Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Beşiktaş, İzmir’de çok da arzulu ve erken kazanmak için oynuyordu Göztepe’ye karşı... Ahmet Dursun ile Pancu, çabuk ve değişken bölgelerde hücum koşuları atıyorlar, özellikle de Ahmet her topa yaptığı "kamikaze" dalışlarla ve attığı ustaca golle de, tribündeki Beşiktaş taraftarlarına büyük ümitler dağıtıyordu maçın ilk yirmi dakikasında.
Ancak orta sahadaki Beşiktaş soluksuzluğu ve ağırlığı da yavaş yavaş sırıtmaya başlıyordu oyunda... Sağda Tamer, solda İbrahim gerekli kulvar çıkışlarını rakip defansı oyundan düşerecek bir hırs kanatlanması haline getiremiyorlar, ortada Tayfur, Ahmet Yıldırım ve Sergen ise, hem rakibi preslemede, hem de ileri uçtaki Ahmet Dursun ve Pancu’ya, Göztepe’yi mat edecek ikinci gol şansını üretecek topları çıkarmada başarı sağlayamıyordu... İşte böyle oyunun yavaşladığı bir anda Göztepe ayaklanıyor ve Ercan’ın ayağından bir anda kazanıyordu beraberlik sayısını...
Orta alan organizasyonlarını Göztepe’ye kaptıran Beşiktaş, an be an da olsa bocalamaya başlıyor ve Siyah - Beyazlı kalede rakip ataklar bayağı tehlikeli gol pozisyonlarına dönüşüyordu. Peki de, "Lucescu hoca bu orta alan çöküşünü neden göremiyor ?" diye düşünmeye devam ederken, İbrahim bir anda sol kanat sorumlusu olduğunu hatırlayarak, ani bir atağa kalkıyor, yaptığı şık ortaya Sergen, usta bir ayak içi darbesi koyunca da, Kartal yine öne geçmenin keyfini yudumluyordu ilk yarıda...
***
İkinci 45’e yine aynı on birle devam ediyordu Lucescu... Yani ilk devrede Ahmet Yıldırım, Tayfur ile Sergen’in orta alan yükünü taşıyamadıklarını görememiş veya biz oyunu yanlış okumuş olacağız ki, tertip değişmiyor,yedekler içindeki orta saha tekniği ve hücum düşünceleri yüksek oyuncular kulübede bekliyorlardı nedense... Bu arada Göztepe, tribünlerdeki büyük taraftar yaygarasına ayak uydurmuş bir havada Kartal defansına sağlı - sollu çıkışlarla saldırıyor ve de oyunda gol atmak teknik kulübelerin bilgi ve taktiğinden çok sahadaki ayakların maharet veya yanlışları arasında saklı kalıyordu. Biz sizler için bunları kalemlerken, Lucescu da bu işin böyle gitmeyeceğini görmüş olacak ki, Amaral, Tümer, Pascal Nouma’yı oyuna sürüyor ve bize göre hayli gecikmiş bir operasyonla Beşiktaş’ı diri ayaklarla yenilemeye çalışıyordu. Ama değişikliğe rağmen Göztepe hırs ve kazanma inadından hiç vazgeçmiyor, işte bu arada da rakip hücumlarından bunalan Beşiktaş defansı, Zafer’in beraberlik golüne mani olamıyordu.
Özetlersek, İzmir Atatürk Stadı’nda başa baş, dişe diş geçen mücadele hak edilmiş puanlarla noktalanıyor, ama iki takım da müthiş bir tempoyla yarışmanın hazzıyla alkışlanıyordu tribünlerden.