Kürt sorunu ABD'nin 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra gündemine girmiş, 2003'te Irak'ı işgalinden sonra ise önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.ABD'nin sadece Irak sorunu değil, "Kürt sorunu" da vardır.Irak'ın ABD ve İngiltere tarafından işgali, bölgedeki dengeleri değiştirdi. Birinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren bugünlere kadar Türkiye-Irak-İran ve kısmen Suriye tarafından, "yönetilen" bu sorunla ilgili olarak küresel güçteki devletlerin konjonktüre göre değişen Kürt politikaları olmuştur. Türkiye, Irak, İran ve Suriye için, "Kürt sorunu"ndan söz etmek yeni değil ama ABD için yeni... Sorunun bugünkü boyutuna girmeden önce tarihi anımsamakta fayda var. Türkiye dahil Birinci Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında bölge ülkelerinin tümünde Kürt isyanları çıkmıştır. Türkiye, Irak ve İran'daki bu isyanlarda nitelik farkı olsa da hedef Kürtlerin bağımsızlığı olmuştur.Genel olarak ifade etmek gerekirse, İran'da kurulan ve çok kısa ömürlü olan Mahamad Cumhuriyeti (1946) dışında bağımsız Kürt devleti ortaya çıkmamıştır. Üç ülkede de isyanlar bastırılmıştır.En belirgin biçimde merkezi otoriteden bağımsız (özerk) bir statü oluşturabilen Kuzey Irak olmuştur.Türkiye, İran ve Irak'ın, "Kürt sorunu"na bakış konusunda uzun yıllar görüş birliği ve işbirliği içinde sorunu yönettikleri söylenebilir. Ankara-Tahran-Bağdat üçgeni, "Irak'ın toprak bütünlüğü" politikasında ortak davranmışlardır. Bu görüş ve işbirliğinin yanında bu ülkelerin Kürtleri birbirlerine karşı kullanmaları da bir diğer politikalarıdır.Birinci Dünya Savaşı döneminde bölgede İngiltere'nin yerini ve işlevini bugün ABD'nin aldığını söyleyebiliriz.ABD'nin Irak'a müdahalesi, Kuzey Irak'taki statüyü güçlendirmiştir. Bugün Talabani, Irak'ın Cumhurbaşkanı'dır, Barzani de Kürt Bölgesi Başkanı. Nihayet Irak Anayasası'nda Federe Kürt Bölgesi net biçimde yer almış ve Kerkük'ü de bu bölge idaresine katacak bir açık kapı bırakılmıştır. Kürt isyanları ABD'nin Irak müdahalesi, büyük devletlerin de zımnen onayladığı ve bugüne kadar işleyen, Ankara-Bağdat-Tahran hattından Bağdat'ı düşürmüştür. Tahran ve Şam da ABD'nin hedefleri arasındadır. Reel politik açıdan Ankara da rahat değildir. Bağdat-Tahran'dan daha çok Washington'la politika oluşturmak zorunda kalmış, ancak çıkar farklılıkları iki ülke politikalarında tam bir örtüşme sağlanmasına engel olmuştur.Bugün de Türkiye, İran ve Suriye'nin bağımsız Kürt devletine karşı oldukları bilinmektedir. Ancak, ABD karşısında üç ülkenin de politika dayatma güçleri yoktur.Bu nedenle bugün ABD'nin, "Kürt sorunu" vardır. Kuzey Irak'ta, güçlenen fiili Kürt devletinin bağımsızlık için uygun konjonktür beklediği gerçektir. Yoksa Kürtlerin, "Irak'ın toprak ve ulus birliği" diye esaslı bir sorunları yoktur. Hedefleri bağımsızlıktır.İşte bu noktada, ABD'nin vereceği karar belirleyici olacaktır. ABD koruması olmadan bağımsız Kürt devleti ilanı zordur.Washington'un zorluğu ise sorunlu ilişkileri de olsa Türkiye, İran ve Suriye'ye rağmen bağımsız Kürt devleti kararı verip veremeyeceğidir fbila@milliyet.com.tr ABD'nin kararı