Ara sokakların çukuru, tümseği boldu neyse ki... Mesut'un (Yavuz) vurgulu sazlar orkestrası gibi inleyen Murat 124'ünden çıkan gürültüleri yol şartlarına yoruyor, ara sıra belediyenin kulaklarını çınlatıyorduk, birbirimizi duyabildiğimizce.
Ne zaman ki, Boğaz köprüsünün bayırına tırmanmaya başladık, pürüzsüz asfaltta arabanın tüm foyası meydana çıktı. Kapı titriyor, koltuklar çatırdıyor, sallanan konsoldan uzanan direksiyonu zorlukla tutuyordu Mesut.
Rahmetli Namık dayım öndeydi ve son derece tedirgindi. Biz lastiklerden birinin fırlayıp gitmemesi için dua ederken, Mesut sağ elini direksiyondan ayırdı ve kül tablasını yuvasına sıkıştırmaya çalıştı. Suratında duruma hiç de uymayan kararlı bir ifade vardı. Sanki son model Jaguar'ında ses yapan noktayı bulmuş kadar kendinden emin ve sakindi. Belli ki, dayımın gerilen sinirlerine su serpmek ve arabadaki zelzelenin minik kaporta sorunlarından kaynakladığını ima etmek istiyordu.
Süper Lig hurda
Önce dayımın dudaklarından eksik etmediği Silahlı Kuvvetler sigarası döndü Mesut'a, sonra sigarayı düşürmeden gülmeye çalışan dudakları:
"Bırak ulan" dedi... "Bir tek sigara tablası mı bozuk?.."
Kahkahalar, sağlam kalan civataları sökecek kadar fazlaydı. O sabah Cağaloğlu'na ne kadar keyifle ulaşmıştık.
Ve bu sabah (dün), bilgisayarın başına oturduğumda elimdeki notların bolluğu ile şaşkına döndüm. Süper Lig, Mesut'un 124'ünden beter bir hurdaya dönmüştü. Futbolun motoru Federasyon, yatak sarmıştı. Ligin dört büyük lastiği rot kesmiş, birbirini ezmeye çalışmaktaydı. Cam çerçeve kırık, antende kurukafalı bayrak asılıydı.
"Bırak ulan" diyemedim kendime... Bu hengameye derman olamayacağını bile bile, yazmaya başladım. Eksik kalan parçalar laçka olmadığından değil, yer darlığındandır. Keşke Mesut gibi karikatürist olsaydım.
Yersen!..
Diyelim ki, "şüphelerin" hepsi doğru. Federasyon ve Disiplin Kurulu, Fatih Terim'in "Ne yani ikinci kez mi ceza alacağız" mesajını kayda değer buldu ve işin içine "derin futbol güçleri" girip, Galatasaray'a saha kapama cezası kesilmedi.
Kim suçlayabilir Fatih Terim'i?..
Futbolu yönetenler bu kadar kolay kontrol edilebiliyorsa, rakip kulüpler Terim'i, Dürüst'ü değil de kendi yöneticilerini suçlamalılar; "Sizin eliniz armut mu topluyor ?" diye.
Evet... Bu yaklaşım ayıptır... Ama daha da ayıp olan, Federasyon'un şaibeli kararıdır. Demek ki, futbolun başında, güçlünün tasına yağlı et koyan bir aşçı vardır. Artık suç, yemek kuyruğundan eli boş çıkanda aranmalıdır. Veya aşçı Bolu'ya yollanır. O da olmadı, kepçeyi elinden almak lazımdır. Önceki tartışmalarda taraf olmayıp, açlığını aşçının insafına bırakanların çığlıklarına diğerlerinin dönüp bakmayacağı kesindir.
Bu öğün atlanmıştır.
Aşçı tefessüh etmişse kaptığı yağlı parçayı yiyenler midesine dikkat etmelidir; o da ayrı bir mesele.
Kartal haklı
Beşiktaş penceresinden mesele gün gibi ortadadır:
Ligin sorumlusu Federasyon, Lig yarışında çifte standart düzeyini bile aşmış, kendi koyduğu kuralı çiğneyerek güvenilirliğini yitirmiştir.
Bu durum, etik değerlere sahip çıkma örnekleri veren asırlık bir kulübün ne anlayabileceği ne de sindirebileceği bir sivriliktir. İbrahim Altınsay'ın sözleriyle, "başka bir kulüp" ki, bu Fenerbahçe'dir; onların yerinde olsa Türkiye'de neler yaşanacağını Allah bilir!..
