Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, doğuştan vejateryen midir; yani ömrü boyunca ağzına dana, tavuk veya balık eti koymamış mıdır?
Philsa Genel Müdür Sedat Müderrisoğlu, hayatında hiç uzun ya da kısa Marllboro içmedi mi?
TOFAŞ CEO’su Kamil Başaran’ın ehliyeti yok mu, dolayısıyla hayatında hiç otomobil kullanmadı mı?
TURKCELL CEO’su Süreyya Ciliv cep telefonu kullanmıyor mu, kullanıyorsa telefon hattı Vodafone mu?
THY Genel Müdürü Temel Kotil hiç uçağa binmemiş olabilir mi?
MEY İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu’nun boğazından hayatı boyunca tek damla alkol geçmemiş midir acaba?
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin İş Bankası’nda hesabı olmayabilir mi?
Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin’in hayatında bir kez olsun bir TV dizisi izlememiş olma ihtimali var mı?
İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay bugüne kadar tek el silah atmamış olabilir mi?
* * *
Haklısınız, bütün bunlar çok saçma sorular.
Dahası...
Adını andığım insanların, üstlendikleri görevlerin içerdiği üretim, tüketim, hizmet unsurlarını; yemediği, içmediği, kullanmadığı hayal dahi edilmez.
Veya en basitinden...
Bir kuruyemişçi, kavurduğu leblebinin tadına bakmaz mı hiç?
Öyleyse sıkı durun.
Ve bu dünyada “olmaz olmaz” sözünün ne denli doğru olduğunun farkına varın.
Zira Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü Recep Biçer, hayatında hiç Milli Piyango bileti almamış.
Ne çeyrek.
Ne yarım.
Ne tam.
Ne yılbaşında.
Ne de herhangi bir zaman.
Hiç.
* * *
Deseydi ki:
“Milli Piyango Genel Müdürü olduktan sonra hiç bilet almadım.”
Onu anlardım.
Hatta alkışlardım.
Çünkü yerinde olsam, ben de almazdım.
Kader bu.
Aldığım bilete büyük ikramiye çıksa, nasıl anlatırdım “işin içinde bir iş olmadığını” millete!
Fakat Recep Biçer, Milli Piyango İdaresi’nin adresini bilmezken dahi bir kez bilet alıp, şansını denememiş.
“Neden?” sorusunun cevabını ise şöyle veriyor:
“Hayatımda hiç bilet almadım çünkü ilgi ve ihtiyaç duymadım. Sonuçta bu bir ilgi veya ihtiyaç meselesi. Tabii herkesin bilet alması gibi bir husus da olamaz.”
Olmayabilir elbet.
Yine de merak ediyorum.
İnsan ilgi duymadığı bir işi nasıl yapar?
Bir ihtimal “ihtiyaçtan yapsa” da, o işte başarılı olma iddiasını nasıl ortaya koyar?

Haberin Devamı

Tek karelik bir garip güvercin!

Haberin Devamı

Farklı bir Genel Müdür

Alaçatı ne olsun?

Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde bir anket dikkat çekiyor:
“Yeni Büyükşehir Yasa Tasarısı ile Alaçatı mahalle olacak. Turizmde önemli bir marka olan Alaçatı’da yaşayanlar beldenin İzmir’in 33’üncü ilçesi olmasını istiyor.
Girişime tepkili olan Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, ‘Türk turizminde model olarak gösteriliyoruz. Bu markayı harcamayın, bizi ilçe yapın’ diyor.
Alaçatı mahalle mi olsun? İlçe mi?”
2 bin 372 kişinin oy kullandığı anketin sonucunda, “yüzde 67 ilçe, yüzde 33 mahalle” yapılmasını istemiş Alaçatı’nın.
Bir adım daha gidelim.
Ankette “Alaçatı il olsun” diye bir şık olsaydı, bu sizi şaşırtır mıydı?
Sanmam.
Çünkü Alaçatı artık öylesine değerli bir marka ki, namı İzmir’i de, Türkiye’yi de aştı.
Bundan sonra önemli olan tek şey var:
Bu değerin korunması.