Ece Temelkuran

Ece Temelkuran

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir yıl kadar önce, Eurosportta izlemiş ve ardından da yazmıştım. Boks maçında iki boksörün de sırtında, çıplak etinde yani, reklam vardı. Biri "Condomi" idi yazının; adam etine prezervatif reklamı almıştı! Yani Kapitalizm bir yamyam gibi insan derisini yüzmüş, reklam panosu yapmıştı. Aynı yazıda reklam tshirtler çıkarılabileceğini, insanların artık reklam olarak sokaklarda dolaşabileceğini de yazmıştım. Böyle şeyler yazıp karpuz kabuğu düşürmemek lazım, zira geçenlerde bu fikir hayata geçmiş. Bir üniversite öğrencisi, günde 35 milyon karşılığı reklam tshirt giyme işi tesis etmiş. Öğrenciler firmaların tshirtlerini giyip, "reklaminsan" olarak yaşayacaklar, yaşayabilecekler artık. Yeni bir karpuz kabuğu olarak söyleyeyim: Aslında insan alnına da reklam alabilir! Firmanın ya da ürünün logosunu kafasının tam ortasına bastırıp, bu sistemi "alın yazısı" olarak kabul ettiğini adam akıllı ifade edebilir... Gelecekte bu konuda daha şahane fikirler çıkacak. Artık çocuklar "çekirdekten kapitalist" yetişecek. Çünkü "hal ve gidiş"in mahzun kartonlarına, itinayla yazılmış pekiyilerin ortasına reklam alınacak. Milli Eğitim Bakanlığının açıklamasına göre, "koparılabilir" bir yaprak olarak karnelere reklam alınacak. Karne reklamlarında şu özellikler bulunacak:Dilbilgisine ve genel ahlâka uygun, genel sağlık ve dengeli beslenme alışkanlığına aykırı olmayan, öğrencilerin psikolojik ve fiziksel gelişmelere uygun reklamlar!?!Milli Eğitim Bakanlığı bu yolla para kazanmayı amaçlıyor. Acaba bir tüfek veya bir savaş uçağı kaç kalem ediyor? Kaç öğretmen? Köy okullarına kaç yol? Okumayı öğrenirken ayakları donan çocuklara kaç soba? İncirlik üssü kaç halı saha eder acaba?! Ya da öğretmenler notları açıklamadan önce "Az Sonra!" diye bağırıp reklam girecekler mi artık araya?! Hal ve Gidiş: Az sonra! Haberler Urfadaki çocukları gösteriyor. Öğrenciler bir açılışta yine mühim bir adamı saatlerce ayakta bekleyip telef oluyor. Bazıları bitkin düşüp bayılıyor. Sandalyeler boş duruyor ama oturmalarına izin verilmiyor. Hatta törenden sonra bir "ücretsiz emek" gösterisi olarak, sandalyeler minnacık çocuklara toplatılıyor. Sonra bu çocuklar haksız bir savaş olduğunda tıpış tıpış ölmeye gidiyor. Küçük askercikler olarak daha şimdiden emre itaati öğreniyor. Etinin acısına rağmen emre itaati! Sonra bu çocukların karnelerine reklam alınıyor. Bu çocuklar reklamları izleyip, yiyemedikleri, giyemedikleri onca şeye rağmen, yiyenler ve giyenler için ölmeyi, ölmeye gitmeyi öğreniyor. Şanslı olanları tabii, cin bir fikir bulup, alnına reklam almak gibi mesela, paçayı sıyırıyor.... Vicdan, hakikat, adalet, barış, eşitlik, kardeşlik, insanca bir yaşam...Bunların hepsi az sonra! Hep ama hep az sonra! ecetem@hotmail.com Savaşın reklamlı çocukları