Önceki gün Manisa hareketli bir gün geçirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la birlikte Turgutlu’ya geldi. Turgutlu’da toplu açılış töreni gerçekleştirilerek üç büyük yatırım hayata geçirildi.
* 300 yataklı Turgutlu Devlet Hastanesi.
* 320 yatak kapasiteli Sedat Özcan Erkek Öğrenci Yurdu.
* ORKA Üzüm İşletmeleri Tesisleri’nin açılışı.
Başbakan’ın hastane ziyaretlerinde bulunarak vatandaşlarla birebir görüşmesi ve Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan hakkında bilgi alması manidardı.
Ziyaretler esnasında dikkatimi çeken bir şey oldu; Başbakan Erdoğan, hasta ziyaretleri esnasında yaptığı sohbetlerde Serhat Orhan’ın hizmetlerini bir bir anlattıktan sonra “Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde de bu hizmetlerin devamını istiyorum” gibi cümlelerle sanki Serhat Orhan’ı bir yerlerde görmek istediğini belirtti.
Yine bana göre Başbakan’ın Turgutlu’ya gelmesi açılışlardan ziyade seçim propagandasını başlatmış gibiydi. Anladığım kadarıyla illerin yanında da büyük ilçelere giderek işi şansa bırakmak istemiyor. Önümüzdeki günlerde de Akhisar, Salihli ve Soma‘da da başbakanın mitinglerini görürsek hiç şaşırmayalım. Sayın başbakanın kondisyonu ve hızına imrenmemek mümkün değil.
Turgutlu devlet hastanesinin açılışında içimin hafif burulduğunu söylemek istiyorum. Turgutlu’daki muhteşem hastane açıldı ve hastalarını kabul etmeye başladı. Ama Manisa’daki 400 yataklı hastane için verilen sözün üzerinden beş yıl geçmesine rağmen temelinin bile atılmaması inanın beni kahrediyor.
Son Ankara ziyaretimde Sayın Hüseyin Tanrıverdi’ye bu konuyu bir kez daha hatırlattığımda “2014 yılının sonunda hastane bitmiş olacak ve hasta kabulüne başlayacağız” dedi. Bu sözler beni biraz rahatlatmış olsa da yine de beynimdeki soru işaretlerini atamıyorum. İnşallah tarihler bizi yanıltmaz ve kimse mahcup olmaz.
Başbakan’ın bu gelişinden sonra Manisa’nın tekrar hareketleneceği ve aday adaylarının çok konuşulacağı günler bizi bekliyor. Ben de bütün belediye başkan aday adaylarını yakından takip edeceğim. Bu sadece AK parti için değil tüm partiler için geçerli. Vizyonu ve misyonu büyük olan herkesin Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmalarını istiyorum Tabii ki bu adayların içinde mevcut başkan Cengiz Ergün’ü de mercek altında izleyeceğimi söylemek istiyorum. Hadi bakalım Büyük Manisa’ya büyük başkan kim olacak? Önümüzdeki günlerde bunu çokça konuşacağız.
Yine kaza, yine can kaybı!
Bir ay önce iki kişinin hayatını kaybettiği İzmir-Manisa-İstanbul Yolu’nun Gediz bağlantısında hafta sonu meydana gelen trafik kazasında yine can kaybı yaşandı. Köşemde yazdığım yazıların çoğu Karayolları Bölge Müdürlüğü’nü ilgilendiriyor.
Fakat Karayolları Bölge Müdürlüğü’nde tık yok! Giden canlar gittiğiyle kalıyor!
Anlamadığım konu şu:
1. Çevre Yolu bitmediği halde niye geçişe izin veriliyor?
2. İzin veriliyorsa trafik işaretleri niye yok?
3. Bu yol ne zaman bitecek?
Geçen haftaki yazımda Sanayi Kavşağı’ndaki işaretlerden sonra virajların ve çalışmaların olmadığını yazmıştım. Yazımdan sonra araç sayısını fazlalaştırarak çalışmalara devam ediyorlar. Böylelikle sanki daha fazla çalışıyorlarmış gibi görünüyor. Ama ben ısrarla sormak istiyorum; “Bu yol ne zaman bitecek?”
Karayolları Bölge Müdürlüğü Manisalılara bilgi vermediği takdirde Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’la temasa geçerek gereken cevabı kendisinden alacağım.
Borsa Başkanı’na Teşekkür
Geçen hafta Milliyet Gazetesi’ndeki toplantımızda Manisa Üzümü’nden bahsediyorduk. Sohbet ederken masamızda üzüm olmadığını fark ettim. Bunun üzerine Borsa Başkanı Sadık Özkasap’ı aradım ve kendisine durumu anlattım. Borsa Başkanı Sadık Özka-sap’tan gelen cevap şuydu: “Manisa Üzümü’nün tanıtımı için elimden gelen her şeyi seve seve yaparım.”
Üzümler, telefon görüşmesinden iki saat sonra Milliyet Gazetesi’ne ulaştı.
Sayın Özkasap’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ve tüm Manisalılara üzümümüzün tanıtımı için çağrıda bulunuyorum.
HAFTANIN SÖZÜ
Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam da o derece parlak olur. Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını, atlatmış oldukları fırtınılarla elde etmişlerdir.