Kadıköy’deki çok önemli tur maçında sahada futbol taktiği ve tekniğinden çok iki ekibi de sarıp, sarmalamış bir stres elektriğinin çok yüksek voltajları çekip çeviriyordu oyunu... AIK Solna, defans ve orta sahayı et ve kemikten oluşmuş futbolcu duvarlarıyla ölümüne savunuyor, üstün fizik gücüyle yakalamayı düşündüğü gol ve goller için de kontrataklar sergiliyordu Fenerbahçe kalesi üzerine... İyi de, beraberlik avantajıyla oynamasına rağmen Fenerbahçe niçin kendi sahasında rakibi kadar güçlü, nefesli ve de organize ataklarla gidemiyordu özellikleri bilinen Solna’nın üstüne üstüne...
Orta alan çıkışları, Johnson’un golü gelene kadar, Ortega dışında, kimseler tarafından doğru ve rakibi mat edecek noktalara taşınamıyor, özellikle de Washington ve Serhat gibi isimler olumlu son hareketlerde asla Fenerbahçe’ye yakışır bir seviye yakalayamıyorlardı. Sağ kanatta Hakan’ın çırpınmaları yanında, Fatih Akyel kanat çıkışlarında kopuk kalıyor, sol kulvarda Ali Güneş ise attığı gole rağmen hem savunmada, hem de hücum çıkışlarında beklenen başarı çizgisine bir türlü ulaşamıyordu.
Yani orta sahada oyun boyunca rakip savunmayı aşması gereken düşünce ve hareketler geceyi sarıp sarmalayacağına, tam tersine tuhaf bir anlayışla sürekli geri pas yapmayı yeğliyordu Fenerbahçeli ayaklar... Oyunda Ortega’nın çok klas hareketleri ve savunmada kelle koltuk uğraş veren bilinen oyuncular olmasa, Fenerbahçe’de ikili mücadeleleri kazanacak futbolcu çok azdı dünkü maçta.... Washington, bütün pozisyonlarda hantal bir iş makinası gibi sallanıp dururken, hiç olmazsa ikinci yarıya bu futbolcu hurdalığıyla genç bir yedeği değiştirmek için teknik kulübede oturan teknik adam düşüncesi yerine, futbolun EİNSTEİN’ı gibi yaratıcı olmak mı gerekir sanki ? Steviç, dün futbolun son baharında yaşadığını açıkça ilan ediyordu adeta... İyi de, oyundan böylesine erken düşmüş futbolcuları, Ceyhun ve Tuncay gibi taze kramponlarla değiştirmek için 60 - 65 dakika beklemek mi lazım her maçta Fenerbahçe’de ? Nitekim bu oyuncular girdikten sonra "beraberlik telleri üstünde tepe üstü düşecek bir gerginlikte oynanan maç" birden değişiyor ve genç kramponların oyuna kattıkları taze kan ve güç Fenerbahçe’yi 20 dakikalığına da olsa ayaklandırıyordu. Oyun birden bire şölen haline dönüşüyor ve Serhat’ın golüne kadar uzanan bir Fenerbahçe patlaması AIK Solna’yı silip, süpürüyordu tur şansından...
Evet, Fenerbahçe dün geceki oyunun ikinci perdesinde sunduğu kilit futbol atraksyonlarını önümüzdeki UEFA maçlarına yansıtırsa, Avrupa’da kolayca yol alabilir. Ama artık yazmaktan bıktığımız eksiklerinde ve derbederliğinde ısrar ederse, işin orasını da Sayın Lorant bilir.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025