Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları

Şim­di ba­na “Ege Zey­be­ği ile EX­PO’nun ne il­gi­si var?” di­ye­bi­lir­si­niz. Bir çok ben­zer­lik­le­ri var. Da­ha doğ­ru­su bu ben­zer­lik­ler EX­PO’da fi­na­le gi­den sü­reç­te ya­şa­nı­yor.
Biz İz­mir­li­ler bir ko­nu­da her za­man hem­fi­kir ol­maz mı­yız?
“İz­mir­li­ler bir ara­ya ge­le­mez. Bir pro­je­de be­ra­ber ol­sa­lar da bu be­ra­ber­lik uzun so­luk­lu yü­rü­mez”
Ör­nek mi?
Kİ­PA ve EGS en bel­li baş­lı ör­nek­ler.
İş­te EX­PO da böy­le gi­di­yor.
Fi­na­le bir haf­ta var, onun için su­la­rı faz­la bu­lan­dır­mak is­te­mi­yo­rum.
Fa­kat bu de­mek de­ğil­dir ki, ba­zı ger­çek­le­ri bu gün ko­nuş­ma­ya­ca­ğız.
Si­vil ini­si­ya­tif, EX­PO’nun ol­maz­sa ol­maz­la­rın­dan.
EX­PO için­de iki si­vil top­lum ör­gü­tü ça­lış­ma ya­pı­yor.
Bir ta­ne­si EX­PO 2015 Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­ti­fi...
İkin­ci­si de EX­PO 2015 Der­ne­ği İz­mir...
EX­PO 2015 İz­mir Der­ne­ği’nin ku­ru­luş bi­çi­mi­ni be­ğen­me­di­ği­mi ve tas­vip et­me­di­ği­mi ilk ku­ru­luş top­lan­tı­la­rın­da be­lirt­miş­tim.
Ön­ce çok dar bir çev­re­de ve çer­çe­ve­de ku­ru­lan EX­PO 2015 İz­mir Der­ne­ği ku­rul­du­ğun­dan bu­ya­na ba­na se­vim­li gel­me­di.
Da­ha son­ra­da bu der­nek İz­mir­li­ler­le tam bu­lu­şa­ma­sa da her ne hik­met­se, yön­len­dir­me ve yü­rüt­me ku­rul­la­rın­dan tam des­tek gör­dü.
Bu­na kar­şı­lık EX­PO 2015 Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­ti­fi adı al­tın­da ken­di oluş­tur­duk­la­rı büt­çe­ler­le çok et­ki­li ça­lış­ma­lar ya­pan ku­ru­luş ise ay­nı ku­rul­lar ta­ra­fın­dan dış­lan­dı.
EX­PO 2015 İz­mir Der­ne­ği’nin üye­le­ri su­num­lar için Pa­ris’e da­vet edi­lip ta­nı­tım­lar için dün­ya­nın öbür ucu­na gön­de­ri­lir­ken; Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­tif tem­sil­ci­le­ri İz­mir’de­ki sem­poz­yum­la­ra bi­le doğ­ru dü­rüst da­vet edil­me­di­ler.
EX­PO’nun ge­nel büt­çe­si için­den bir pay al­ma­dan ça­lı­şan EX­PO 2015 Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­ti­fi, ge­çen haf­ta yi­ne çok gü­zel bir iş ba­şar­dı.
İs­tan­bul’da dü­zen­le­dik­le­ri top­lan­tı­da Or­to­doks dün­ya­sı­nın ru­ha­ni li­de­ri Bart­ho­lo­me­os ile De­niz Bay­kal’ı bir ara­ya ge­ti­re­rek EX­PO’nun des­tek­len­me­si için çağ­rı yap­tır­dı­lar. Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­tif Eş Baş­ka­nı Prof. Dr. Fa­ruk Şen ve Tür­ki­ye Eş Baş­ka­nı Hü­se­yin As­lan’ı bu ça­lış­ma­la­rın­dan do­la­yı kut­lu­yo­rum.
Şim­di yi­ne ay­nı iki­li 28 Mart’ta Pa­ris’te 26 BI­E de­le­ge­si­ne özel ye­mek ve­re­cek.
Yön­len­dir­me ve yü­rüt­me ku­rul­la­rın­dan hiç­bir des­tek gör­me­yen, yurt içi ve yurt dı­şın­da bir­bi­rin­den gü­zel ta­nı­tım ça­lış­ma­la­rı­na im­za atan eş baş­kan­lar Şen ve As­lan Pa­ris’te­ki son oy­la­ma­ya da da­vet edil­me­di­ler.
Her­hal­de bu da, EX­PO ku­rul­la­rı­nın on­la­ra bir te­şek­kür tar­zı ol­sa ge­rek!
Ya­zı­mın ba­şın­da Ege Zey­be­ği’nden bah­se­der­ken bun­la­rı an­lat­ma­ya ça­lış­mış­tım.
Şa­yet 31 Mar­ta za­fer Tür­ki­ye’nin olur­sa sa­kın kim­se tek ba­şı­na “Ben yap­tım” de­me­sin.
Bu ko­nu­da hak­kı ye­nen bir­çok gö­nül­lü var.
Za­ten Fa­ruk Şen tep­ki­si­ni Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Ali Ba­ba­can’a yaz­dı­ğı ve EX­PO 2015 Da­nış­ma Ku­ru­lu Üye­li­ği’nden is­ti­fa et­ti­ği ya­zı­sın­da açık­ça be­lirt­miş:
“Ya­sal ku­rul­lar da­nış­ma­yı bir ya­na bı­ra­kın, da­nış­ma ku­ru­lu üye­le­ri ile gö­rüş­mek­ten da­hi ka­çın­mış­tır.”
İş­te İz­mir’de ku­ru­lan der­nek baş ta­cı edi­lir­ken, Av­ru­pa’da ku­ru­lan ve EX­PO adı­na on bir önem­li et­kin­lik dü­zen­le­yen Av­ru­pa Si­vil İn­si­ya­ti­fi böy­le dış­lan­mış­tır.
Not1: Şen ve As­lan’ın uçak ve otel gi­bi mas­raf ge­rek­ti­ren bir da­ve­te ih­ti­yaç­la­rı yok. On­lar, oy­la­ma­nın ya­pı­la­ca­ğı sa­lon­da yer al­mak is­ti­yor­lar. Bu­nu da hak edi­yor­lar.
Not2: EX­PO 2015 İz­mir Der­ne­ği’ne: In­ter­net si­te­niz­de BI­E’ye üye say­sı 98 ola­rak ge­çi­yor. Ye­ni üye sa­yı­sı, 141 ol­du. Ko­nu­ya bu ka­dar uzak ol­ma­nız ba­na bir ata­sö­zü­nü ha­tır­lat­tı.
Üs­kü­dar da sa­bah ol­du uya­nın da ba­lı­ğa gi­de­lim!!!

