Haydar Ali Yıldız / (Beyoğlu Belediye Başkanı)
Taksim Meydanı adını şehri besleyen su dağıtım merkezi Taksim Maksemi’nden alıyor. İstiklal Caddesi’ne girerken hemen sağ tarafta bulunan Maksem, bir zamanlar Galata-Pera civarının hayat damarlarından biriydi. Taksim suyun dağıldığı, taksim edildiği yer demek aslında. Bugünlerde ise Taksim Meydanı’ndan Galata’ya, Beyoğlu’ndan İstanbul’a, İstanbul’dan Türkiye’ye büyük bir heyecan dağılıyor: Atatürk Kültür Merkezi yeniden inşa sürecinin ardından 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı’mızı taçlandıracak.
Öğrencilik yıllarımdan beri vazgeçilmez bir alışkanlıktı AKM. Ülkemizin en fazla ziyaret edilen noktasında, Taksim’de arkadaşlarımızla buluşmak üzere sözleştiğimiz yerdi. “Nerede buluşuyoruz?” sorusunun hem en kolay hem en havalı cevabıydı, “AKM’nin önünde” demek. Dışarıdan bakınca yorgun görüntüsü, içeriye girdiğinizde sizi kucaklayan şefkatli neşesiyle adeta Anadolu’nun her köyünde varlığına duacı olduğumuz, misafirine ikramda bulunmaktan keyif alan misafirperver annelerimize benzerdi. Kültüre ve sanata kana kana doymadan çıkılmazdı AKM’den. Kimler geldi, kimler geçti bu ikram sofralarından. Yerli ve yabancı sanatçıların unutulmaz konserleri, sergileri, oyunları… Ustalarının yanında usta birer sanatçı olmak arzusuyla sahneye çıkan genç sanatçıların heyecanları. Sadece onların değil elbette, yıllarını sahnelerde geçirmiş birçok ustanın bile AKM’deki oyunlarında farklı bir heyecan yaşadığını oturduğumuz koltuktan anlayabiliyorduk. Çünkü bir oyunu AKM’de sahnelemek, aynı oyunu başka bir salonda oynamaktan daha özeldi. Peki ya AKM’de izlemek? İşte kendine has atmosferiyle AKM, her oyunu özel her gösteriyi, sergiyi daha anlamlı yapan bir karaktere sahipti.
Özlem bitiyor
AKM, yorgun görüntüsünü üzerinden atmış ama yaşanmışlıkları koruyan mimarisiyle yeniden kapılarını açıyor. Operadan tiyatroya, sinemadan sergilere kadar AKM’de yaşamayı özlediğimiz anlara kavuşuyoruz. Dahası AKM’nin açılmasıyla birlikte başlayacak Beyoğlu Kültür Yolu projesi bir festival havasıyla şehrimize bayram yaşatacak. Beyoğlu Kültür Yolu ülkemizin en önemli sanat damarı şüphesiz. Galata Kulesi, Galata Mevlevihanesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Narmanlıhan, Muammer Karaca Tiyatrosu, Garibaldi Salonu, Mısır Apartmanı, Atlas Sineması Müzesi gibi Beyoğlu’nun tarihi mekanlarından geçerek Taksim Camii ve Atatürk Kültür Merkezi’nde sona erecek. Bu kültür-sanat duraklarının her birinde her gün klasik sanatlardan modern sanatlara birçok farklı alanda etkinlikler gerçekleşecek. Ülkemizin ve dünyanın en önemli sanat eserleriyle, sanatçılarıyla Kültür Yolu duraklarında buluşacağız. Beyoğlu Belediyemizin İstiklal Caddesi’ndeki yeni hizmet binasının giriş katını da İstiklal Sanat Galerisi adıyla 27 Ekim’de açacağız ve Kültür Yolu’na dahil edeceğiz.
Sanat yayılacak
İstiklal Caddesi’ne milletimizin verdiği mücadelenin adını layık gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” demişti. Öyleyse ilk paragrafa geri dönelim ve Taksim adıyla AKM’nin yeniden buluşmasını bir kez daha hep birlikte düşünelim. 29 Ekim’de İstanbul’un hayat damarlarından biri Taksim Meydanı’nda atmaya başlıyor. Vaktiyle şehre su dağıtan bu özel mekan şimdi su kadar hayati ihtiyaçlarımızdan birini, kültür ve sanatı sokak sokak, cadde cadde tüm şehre yayacak.
Heyecanlıyız. AKM’nin inşa sürecinde geçen yıllar boyunca özellikle gençlerimizin kültüre ve sanata ilgisi her geçen gün arttı. Beyoğlu’ndaki sanat galerinin kapısında oluşan yoğunluğu görünce hem seviniyor hem de Cumhuriyet’imizin geleceği için umutla doluyorum. Atatürk Kültür Merkezi ve Beyoğlu Kültür Yolu Projesi de gençlerimizin hayalini kurduğu ülkeyi inşa etmek üzere projelendirildi ve hayata geçirildi.
Atatürk Kültür Merkezi hepimiz için siyasetten, ideolojik tartışmalardan uzakta, milletleri birleştiren en önemli alanda, kültür ve sanatta buluşma noktamız olacak.
