Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Müthiş bir fırsat yakalamıştım. Türkiye'nin ayakta alkışladığı Beşiktaş'ı yerden yere vuracak ve nihayet ünlü bir spor yazarı olacaktım.
Oyunun kuralı buydu. Ya toplumsal kabul gören bir olaya, ya başarılı bir hocaya, ya da milli gururu okşayan bir sonuca saldıracaktım. Aslında berbat bir konuyu yüceltme seçeneği de da vardı ama, şimdi onunla uğraşamazdım.
Yazının çatısını kurmuştum...
Beşiktaş'ın kutlama gecesinde Galatasaray'ı rencide edecek sözler duymuştum. Ayrıca kafayı bulan İlhan Mansız, Fransız öpücükleri ile ekmeğime yağ sürmüştü.
Şampanya banyoları, ıslak yöneticiler, çıplak futbolcular gibi minik "abartılarla" bu iş tamamdı:
Tanrım... Bu kadarı da olmazdı. Örf ve adetlere sıkı sıkıya bağlı Beşiktaş'tan yansıyan erotik görüntüler hangi ahlaka sığardı?!! Nerede kalmıştı dostluk, rekabet, yarış... İçip içip rakibe sallamak delikanlılık mıydı?
Müthiş bir fırsattı bu. Kalemimden damlayan kan, daha kurumadan "en kral yorumcu" tahtına kurulacaktım.
Tabii, Hüsnü Güreli adındaki zatı muhterem işgüzarlık yapmasaydı!
"Halkımıza bir rahatsızlık verdiysek ve kıymetli rakibimiz Galatasaray'ı üzdüysek çok özür dileriz" demez mi?..
Bir çuval yazı güme gitti... Ne biçim yöneticidir ki, "şu tarihte şu rakibimiz de şunları yapmıştı" tarzında, denenmiş, sonuç alınmış geleneksel bir savunma varken, özür falan dileyip bizi ambale etti.
Teessüfler Sayın Güreli.

Başta "medya uleması" olmak üzere, futbol konusunda ahkam kesen her Türk vatandaşını sayısız kereler tükürdüğünü yalamak zorunda bırakan Sergen Yalçın, futbol tarihimizin gelmiş geçmiş en can sıkıcı "bağdat hurması"dır!
Sayesinde, Bağdat'ta yediği hurmalar yüzünden İstanbul'da acı çekenler çoğalmaktadır.
Sakatlanır... "Bitti" denir... Dirilir.
Atçılığından şikayet edilir... Doksanıncı dakikada yarış atı gibi koşup uzak ara kaleye giriverir.
"Dikkat sahada kalbi durabilir" kehanetine, kalpleri durduracak çalımlarla yanıt verir.
"Saatli bomba" mıdır, saat gibi çalışan bir bomba mı?
Açık sözlü mü küstah mı?
Futbolun kumarbazı mı cambazı mı?
Konu Sergen olduğunda, fizik kuralları rencide edilir; hatta ağırlık ölçüleri bile geçersizdir:
Henüz yanıtı verilemeyen konulardan biri; Sergen kilolu mudur?
Sergen, eli kalem tutan, ağzı laf yapan her spor adamı için tek kelime ile "can sıkıcı"dır.
En iyisi, Sergen konuşmadan seyredilmelidir.

Artık her şey açık oynanıyor... Hatta açık saçık!
Avrupa Şampiyonluğu gibi bir şeref futbolda yaşansa, kaldırımlara Marmara depremi kadar hasar verir ama, güreşte olunca kaale bile alınmıyor. Çocuk ölümünde, işsizlikte, enflasyonda Avrupa Şampiyonluğundan ise utanılmıyor.
Sokaktaki vatandaşa sözüm yok... Onlar tozu dumana katan futbol bombardımanı altında güneş gibi parlayan güreş yıldızlarını göremeyebilirler.
Peki, milli güreşçileri belediye takımlarına transfer edip meydan meydan dolaştırarak, geleneksel kesimin oylarına olta atan dünün belediyecileri, bugünün iktidardaki siyasetçileri neredeler?
En azından onların spor bürokratları, amirleri, memurları, ilahi adalete inanan "kadroları" da mı çok meşguller?
Bu beyefendilerin bir zamanlar güreş federasyonunu ele geçirmek için çıkardıkları başkan adayları bile Şeref Eroğlu'nu karşılayanlardan daha kalabalıktılar.
İki defa Dünya, beş defa Avrupa Şampiyonu olan Şeref Eroğlu, altıncı Avrupa madalyası ile vatan toprağına indiğinde, ona bir çiçeği bile çok görenler mi Türk Sporu'nun sorunlarına çözüm getirecekler?
Yanıt belli; lakin çok açık saçık...

Geçen sezonun sonlarına doğru şüphelenmiştim; artık eminim:
Lucescu, yükselen Türk Futbolu'nu dinamitlemek için "Global Futbol Emperyalistleri" tarafından görevlendirilmiş bir ajan provokatördür...
Vazifesi; futboldaki en başarılı uluslararası temsilcimiz Galatasaray'dan başlayarak, özgüvenimizi yitirmemize neden olmak ve birbirimizi yiyerek sivrilen futbol adamlarımızı törpületip bizi yeniden Batı'ya muhtaç durumlara düşürmektir.
Bir düşünün... 5 Mayıs'ta takımı şampiyon yapıp 6 Mayıs'ta kendini kovduran bir hoca normal mıdır?
Fatih Terim'e kurulan bu uluslararası boyutlu tuzağa, Sayın Özhan Canaydın da bilerek veya bilmeyerek alet olmuştur.
Mütevazı görünüşü, asla şişinmemesi, kimseye laf yetiştirmemesi, korkak kılığına soktuğu sinsi taktikleri, derbeder görünüşü altındaki planlı hareketleri, Lucescu'yu apaçık ele vermektedir.
"Başka amaçlara hizmet etmeyen bir hoca" bu alışılmadık tavırlara neden gerek duyabilir?..
Türkiye'deki daha üçüncü sezonunda, "yanlış teşhis"den malulen emekli ettiği spor uzmanlarımız küçümsenmeyecek nicelikte ve dehşet verici niteliktedir. Medyamızı içten içe çürütmektedir.
Uyuyan dev Beşiktaş'ı mütevazı yaşamından çıkarmış ve Şampiyonlar Ligi gibi pahallı transferler gerektiren maceralara sürüklemiştir. Galatasaray'ı hayal kırıklığına uğratarak, Fenerbahçe'yi ise ligin ortasına yuvarlayarak milyonlarca dolarlık futbolcu alımlarına zorlamakta, kulüplerimizle birlikte milli ekonomimizi de kaosa sürüklemektedir.
Lucescu'nun maskesi düşmüştür... Evine gönderilmelidir.



SPOR


NEREDEN NEREYE?
At yarışları
Avrupa Ligleri
EN BÜYÜK KİM?
2. LİG puan durumu
Mavericks pes etmedi
Filede fire
2007'ye kadar devam
Kovaçeviç sürprizi
İngiltere'de nabız yokladı
YATTARA İMZAYA GELDİ
Güneş'ten güvence
PİSTTE ŞÖLEN
Agassi geç açıldı
Zafer Milan'ın: 3-2
Teessüfler Hüsnü Güreli