Haberin Devamı

Ça­nak­ka­le ve Meh­met­çik...

Haberin Devamı

Ge­çen Sa­lı Ça­nak­ka­le De­niz Za­fe­ri’nin 93. Yıl­dö­nü­mü’nü kut­la­dık. O eş­siz des­ta­nı ya­ra­tan kah­ra­man­lar için han­gi övü­cü cüm­le­le­ri kur­sak
yi­ne de ger­çek an­lam­da on­la­ra say­gı­mı­zı ve min­ne­ti­mi­zi ifa­de ede­me­yiz.
18 Mart Ça­nak­ka­le Za­fe­ri ile il­gi­li Bor­no­va Ro­tary Ku­lü­bü’nde çok et­ki­li bir ko­nuş­ma ya­pan Ön­der Bar­las ko­nuş­ma­nın so­nun­da göğ­sü­nü düş­man kur­şun­la­rı­na gö­zü­nü kırp­ma­dan si­per eden Meh­met­çik ay­nı düş­ma­na na­sıl şef­kat­le yak­la­şıp, in­san­lık der­si ver­di­ğin­de yi­ne iş­gal kuv­vet­le­ri­ne ko­mu­tan­lık ya­pan­la­rın ha­tı­ra­la­rın­dan iki ör­nek­le an­lat­tı.
Göz­le­ri­miz nem­li din­le­di­ği­miz anı­la­rı siz­ler­le pay­laş­mak is­te­dim:
Üs­teğ­men Ca­sey’in anı­sı... Da­ha son­ra Ca­sey Avus­tral­ya Ge­nel Va­li­si ol­muş­tur.
“... 25 Ni­san 1915 gü­nü Conk­ba­yı­rı’nda Türk­ler ve İti­laf kuv­vet­le­ri ara­sın­da kor­kunç si­per sa­vaş­la­rı olu­yor­du. Si­per­ler ara­sın­da­ki 810 met­re ka­dar  me­sa­fe var. Sün­gü hü­cu­mun­dan son­ra sa­va­şa ara ve­ril­di. As­ker­ler si­per­le­ri­ne çe­kil­di. Ya­ra­lı­lar ve ölü­ler top­la­nı­yor. İki si­per ara­sın­da açık­ta ağır ya­ra­lı ve bir ba­ca­ğı kop­mak üze­re olan İn­gi­liz yüz­ba­şı ava­zı çık­tı­ğı ka­dar ba­ğı­rı­yor, ağ­lı­yor çır­pı­nı­yor, kur­ta­rın di­ye yal­va­rı­yor­du. An­cak si­per­ler­den hiç­bir kim­se çı­kıp yar­dım ede­mi­yor­du. Bu sı­ra­da akıl al­maz bir olay ol­du. Türk si­per­le­rin­den be­yaz bir iç ça­ma­şı­rı sal­lan­dı. Ar­ka­sın­dan as­lan ya­pı­lı bir Türk as­ke­ri si­lah­sız ola­rak si­per­den çık­tı. He­pi­miz do­nup kal­dık. Hiç­bi­ri­miz ne­fes ala­mı­yor ona ba­kı­yor­duk. As­ker ya­vaş adım­lar­la yü­rü­yor, si­per­de­ki­ler ken­di­si­ne ni­şan al­mış bek­li­yor­du. As­ker, ya­ra­lı İn­gi­liz su­ba­yı­nı yu­mu­şa­cık bir ha­re­ket­le ku­cak­la­dı. Ko­lu­nu om­zu­na at­tı ve bi­zim si­per­le­re doğ­ru yü­rü­me­ye baş­la­dı. Ya­ra­lı­yı usul­ca ye­re bı­ra­kıp gel­di­ği gi­bi ken­di si­per­le­ri­ne dön­dü. Te­şek­kür bi­le ede­me­dik. Sa­vaş alan­la­rın­da gün­ler­ce bu ce­sa­re­ti, gü­zel­li­ği ve in­san sev­gi­si­ni ko­nu­şul­du...
