İster hayatta, ister rüyada “kene görmek” hiç de hayra alamet değil.
Rüyadaki kene, aşağılık mı aşağılık bir düşmana dalalet.
Hayatta ise düşmandan beter bir böcek.
Ama hakkında o kadar çok “rivayet” var ki, işin içinden çıkmak mümkün değil.
Bir kere “kaç çeşit kene olduğu” bile meçhul.
İnternette araştırırken baktım, kimi kaynak “binlerce” kimi de “yüzlerce” diyor.
TÜBİTAK destekli bir araştırmaya göre ise bu sayılar fazlasıyla abartılmış.
Zira Türkiye’de sadece 46 kene türünün yaşadığı belirlenmiş ve bunlardan 38’i Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı bulaştıran cinstenmiş.
Risk oranı yüksek.
Masum olanlar beyaz bayrak taşımadığından, kenelerin her türünden uzak durmak şart.
Yoksa...
İğnesini soktu mu derinizden derinlere, sonra da kıvırdı mı ucunu çengel gibi; eyvah, eyvah.
Boşuna “kene gibi yapıştı” dememişler.
Artık biliyor olmalısınız. Keneyi yapıştığı yerden çekip, çıkarmaya çalışmak, ölümcül bir hata.
Ya ne yapılacak?
Yine rivayet muhtelif.
Kimi der ki:
“Kenenin kendiliğinden çıkmasını sağlamak için parmak ucunuzu ıslatın ve keneye bastırmadan, kenenin etrafında daireler çizin. Kene bir süre sonra kendiliğinden, yapıştığı yerden çıkacaktır.”
Acaba...
Ya bu yumuşak masaj onu büsbütün aşka getirir de, zehrini hızla boşaltırsa?
Bir de “kene haritası” meselesi var ki, tam bir muamma.
Araştırırken 2008 yılının Haziran ayında yayınlamış şu haber çıktı karşıma:
“Sağlık Bakanlığı kene ısırığı ile bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı risk haritasını çıkardı. Buna göre, vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz bölgesinde yani Kelkit vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.”
Haritada İzmir yok.
Oh.
İçimiz rahat olsun yani.
Sakın ha.
Asla!
Nitekim İzmir’de, 2009’daki 10 bin 855 şikayetten 2 bin 612’sinde; 2010 yılındaki 11 bin 310 şikayetten bin 54’ünde; 2011 yılındaki 10 bin 789 şikayetin 906’sında kene vakasına rastlandığını daha geçen gün Büyükşehir Belediyesi açıkladı.
Ve ayrıca...
Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Dr. Mehmet Cengiz Baloğlu, “Artık Türkiye’nin kene haritasının çıkarılması gerekmekte” diyor ki; demek 2008’de yapıldığı söylenen o harita da, bir palavra!
Tek karelik çimen!
Ağlamaktan helak oldum!
Başlığı görünce gözlerim yaşardı:
“Karabağlar’dan Paris ve Hollanda’ya EXPO ziyareti.”
Bu ne EXPO sevgisi.
Ah...
Fotoğrafa baktım.
Kaç kişi var, tam sayamadım.
Ama epey kalabalıktılar.
Tutamadım kendimi, yine ağladım.
Sen Karabağlar’ın onca işini, gücünü bırak; belediye meclis üyeleri ve bürokratları toplaş “araştırma ve inceleme çalışmaları” için Avrupa’ya git.
Bu ne fedakârlık.
Vah...
Habere göre, EXPO 2020 tanıtım yetkilisi ve aynı zamanda Paris Kültür Turizm müşaviri Kalbiye Noyan, “Karabağlar Belediyesi’ni ofislerinde ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını” söylemiş.
Kolay mı ya?
Hasretlik var işin içinde.
Karabağlar heyetini karşında görünce, Kalbiye Noyan da mutluluktan ağlamıştır herhalde!