Sırat köprüsü

Panathinaikos önündeki Fenerbahçe, Lorant’ın kafasındaki esintilere göre on birler yapıp, böylesine futbol oyununa hiç benzemeyen bir saha ve bölge kargaşasını futbol oyunu zannettiği sürece, Sarı - Lacivertli yönetim kendini kandırmaktan başka bir iş yapamaz.
Washington’u bu kulübe santrfor etiketiyle transfer edenler, ya futbol denen oyunun alfabesini bilmiyorlar, ya da bu muamma transferin içinde bizlerin asla öğrenemeyeceği "abidik gubidik" bir iş var gibi geliyor bana... Öyle ya, kaçırdığı golleri gördükten sonra bu adamın bir futbolcu olduğuna kimleri nasıl inandırabilirsiniz ki ? Halbuki Yunanlılar gerçekten öyle ahım şahım bir takım değiller... Savunmaları çok kolay açıklar veriyor. Kanatları kapatma ustalık ve çabuklukları çok zayıf... Yani bir böyle takıma elenip, bu yılın UEFA tarihinde kaybolup gitmek, sanırım Fenerbahçe’nin bu seneki en büyük ayıbı olur futbol dünyamızda... Lorant bey, TV’lerde konuştuğu zaman "mangalda kül bırakmıyor" adeta... Peki de, dün savunmanın solundaki Johnson’un, Ogün’ün arkasında dans edercesine boş toplar yakalayan rakip kanat adamlarını ilk yarıda hiç mi göremedi acaba sahanın her bölgesini taraması gereken gözleri ? Rapajc gibi haftalardır eşofman içinde paslanmış birini bu maça kurtarıcı olarak sürme işbilmezliğini yapsa yapsa Lorant gibi bir "futbol cahili" yapar tabii... Stevic ayrı bir teknik adam tutarsızlığı Fenerbahçe’de... Orta alandaki kısır ve verimsiz hareketleri dışında büyük maksatlar düşüncesi ve hareketlenmeleri yaratacak tek görüntüsü yoktu dünkü oyunda... Öyleyse bu adamın yerine genç Yusuf’u kazanmanın Fenerbahçe’ye büyük yararları olmaz mı ? Ortega da dün başına buyruk bir atak derbederliğinin örnekleriyle oynuyordu sadece... Gerçi onun futbol dilini anlayıp, yanına yaklaşan ve de onunla pas al verlerine soyunan kimseler de görünmüyordu ya ortalarda...
Yani bir Ceyhun’un çırpınışı, bir Tuncay’ın sıcak temposu, Ümit’in, Johnson’un, Ogün’ün, Fatih’in iyi niyetleri ve gayretleriyle komple takım havası yaratamazsınız ki... Hele hele aylar öncesinden söylediğimiz gibi Rüştü’nün fiziksel hareketlenmelerinde önemli tutukluklar da gözle görülür hale geldiyse eğer... Eğer fiziksel arızaları olmasa, Rüştü kaptan 40 metrelerden gol yer miydi böyle bir ciddi ve tarihi oyunda... Özetlersek Fenerbahçe, kendi sahasında aldığı bu berbat sonuçla, UEFA’daki "sırat köprüsü" nden düştü gitti, diyebiliriz... Çünkü bu futbolla Panathinaikos, bu Fenerbahçe’yi Atina’da çok kolay eler, gönderir.