Dün­ya­nın en yü­rek­li ve kah­ra­man as­ke­ri Meh­met­çik’e de­rin sev­gi ve say­gı­lar.”
Üs­teğ­men Ca­sey
* * *
Ça­nak­ka­le Sa­vaş­la­rı’nda Fran­sız kuv­vet­le­ri­ne ko­mu­ta eden, Ge­ne­ral Gu­ro, sa­vaş sı­ra­sın­da bir ko­lu ile bir ba­ca­ğı­nın kıs­mı­nı, sa­vaş sa­ha­sın­da bı­ra­ka­rak yur­du­na dön­müş. Da­ha son­ra an­lat­tı­ğı bir sa­vaş ha­tı­ra­sın­da ay­nen şöy­le di­yor:
“Fran­sız­lar, Türk­ler gi­bi mert bir mil­let­le sa­vaş­tık­la­rı için ço­cuk­la­rı­nız­la dai­ma if­ti­har ede­bi­lir­si­niz. Hiç unut­mam. Bi­raz ev­vel do­ğa çev­re­miz­de en ne­fis gü­zel­lik­tey­di. Su çi­çek­le­ri, pa­pat­ya­lar, pey­gam­ber çi­çek­le­ri, ley­lak­lar bir gök­ku­şa­ğı ale­mi ya­ra­tı­yor­du. Ve şim­di, sa­vaş sa­ha­sın­da dö­vüş bit­miş, o gü­ze­lim tab­lo, kan re­van için­dey­di. Ya­ra­lı ve ölü­le­rin ara­sın­da do­la­şı­yor­duk. Az ev­vel Türk ve Fran­sız as­ker­le­ri sün­gü sün­gü­ye ge­lip ağır za­yi­at ver­miş­ler­di. Bu sı­ra­da gör­dü­ğüm bir ha­di­se­yi öm­rüm bo­yun­ca unut­ma­ya­ca­ğım. Yer­de bir Fran­sız as­ke­ri ya­tı­yor, bir Türk as­ke­ri ken­di göm­le­ği­ni yırt­mış, onun ya­ra­la­rı­nı sa­rı­yor, kan­la­rı­nı te­miz­li­yor­du. Ter­cü­man va­sı­ta­sı ile bir ko­nuş­ma yap­tık.
Ni­çin, öl­dür­mek is­te­di­ğin as­ke­re şim­di yar­dım edi­yor­sun?
Me­cal­siz hal­de­ki Türk as­ke­ri şu kar­şı­lı­ğı ver­di:
Bu Fran­sız ya­ra­la­nın­ca ya­nı­ma düş­tü. Ce­bin­den yaş­lı bir ka­dın res­mi çı­kar­dı. Bir şey­ler söy­le­di! An­la­ma­dım!.. Ama her­hal­de an­ne­si ola­cak­tı. Be­nim ise kim­sem yok! İs­te­dim ki, o kur­tul­sun, ana­sı­nın ya­nı­na dön­sün!..
Bu asil ve ali­ce­nap duy­gu kar­şı­sın­da hün­gür hün­gür ağ­la­ma­ya baş­la­dım. Bu sı­ra­da, emir su­ba­yım Türk as­ke­ri­nin ya­ka­sı­nı aç­tı!.. O an­da gör­dü­ğüm man­za­ra­dan ya­nak­la­rım­dan sı­zan yaş­la­rın don­du­ğu­nu his­set­tim! Çün­kü, Türk as­ke­ri­nin göğ­sün­de, bi­zim as­ke­rin­kin­den çok da­ha ağır bir sün­gü ya­ra­sı var­dı ve bu ya­ra­ya bir tu­tam ot tı­ka­mış­tı!..
Az son­ra iki­si de öl­dü­ler!!!

