İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ne yapsa yeridir. Kendisi sınır falan tanımaz. O kentin en bilmiş, en akıllı, en zeki ve yetkin kişisidir.
Ben yaptım oldu, mantığının İzmir’deki en iyi temsilcisidir.
İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde İzmir’i ziyaret edecek olan bakan, büyükelçi ve diğer üst düzey misafirler Ekrem Bey’le İzmir’in geleceğini konuşup, tartışıp, bilgi alacaklardır.
En bilmiş “o” ya!!!
Alan boş.
İzmir sahipsiz.
Bu benim yorumum değil.
Ekrem Bey’in dediği, “yıllardır kim ne yaptığının” tercümesi.
Taşın altında bir tek “o”nun eli var.
Geçen haftaki yazımdan sonra telefonla arayan, saygı duyduğum bir büyüğüm, yazımdan dolayı kutladıktan sonra çok güzel bir bilgiyi benimle paylaştı:
Amerikalı yazar Parkinson’a göre, su ve hava buldukları boşlukları hemen doldururlar.
Eğer bir yerde otorite boşluğu varsa birileri o boşluğu hemen doldurmaya çalışır.
“O” kişi boşluk doldurduğunu söylerken veya ifade ederken kentte yaşayanlar seslerini “istikrar” adı altında çıkarmazlarsa kötü gidişe bir anlamda ortak olurlar.
Bu çok doğru bir yaklaşımdı.
İzmir’i yönetenler Ekrem Bey’in çıkışına “istikrar” bozulmasın ve kavga olmasın diye ses çıkarmadıkça, şehir gerildikçe geriliyor.
Aynı düşünce Türkiye’de de uygulandı...
İstikrar adı altında AKP yüzde 47 ile iktidar oldu.
Geldiğimiz nokta ortada.
Kendisinin çok üretken ve projeler adamı olarak anılmasını isteyen Ekrem Bey’den bir ricam olacak:
Önce geçtiğimiz güne kadar, yönetim kurulu başkanı olduğu İZair’deki son durumu, ardından Efe Rakı’nın pazar payının nereden nereye geldiğini ve Ekonomi Üniversitesi’ndeki başta rektör olmak üzere öğretim görevlileriyle ilişkilerini anlatacağı bir basın toplantısı yapıp İzmirlilere bilgi verirse sevinirim.
Bir projeyi üretmenin değil, yaşatmanın ne kadar önemli olduğunu hep birlikte görürüz...
Ve bir soru
Son aylarda rehberliğini çok özel bir kişinin yaptığı eski bir siyasetçi Alaçatı’da ne kadar ilerde rant yapacak arsa varsa topladı veya satın almaya devam ediyor.
Ve hep kaybeden bu siyasetçi kim?
Birinci Kordon yaşanmaz oldu!
Geçen hafta Anneler Günü dolayısıyla Birinci Kordon’da ailece yemek yiyelim dedik. Ama burnumuzdan geldi!
“O” gün için Kordon’u seçenler Anneler Günü değil ızdırap günü yaşadılar.
İzmir’in en güzel yaşam alanı her türlü ses kirliliğinin mekanı olmuştu.
Gündoğdu Meydanı’nda ses düzenini sonuna kadar açan bir gurup eğlenmeye çalışırken, sünnet ve düğün konvoyları ayrı bir ses bombardımanı ile Kordon’a gelenleri, geldiklerine geleceklerine pişman ediyorlardı.
Sözüm ona kornalarını devamlı çalarak eğlendiklerini sanan bu guruplar birbirleriyle yarışarak yayalar için de hayati tehlike oluşturuyorlardı.
Başta Sayın Valim olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve Konak Belediye Başkanı’na düşen görevin, Birinci Kordon’u yeniden huzurlu sessiz sakin yaşanılabilen bir alan haline getirmek olduğunu düşünüyorum.
Swiss Otel çevreye verdiği rahatsızlığı nasıl telafi edecek?
İzmir, bir dönemin efsanesi Efes Oteli’ne yeniden kavuştu.
Eskinin Büyük Efes Oteli, yeninin Swissotel Grand Efes İzmir’i olarak hizmet vermeye başladı.
İyi de oldu.
Yıllar yılı atıl durumda duran İzmir’in simge oteli, çehresini tamamen modernize ederek,
Yanında pek çok yeni markayı da İzmir’e getirerek, İzmir’e yakışır bir vizyonla faaliyete geçti.
Buraya kadar her şey güzel.
Tatsız olan durum şu ki; otelin hakları Swiss Grubu’na geçtiği günden bu yana, yani yaklaşık 2 yıldır tozu dumana katan bir inşaat da süregeliyor o bölgede.
Üstelik otel açılmasına rağmen, Convention Center henüz tamamlanamadığı için, ön taraf güllük gülistanlık olsa da, arka cadde üzerinde halen korkunç bir gürültü ve çevre kirliliği hüküm sürüyor.
Merak ettiğim şu;
Swissotel Grand Efes İzmir yönetimi, iki yılı aşkındır kendisine müsamaha gösteren çevre sakinlerini ve özellikle bu gürültüye rağmen çalışmaya çalışan iş yerlerini nasıl mutlu edecek?
Bu büyük kuruluş, otel tamamlandığında bu insanların gösterdiği sabra karşılık mutlaka teşekkür etmeli (ama bir kokteyl ama farklı bir şekilde gönül alma) diye düşünüyorum.
Yoksa bıçak kemiğe dayanmış durumda, benden söylemesi!
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025