 1990 yılında olan sera gazı emisyonlarından % 5,2 (ABD’nin protokolü onaylamadığı için aslında bu oran % 4,2’dir; M.Ş.) oranında azaltmayı 2008-2012 arasında yapacaklardı. 2012 yılında Katar’da (Doha) yapılan son (netameli) toplantılarda Kyoto Protokolü’nde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklere göre, 2013- 2020 arasında mükellefiyet sahibi ülkeler 1990 yılı emisyonlarından %18 oranında azaltmayı sağlayacaklardır. Bu ciddi hedefler karşısında Türkiye’nin durumunun irdelenmesi gerekmektedir. Zira, ilk dönemde önemli ölçüde gerçekleştirilemeyen hedefler, ikinci dönemde önemli adımlar atılmaz ise aynı başarızılıkların olacağının habercisidirler.
Enerji ihtiyacı artıyor
AB’ye aday olması yanında gelişmekte olan bir ülkedir Türkiye; diğer bir deyişle ekonomisi gelişmiş ülkelerden çok daha hızlı büyüyen, her geçen gün de enerji ihtiyacı artan bir durumdadır. Enerji tüketimi yoksa ekonomi de yoktur. Diğer bir deyişle, gelişmekte olan bir ülkenin sera gazı üretmemesi ya da sera gazı emisyonlarını azaltması gibi bir hedef çok iddialıdır. Nitekim, 1990-2008 yılları arasında fosil yakıt tüketiminden ürettiği sera gazı salımlarında 1990 seviyesinden % 88 oranında artış göstermiştir (1990-2004 yılları arasında da ulaşım sektöründeki sera gazı salımlarında artış oranı % 29 seviyesinde kalmıştır).*
Ekonomisi giderek büyüyen, çeşitlenen ülkemiz, önünde duran bu önemli uluslararası sorumluluğu nasıl gerçekleştirecektir? Dahası ekonomi içindeki ağırlığı giderek artan ulaştırma sektöründe bu durum nasıl kontrol altına alınabilecektir? Zira gelecekte ulaştırma sektörünün sera gazı salımları giderek artacaktır.
Sürdürülebilir plan
Ülkemizin bu konuda belirlediği önemli bir politika alanı enerji verimliliğinin artırılmasıdır. Nitekim 2008 yılında Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Arttırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar, 2012 senesinde de 2012-2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Her iki düzenleme büyükşehirlerde (sürdürülebilir) ulaşım ana planı yapılmasını öngörmektedir.
Temelinde gereksiz yakıt sarfiyatını önlenmesi, toplu taşımanın payının arttırılması, bilgi ve iletişim teknolojleri yanı sıra sentetik yakıtların kullanılması gibi poitikaların desteklendiği düzenlemeler yapılmıştır. Görünen o ki bu düzenlemeler yerel yönetimler tarafından yeterince sahiplenememektedir. Bunun nedenleri çeşitlidir; belki de bu nedenlerin en başında ulaştırma sektöründeki hedefleri gerçekleştirmek için yerel yönetimlerin yeteri kadar yönlendirilememesi ile elleri ve de kollarının yerel ilişki ağları içinde bağlı olması gelmektedir.
Altyapı eksik
Bugün hiçbir yerel yönetim toplu taşımanın nasıl sağlanması gerektiği konusunda yeter bilgi altyapısına sahip değildir. Dahası toplu taşıma hizmetlerinin minimum kriterleri konusunda hiçbir yönlendirici döküman, usul ve esas da yoktur. Bunlar olmadıkça, yukarıda verilen hedeflerin, politikaların gerçekleşmesi hayalin ötesine geçemez (dahası vatandaşlarımızın toplu taşıma konusundaki şikâyetleri bile yıllar geçse de düzeltilemez). Oysa toplu taşımanın geliştirilmesi ve iyileştirilmesi sonucu sera gazı salımlarından önemli tasarruflar yapılabilir. Bunun önünü açabilmek için ülkemizde toplu taşıma odaklı şehirsel gelişmelerin teşvik edilmesi, bunların da ötesinde kentsel dönüşümü toplu taşıma ile birlikte planlamak ve uygulamak gerekmektedir. Fırsat önümüzde iken kaçırmamak, onları Türkiye’nin büyümesine ve gelişmesine olumlu etki edecek şekilde faydalanmak gerekmektedir.
- Yazıda kullanılan veriler Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından düzenlenen internet tabanlı veritabanı GeoData Portal’dan alınmıştır.
DOÇ. DR. METİN ŞENBİL
ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden 1995 yılında mezun oldu. 1998 yılında aynı bölümde yüksek lisans derecesini aldı. 2003 yılında Kyoto Üniversitesi’nden kentsel ulaşım alanında doktora unvanına hak kazandı. 2008 yılına kadar Hiroşima Üniversitesi’nde çalıştı. Halen Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.