Haberin Devamı

TE­MA ne­den yok!

Çevre ve Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü  “21 Mart Dünya Ormancılık Günü” çerçevesinde, çevre konusunda üstün başarı gösteren kişi ve kurumlara “Çevre Beratı” verme kararı alıyor.
“Üstün Hizmet Ödül Töreni” İstanbul’da..
Berat alacaklar listesine baktığımda yıllardır özellikle erozyon konusunda etkin çalışmalar yaptığını ileri süren TEMA yok.
Kimler var.?
İzmir’den Ege Orman Vakfı.
Mersin’den Kabasakallı Köyü.
Gaziantep Ağaç Yetiştirme ve Koruma Derneği.
Ankara Milli Eğitim İl Müdürlüğü.
Yargıtay Ormanı’nı gerçekleştiren Aydın Özkul.
İzmir Karaveliler Köyü.
* * *
Yukarıdaki kişi ve kurumlara, Dünya Ormancılık Günü’nde, Erozyon ve Ağaçlandırmada ki ödülü oy birliği ile veren kurulda kimler var.
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Sarıkaya, Çevre Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfü Akça, ÇED Planlama Genel Müdürü Fevzi İşbilir, Ağaç ve Erozyon Kontrol Genel Müdürü Mustafa Yalınkılınç, Eğitim Daire Başkanı Enver Kurgun.
İsimlerden de görüleceği gibi konularının en üst yetkili kişileri
Şimdi TEMA’cıların kendilerine şu soruyu sormaları lazım.
“Biz bu ödül listesinde neden yokuz? Nerede yanlış yaptık?”