Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


2008’e aday olmayı akıl ettiğimizde, yanımıza Yunanistan gibi bir komşumuzu alma fikri, bizim açımızdan "ilginç" olabilirdi. Ama huzur içinde olimpiyat düzenlemek isteyen Yunanistan için "şans"ın da ötesindeydi.
Olsun!.. Çünkü o sıralarda elimizde Galatasaray övüncünden başka bir şey yoktu. Halkları politikacılarından daha toleranslı iki ülkenin kolkola aday olması, futbola "barış misyonu" eklemeye çalışan UEFA kıstaslarına göre reddedilemeyecek bir kart olacaktı.
Yunanistan’ın bir taşla iki kuş vurması bizi alakadar etmezdi.
Ardından Türk Milli Futbol takımının Dünya üçüncülüğü geldi. İstanbul’daki iki, İzmir’deki bir heybetli stadı ve futbola tapan milyonlarıyla Türkiye, artık vazgeçilmezdi bizce!.. Hele yanında Yunanistan’la...
Lakin bizi bu dostluk havaları mahvetti.
Bir Fenerbahçe - Panathinaikos maçında anlaşıldı ki, halkların dostluğu bile fanatizme anestezi olamıyordu. En ufak çıkar çatışmasında, bütün eski defterler açılıyordu. İstanbul’da "1453 afişi"ne karşı sandalye ile ayran, Atina’da panzerli koruma sahneleri, Türk - Yunan ortaklığının altındaki sandalyeyi çekip tüm stratejiyi yerle bir etti... En büyük silahımız geri tepmişti.
Artık sırtımızdaki kamburdu bu ortaklık.
Futbolun Dünya üçüncüsü, aşığı, yükselen değeri ve irice bir ekonomik güç olarak tek başımıza olsak, belki de Avrupa Şampiyonası’nı alırdık. Alamasak bile bu kadar kafamız karışmazdı:
Acaba Yunanistan’la ortak olduğumuz için mi finale kaldık?.. Yoksa Yunanistan ile ortak olduğumuz için mi finalden eli boş çıktık?..
Futbol Federasyonu’muzun ileri gelenleri sıcağı sıcağına yaptıkları ilginç açıklamalarla - ki, boşboğazlık olarak da nitelendirilebilir - bu sorulara bir anlamda açıklık getirdiler; dediler ki:
"Bu politik bir karardır...Herkes bize karşıymış!"
Yani?..Herhalde Avrupa Birliği üyesi Yunanistan’a karşı değil... Federasyonumuzun ileri gelenlerine göre, Türk - Yunan ortaklığı bizim yüzümüzden alamadı Avrupa Şampiyonası’nı...
Oysa biz Panathinaikos’a elenmekten, finali komşumuza armağan etmeye kadar her türlü fedakarlığa katlanmıştık. Yazık, hem kendimizi hem de komşuyu yaktık Federasyonumuzun ileri gelenlerine göre.
Ne yapalım şimdi?.. Gidip Yunanistan’dan özür dilesinler bari... "Türklerle savaşırız" diyen milli futbolcularından, göbeğinde "2008’e NO" yazan fanatiklerden, falan...
Bu mesele, aklı bu kadar karışık federasyona bırakılamayacak kadar önemliydi.