Ece Temelkuran

Ece Temelkuran

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Kırşehir'de yerel "çiğdem" gazetesinin matbaasında oturmuşum. Milliyet TIR'ı için yazı yazmaktayım. Mürekkeple karışık metal kokusunun ortasında eski matbaa makineleri duruyor gazeteciliğin hatıra heykelleri gibi. Yazıya eklemek için çalışanlara o kadar sık soruyorum ki Neşet Ertaş'ın söylediği türkülerin sözlerini, nihayet anlatmaya başlıyorlar ünlü "Zahidem" türküsünün hikayesini...
* * *
"Zahidem/ Kurbanın olam/ Ne olacak halim? / Yine bir laf duydum/ Kırıldı belim/ Gelenden gidenden haber sorarım/ Zahidem bu hafta oluyor gelin"
Kırşehir'in köylerinden birinde Arapoğlu diye bilinen bir genç Zahide'ye aşık olur. "Aşk nedir?" diye sorulunca Aşık Veysel'in verdiği cevaptaki gibi "Oğlan sever. Kavuşamazsa aşk olur". Zahide'yi vermezler. Zaman geçer, iki genç de başkalarıyla evlenir. Arapoğlu gurbete gider. Türkü devam eder:
"Ezeli de deli gönlüm ezeli / Çiçek Dağ'da döktüm ona gazeli/ Dolaştım alemi gurbet gezeli / Bulamadım Zahidem'den güzeli"
Yıllar geçer aşk küllenmez. Arapoğlu "Zahidem" türküsünü yakar.
Türkü yayıldıkça aşklarını da herkes duyar. Gel zaman git zaman bir gün Zahide ölümcül bir hastalığa tutulur, artık ihtiyarlamıştır. Ölüm döşeğinde olduğunu anlayan tanıdıkları onunla helalleşmeye giderler. Arapoğlu da zorla ikna edilir ve Zahide'nin ölüm döşeğinde aşıklar artık iki ihtiyar olarak buluşur. Zahide herkese hakkını helal eder. Sıra Arapoğlu'na gelince:
"Sana hakkımı helal etmem Arapoğlu. Sen beni almadın. Sonra türkü yakıp beni elÉleme rezil ettin. Sana hakkımı helal etmem!"
Zahide o gün ölür. Arapoğlu ise herhalde acısına dayanamayarak ertesi gün. Zahide'yi bir caminin bahçesindeki mezarlığına gömerler. Akrabaları Arapoğlu'nu Zahide'nin yanına gömmek ister; bari öte dünyada kavuşmuş olsunlar diye. Zahide'nin ailesi bu kadarcığını bile kabul etmez, Arapoğlu başka bir caminin bahçesindeki mezarlığına gömülür. Aşıklar ölür ama yasak devam eder. Hatta öyle ki, yıllar sonra birileri çıkıp, bu hikayeyi duyup film yapmak istediğinde bile Zahide'nin ailesi izin vermez:
Yasak aşk, kurbanları öldükten sonra bile tehlikelidir!
Zahidem türküsünün son sözleri şöyledir:
"Gurbet ellerinde esirim esir/ Zahidem, kurbanım, hep bende kusur/ Eğer baban seni bana verseydi /Yetmez miydi bize el kadar hasır"
* * *
Neşet Ertaş'ın geçtiğimiz günlerde Kılavuz dergisinde bir röportajı yayınlandı. "Aşık olmadan adam olunmaz" gibi bir cümlesi vardı ustanın. O da Kırşehirliydi. Biz Kırşehir'e vardığımızdan bir gece önce yıllar sonra kendi şehrinde konser vermişti. Pazar günü, sabahın köründe Milliyet TIR'ının başına gelen polislere konseri sorduğumda ilk cümleleri şu oldu:
"Usta, Zahidem'i okudu!"
Acaba o gece Neşet Ertaş'tan Zahidem'i dinleyip gözleri dolanlardan kaçı yasak aşka cesaret ederdi?