Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KOVBOY filmlerine meraklı olanlar bilirler bir şerif karakteri vardır. Kötü adamları yakalayıp kasabada düzeni sağlayan kişidir. Bir de “ödül avcıları” vardır. Ödül avcıları da, şerif gibi kötü adamların peşindedir. Onları takip eder bulur “ölü veya diri” şerife teslim eder. Yaptığı hizmetin karşılığında da parasını alır. Bunların adı da ödül avcılarıdır. Kasaba halkı her nedense bu ödül avcılarından pek hoşlanmaz .
Ben İzmir’de bazı kişileri bu ödül avcılarına benzetmeye başladım.
İzmir’e karşı tüm sorumlulukları bitmiş gibi, dünyanın herhangi bir yerinde, gerçekleşmeyen veya yarım kalma ihtimali olan organizasyonları bulup İzmir olarak biz yapalım diyerek ortaya çıkıyorlar.
İzmir’i marka kent yapacaklar ya en kolay yol bu... Başkasının açığından faydalan ve golü at!
Kendileri yeni bir proje veya organizasyon bulup hedef gösterseler tamam...
Ama hangi ülke aldığı projeyi yapamayacak veya maddi krize girip yükümlülüklerini yerine getiremeyecek duruma geldiyse; bu kişi veya kişiler ortaya çıkıp, “bilmem falanca ülke aldığı şu organizasyonu yapamıyor, biz İzmir olarak talibiz” diyerek kuyuya bir taş atıyor. Arkasından da onlarca akıllı (!) kanaat önderimiz de yeni bir fikir bulunmuş gibi kuyuya atlıyor.
Bunun son örneğini 2013 Akdeniz Oyunları için yaşadık.
Yunanistan’ın Volos şehri düzenleyecekti 2013 oyunlarını. Fakat girdikleri kriz onları zorlayınca Akdeniz Oyunları’nı düzenleyemeyeceklerini belirterek organizasyondan çekildiler.
İşte bu haberin üstüne ilk atlayan İzmirli ödül avcıları oldu: “Onlar yapamıyorsa biz hazırız.”
Demeçler üst üste gelmeye başladı.
Tüm kent dinamikleri “biz hazırız” dedi. Araştırmadan düşünmeden tartışmadan... (Aziz Bey’in hakkını yemeyelim. O önce Mersin dedi). En aklı başında laf buydu. Çünkü 2013 için üç şehir yarışmıştı. Volos 37 oy, Riyeka 34 ve Mersin 17 oy almıştı. Volos’tan sonra ilk organizasyon hakkı bu iki şehrindi. Çünkü diğer iki şehir çok önce buna talip olmuş ve yarışmışlardı.
Eyyy ödül avcıları! Bu oylamalar yapılırken insanlar buralara talip olurken, siz neredeydiniz?
Neden o zaman ortaya çıkıp İzmir olarak talip olalım demediniz?
Ey ödül avcılarının arkasından gelen zevat, sizde hiç mi dünya görüşü ve bilgisi yok?
Neden (Aziz Bey hariç) verdiğiniz demeçlerde bazı gerçeklere değinmediniz. “Böyle şey olmaz, İzmir bunu alamaz, hak diğer adayların” demediniz. Yine tribüne oynadınız. Siz böyle yaptıkça İzmir ve İzmirli hep hayal kırıklığı yaşıyor. Sonra Hamdi Türkmen de İzmir’in bu geri gidişini siyasilere bağlıyor. Yani sizi kolluyor, kolaycılığı seçiyor.
Artık kendimizi acımasızca eleştirmenin zamanı geldi ve geçiyor.
Çocuklarımıza yaşanabilir bir kent bırakmak istiyorsak, bugün İzmir de tüm koltuklarda oturan, resmi, yarı resmi ve özel kurumların başkanları şöyle bir aynaya bakmalı. Hele görevleri 10 yıla yaklaşmış veya geçenler gözlük takıp da bakmalı: “Ben İzmir için ‘kendi rantımı’ düşünmeden ne yaptım?”

Ödül avcılarına özel not
Aşağıdaki organizasyonları yapmaya hak kazanan ülkeler, mali krizden dolayı bu organizasyonları gerçekleştiremeyecekmiş... Bilgilerinize:

* Dünya Kelebek koleksiyoncuları,2016
* Dünya En Uzun Nefes Tutma Şampiyonası 2020
* Dünya En Hızlı Yemek Yeme Yarışması 2012
* Avrupa En Uzun Öten Horoz Yarışması 2013
* Dünya En Çok Konuşup İş Yapmayanlar Şampiyonası 2014

BLOG
SERKAN AKSÜYEK: Petkim için dile getirdiğiniz güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Gerçekten de spor ve sosyal sorumluluk projelerine ciddi destek veren Petkim, kurulu olduğu Aliağa’ya çok önemli katma değer sağlıyor. Yatırımlar için 2011 yılı çok kritik bir önem taşıyor. Yazınızda bahsettiğiniz Petkim Ailem gazetesi, Petkim’in sadece kendi çalışanlarına ve ailelerine yönelik bir kurum içi yayını... Petkim’in dışa dönük kurumsal yayını ise Petkim Yaşam dergisi... Ayrıca dergiye http://www.petkim.com.tr/ adresinden girip pdf olarak da okuyabilirsiniz.