Ariel Ortega, Türkiye’deki havasını nihayet buldu... Ancak şunu herkes bilmeli ki, başta Bay Lorant olmak üzere kimse Ortega’nın patlama yapması için ona gerekli yardımı yapmadı. Ama bu sempatik Arjantinli, futbolun ana merkezi olan bir ülkeden geldiği için önce sporcu ahlakını, sonra da olağanüstü yeteneklerini yeşil çimene dökerek, söke söke aldı hakkını... Şimdilerde sanırım Alman Lorant, onu oynatmadığı veya hiç gereksiz zamanlarda oyunlardan çekip, aldığı için hayli şaşkın olmalıdır yaptıklarına...
Bugünlerde herkes Ortega’yı anlatıp, üstadın bütün vasıflarını Altay maçında çözmüşcesine yazı üstüne yazılar döktürüyorlar. Bizim ise buradan anlatmak istediğimiz Ortega’nın terbiyesi, tevazusu ve sporcu kişiliği olduğu kadar, onun daha verimli hale gelmesi için Fenerbahçe’de bu büyük ustanın çevresinin kimlerle donatılmasının doğru olacağıdır. Bizce Revivo son haftalardaki bilinmez durgunluğundan silkinip, çıkmalı ve sol kulvar ağırlıklı bölgesinde Ortega ile bütünleşmeye daha fazla önem göstermelidir..Tuncay gerek stili, gerekse teknik fazlalarıyla Ortega’yı en çok etkileyen gençliktir Sarı - Lacivertli formada... Öyleyse, onu da orta alan kalabalığı içinde tutmak ve "Ortega - Revivo - Tuncay" üçlüsünden bir hücum timi kurmak sanırım henüz oturmamış Fenerbahçe iskeleti için en akılcı "atak omurgası" olabilir. Formda bir Fatih Akyel’in önünde kanat adamı olarak oynayacak bir Hakan Bayraktar ise bu üçlüyle kurulacak gol çıkışlarında müthiş kulvar rüzgarları ve ortaları, ara pasları yağdırabilir bu üçlüye... Ancak Lorant’ın bir Ali Güneş tutkusu vardır. Ve bu defansif korkular Lorant’ın "doğru on bir" kurgusundaki en büyük handikapıdır. Tabii yukarıda vurguladığımız "hücum timi" de top rakipteyken onlarla boğuşmalı ve pres kavramını hiç eksiksiz uygulamalıdırlar 90 dakikalarda... Çünkü artık hücum fantazilerinde rüyalar ne kadar renkli olursa olsun, rakibe faulsüz "kırk katır - kırk satır" indirmelerinin gereği de çok açık ve nettir günümüzün futbolunda. Tabii aklımız PAF’ta sürgüne gönderilen Yusuf gibi bir futbol cambazının bu tertipte niçin olamadığındadır. Lorant hocaya sormak isterdim, "Siz futbol hayatınızda Yusuf klasında kaç futbolcu ile yan yana oynadınız veya oynattınız" diye... Ama ne edersin, Tanrı bizleri tribünlere mahkum etmiş futbolumuz sonrasında... Bazı hak etmemişlere de Fenerbahçe soyunma odasının anahtarlarını vermiş... Ne diyelim, kader mi utansın, yoksa işi ciddiye almadan plansızca koşuşturan bizler mi ? Varsın buna da bizi yakından tanıyanlar karar versin. Her NEDEN’e de biz cevap bulacak değiliz ya!
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025