Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Futbolsuz haftaları fırsat bilip biraz da kendimizle ilgilenelim dedik. Yaş yarım asırı geçtikten sonra geçmiş yılların kalıntısı olan bütün can sıkıntısı, sağlıksız birikimler bir bir geliyor insanın önüne mazinin faturaları olarak. Münih’teki ünlü ALFHA Kliniği şimdilerde meşhur oldu bizim futbolcular arasında... Mustafa Doğan, İlhan Mansız ve Rüştü kardeşlerimiz de bizler gibi akraba olmuşlar adeta bu dünya çapındaki ünlü klinikle... Halbuki ben 6 yıl önce iç menisküs ameliyatı için yattım Profesör TOFT’un masasındaki neşterin altına... 6 ay, koltuk değnekleriyle sağ ayağımızı hiç yere basmadan dolaşmış, her gün fizik tedavilerini hiç aksatmayarak sağ ayağı kurtarmıştık, tak - tuk testleriyle canımızı yakıp duran sağ diz ağrılarından...
* * *
Sonrasında erken bayram havasına girip yürüyüş bantlarında "2.5 derece rampa tırmanışına da aldırmadan" koşturup durunca bizim diz yine patinaja girip, garip sesler ve acılar yaymaya başladı son zamanlarda... Eeee Türk Milleti bu... Biraz rahatı gördü mü, yine herşeyi unutacak ve başına dert açmak için kaşınıp duracak tabii... Ayrıca TOFT hocaya, 5 - 6 kilo zayıflayacağımıza söz vererek dönmüştük İstanbul’a... Şimdi ise aksine bir o kadar kilo fazlasıyla oturuyoruz Münih’e giderken ki, LUFTHANSA koltuğunda... ALFHA kliniği bizi yeniden ameliyata alır mı, yoksa hoca bizim MR’lara bakar da, kapıdan mı kovar ? İşte bunu ben de kestiremediğim için döküyorum içimi.
* * *
Uçakta yalnız değilim tabii... Burnundaki dertlerine "İki ameliyata rağmen" yeni çareler arayan oğlum küçük Erdoğan... Bize ALFHA kliniğinin yolunu ilk bulup ameliyatlarda başımızdan ayrılmayan kadim dostum TANER GÜRKAN, yine operasyonların başında bulunmak için yanı başımızda sağolsun... Ayrıca dediğim gibi altmışlıklardan ünlü işadamımız BAYRAM ARSLAN da takıldı bizlere... Bilenler bilir, BAYRAM ARSLAN, ALİ ŞEN döneminin önemli idarecilerindendir Fenerbahçe’de... Aynı zamanda Florya’da kendisine ait futbol sahasında hepimiz "YANİ BİRÇOK ESKİ DOSTLAR" gençlik yıllarının anılarını tazelemek adına koşmaya çalışırız topun arkasından haftanın uygun günlerinde...
Tabii maç sonraları yakılan kalorilerin "Birkaç yüz misli" Bayram hocanın mangallarından yağan köfte, pirzola tabaklarıyla midelere iner bizler de büyük rahatlıklarla ve de ellerimizdeki bira şişeleriyle evlere dağılırız. İşte şimdi bu sevgili dostumuz da arada kilitleniveren yürüyemezliğine çare bulmak umudu ile bizim grupla aynı uçaktayız.
* * *
Ancak bizi Münih’te her zamanki şevkatiyle bekleyen HULKİ İLGÜN ağabeyimizde ayrı bir merak konusu bizler için. Yaşamın pahası olmayan kıymetini, ancak 70 küsürlük hayatın derinliklerinde yeni yeni fark eden HULKİ AĞABEYİMİZ uçağa binmemeye yeminli... Bizden üç gün önce İstanbul’dan tren ve otobüsle bizleri karşılamak üzere Münih’e firar etti. Şimdi bizleri ARABELLA HOUSE’taki 30 küsür yıllık minik ve de kiralık dairemizde hangi yemek sürprizleri ve de Kadıköy hergeleliklerinin doyumsuz mizahlarıyla karşılayacak.
* * *
Herşey merak konusu işte... LUFTHANSA’nın "ZANGIR - ZANGIR" sallanan masalarından kağıda dökebildiğimiz seyahat notları şimdilik bunlar... Münih’e inip oe ALFHA Klinik’te olacakları şimdiden kestirmek imkansız. Hangi eski hatıralar sarıp sarmalayacak bu "ZORUNLU SEYAHAT" günlerimizi... İstanbul’a iki değnekle taşıyabildiğimiz ayaklarımızla mı döneceğiz? Yoksa aylar sonrasına verilmiş bir ameliyat randevusunun "STRESölerini taşıyarak mı döneceğiz İstanbulumuz’a...