Pazar günü ilk yarıdan kalma bir dev hesaplaşma ile ısınacak yine futbolla dolu haftaların heyecanlı devreleri...
Fenerbahçe kendi evinde kazanabilecek mi dersiniz, çok zor gibi görünen Beşiktaş oyununu... Yoksa Beşiktaş mı ilk yarıda gösterdigi klas dolu oyunlarından birini Kadıköy’de sahneye koyup, kapabilecek ezeli rakibinden hayati üç puanı... Fenerbahçe sanki sezona yeni başlamışa benzer, bir derlenip toparlanmanın telaşı ve gayretiyle yaşadı devre arasını... Oğuz Çetin, iki antrenör ile çalıştığı dönemin teknik tabularını yıkmak istercesine bir çalışkanlık sergiliyor. Mustafa Denizli de, Lorant da kondisyoner gerçeğine sırt çevirip, "kendi kafalarına göre" Fenerbahçe yönetirlerken, şimdilerde işini bilen bir İtalyan ile takımın fiziksel bütünlüğünü kurgulamaya yöneltmek benim için çok büyük bir artı puandır Oğuz Çetin’in teknik patronluğu adına... Ayrıca yapılan transferlerdeki tüm doğru teşhisler de Sadettin Saran ile Oğuz Çetin arasındaki düşünce bütünlüğünü işaretliyor bizlere...
Her rakibe ayrı taktik
Oğuz’un oynamak istediği taktik üzerine, basın gereksiz yere ahkam kesiyor, benim düşüncelerimde... Sanki Fenerbahçe her maça 4 - 2 - 3 - 1 taktik yaftasını sırtına asarak sahaya çıkmaya mecburmuş gibi bir hava yaratılıyor. Halbuki bu kadar yıl deneyimleri olan Oğuz gibi bir futbol virtüözü yıllarca kaptan olarak Fenerbahçe’yi içerden yönetmiş bir kişilik olduğuna göre her rakibe ayrı taktik planıyla oynamak gereğini bilmiyor mu ki... Ben eldeki kadro zenginliğine bakıyorum da, "Acaba kimler oynacak" merakı yerine, "Acaba kimler eşofman içinde kalacak" sualinin cevaplarını kurcalayıp duruyorum kafamda... Detayı sezon sonuna kadar tartışacağız, ama doğrusu akıcı - çabuk ve müthiş bir pres anlayışıyla oynamaya mecbur bir Fenerbahçe’nin Ortega’yı nasıl kullanacağı önemli bir bilmece bizce... Öyle ya topu eveleyip - geveleme şeklinde kullanan Ortega’nın bu özelliğini bir futbol sanatı olarak dünyaya sattığı herkesin malumu... Ama Fenerbahçe’nin ayağa top - tek top - çabuk pas arayışlarına öylesine ters düşüyorki Ortega’nın bugüne kadar Fenerbahçe içindeki oyun anlayışı... İşte bu çarpıklık nasıl yerli yerine oturacak en önemli mesele bu sanırım Sarı - Lacivertli on birde...
Kartal’ın avantajı
Beşiktaş için fazla söze gerek yok... Lucescu usta, ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz mantığını çivi gibi çakmış Siyahlı - Beyazlı oyuncuların kafalarına sanki... Savunmadaki Ronaldo’nun yokluğu dışında hiçbir sorunu yok gibi Kartal’ın Kadıköy’de... Bir de Beşiktaş’ın 90 dakikalardaki her saniyenin ne kadar önemli olduğunu bilerek taşıdığı bir zaman sabrı özelliği var ki, işte bu çok önemli kavram bir gizli avantaj Kara Kartal için Kadıköy’de...
Evet... ABD - Saddam entrikalarının ayyukada olduğu şu zamanlarda akıl almaz bir savaş korkusundan sıyrılıp da tekrar futbola kavuşmak (içimiz savaş meraklılarına karşı nefret ile dolu olsa da) öylesine rahatlatıcı geliyorki insana...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025