Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta içinde bir geceliğine Sakız Adası’na gittim. Ekselans Tur’un sahibi Erdoğan Tözge, benimle birlikte İzmir basınından bir gurubu Yunanistan ile işbirliğinin meyvalarını yerinde göstermek için davet etti.
Tözge’nin turizmci yönünü birkaç defa yazdım. O, kartvizitinde turizmci yazan ama turizmle yakından uzaktan ilgisi olmayanların örnek alması gereken bir insan. Erdoğan Tözge’nin İzmir turizmi için canla başla çalışmasını başka bir yazı konusu yapacağım.
Sakız Adası’ndaki bu son seferde gördüklerim ve yaşadıklarım kendi kendime “Yunanistan nereden nereye?” diye beni düşündürdü. Yıllar bir film şerdi gibi gözümün önünden akıp geçti.
1980’den bu yana sayısız defa komşuyu gazeteci veya turist olarak ziyaret etmiştim, kuzeyden güneye hemen hemen her bölgesini öyle veya böyle biliyorum.
80’li yıllarda hele gazeteci iseniz pasaport kontrolünden geçerken size “neden geldin” diyen sert bakışların altında açık bir nefretin izlerini görürdünüz. Gizli polis nereye gitseniz adım adım takip eder, her gazeteci “Türk Casusu” muamelesi görürdü.
Yıllar yılları kovaladı. Halklar birbirini seviyor ama politikacılar iki ülkenin yakınlaşmasını istemiyor söylemleri önce gündeme geldi. Sonra rahmetli İsmail Cem’in Dışişleri Bakanlığı döneminde tavan yapan ilişkilerimizin ardından, geldiğimiz nokta iki toplum birbirini tamamlıyor çizgisiydi. İki deniz bizi birbirimizden ayırmıyor bilakis birleştiriyor düşüncesi artık her iki ülkenin de ortak görüşüydü.
Bu sonuca nereden mi geldim bu son seyahatte Yunan ekonomisinin kötü gitmesi komşularımıza şunu çok net göstermişti ki, Türkler onların düşmanı değil dostuydu.
Geçmiş yıllarda pasaport polisi size küfür eder gibi bakarak 10-15 dk. da zar zor giriş mührünü pasaportunuza basarken bu son gidişte işlem bir dakikayı geçmedi. Çeşme’den Sakız’aa gelen Türkler burada tam anlamıyla esnafın can damarı olmuş. Ada halkı karşı sahilden gelen feribotların yolunu dört gözle bekliyor. Mevcut durumu Chandris Oteli’nin Genel Müdürü Nicholas Panteloukas son durumu çok güzel özetledi; “Adaya gelen turistlerin içinde Türkler birinci sırada, yılbaşı rezervasyonlarımız şimdiden doldu. 300 kişiye yaklaşan bir gurupla muhteşem bir eğlence düzenlemeyi planlıyoruz. Bayram içinse neredeyse yerimiz kalmadı komşumuz Türklere çok teşekkür ediyoruz.”
Geçmişte de bu otelde kalmıştım odalardaki televizyonlarda üdtek bir Türk kanalı yoktu. Şimdi TRT’nin üç kanalı var ve Genel Müdür yakında Kanal D, Show TV ve diğer özel kanalları da ekleyeceklerini söyledi.
En önemlisi yıllardır öğleden sonraları siesta yapan Yunanlılar şimdi pazarları bile tam gün çalışmayı tartışıyorlar. Halk gittiğimiz her yerde bize büyük ilgi gösterdi. Çok net cümlelerle bizlerle çok iyi dost olduklarını bildirerek Türkiye’ye selam gönderdiler.
Ve ben yılları şöyle bir gözümün önünden geçirdikten sonra ister istemez şu atasözümü hatırladım “Düşmez kalkmaz bir Allah”.
Not: Geziye kimler mi katıldı? Hüriyet’ten Deniz Sipahi ve Şenay Düdek, Milliyet’ten Hamdi Türkmen, Ege Koop Genel Başkanı Gazeteci Hüseyin Aslan, Yeni Asır’dan Nevzat Dönmez ve Gülengül Uslu, Habertürk’ten Meltem Seyis... Ne kadar güldüğümüzü ve ne kadar çok eğlendiğimizi arkadaşlarım kendi köşelerinden espirili bir şekilde sizlere anlatacakladır..