İyi de, Sinan Engin'in sözleriyle, bu ülkenin dört büyük kulübünden biri şampiyonluğu etkilemek için örtülü şike yapmaya cüret edebiliyorsa, böyle bir futbol atmosferinde bu şaşkınlık nedendir ? Beşiktaş neden durum tespiti ile yetinmekte ve olaylar yaşanmadan bozuk düzene dur dememektedir?
Beşiktaş komployu Karadeniz'de ararken futbolun çatısından düşen kiremitle sersemlemiştir. Saha kapatma cezası almış olan kulüpleri "hakkınız yendi" diye kışkırtmak, hem çok naiftir, hem de Beşiktaş gibi "örf, adet titizi" bir kulübe uygun düşmemektedir.
Beşiktaş'ın yapacağı, Federasyon'u kamuoyuna havale etmektir.
Ya sizde bir hata var ya da bende. En ufak bir kelime yanlışında, imada, sitem veya şakada, ben elektronik postalarınız içinde boğulurken; mesela "Nouma gelsin" kampanyası başlatan spor yazarları, bugün "defolsun gitsin" derken nasıl o kadar güleç yüzlü olabiliyorlar?
Onların okuyucuları balık hafızalı mı?..
Bilgisayarları mı yok? Yazmayı mı bilmiyorlar?.. Yoksa okumayı mı?
Dehşetle izliyorum meslektaşlarımı! Yani, aynısı benim başıma gelse, çoktan Nouma ile birlikte Fransa'daydım. Ama bizim arkadaşlar, "Niye aldınız bu adamı ?" diye Beşiktaş yönetimine yükleniyorlar.
Ne diyelim... Demek ki, onların arkasında "sadık okurları" var...
Şaka bir yana; bu Nouma konusunda ciddi bir tahminde daha bulunayım... Fransız'ın şort lastiği bu kadar çekiştirmeye gelmez arkadaşlar... Yarın öbür gün "Sen Beşiktaşımı şampiyonluktan edeceksin" diyen bir işgüzar, gidip ona bir şey yapar... Sittin sene düzeltemeyiz imajımızı.
Bırakın maça girsin. Bırakın para istesin... Koyverin gitsin.
Konuşup - yazacak konu bulamıyorsanız ben size yardım ederim.
"Bundan sonra kimse bizden iyi futbol beklemesin" modası çıktı şimdi...
"İyi oynamayalım, puan alalım"... Nasıl bir muhasebe bu?..
Sadece kötü oynayanlar puan alır diye bir şart mı var?.. İyi oynayanlar puansızlığa mahkum mudur? Puan alan diğerinden daha iyi oynamış olmuyor mu?.. Maça nasıl kötü oynamak parolasıyla çıkılır? Daha önceleri niye iyi oynayıp puan kaybettiniz o zaman?.. Ya hakemler de "artık iyi maç yönetmek yok, maç bitsin yeter" derse ne olacak?
Bakın ben de modaya uydum; artık iyi yazı yok.
Fatih Hoca, Revivo için "Haziran'da karneyi veririz yönetim kuruluna" dedi ya... İçim burkuldu. Şu futbol aleminde sporcusunun hakkını sonuna dek gözeten Terim, Revivo'ya nasıl vefasızlık etti acaba?..
O Revivo ki, sezon başındaki Fenerbahçe'nin devasa sırça sarayına belki de ilk taşı atıp kıranlardan biriydi. Ortega'nın, Samandıra'ya ısınamamasından tutun, Fenerbahçe'yi yönetilemez hale getirmeye kadar, tüm beşinci kol faaliyetlerinde Revivo'nun büyük emeği vardı.
Her şey bir yana, sadece iade forma skandalı bile yeterdi.
Bugün Fatih Hoca'nın karşısında Beşiktaş'la birlikte Fenerbahçe de yoksa eğer, Revivo'nun büyük katkıları kayda değer.
Yapma Hocam; Revivo aldığı parayı daha Galatasaray formasını sırtına geçirdiğinde hak etti. Oynamış, oynamamış ne gam!..
SPOR
FENER'DE KAÇ BAŞKAN VAR?
At yarışları
Avrupa Ligleri
ÇEMBER DARALDI: 96-88
2. LİG puan durumu
Detroit Pistons’ı Mehmet taşıdı
Bahar Kupası kaçtı
Hesap bilmiyorlar
Temaslar sürüyor
SAVUNMA SANATI
PATRON BENİM
TÜRKİYE ROTADA
Teröre davetiye!
Milano'da sessiz gece: 0-0
Haber turu...
Derbisi de kendisi gibi
Bindik bir alamete...