Hükümet, Irak'a asker göndermek üzere TBMM'den yetki aldı. Bu yetkinin kullanılıp kullanılmaması veya nasıl kullanılacağı bundan sonra Türkiye ile ABD arasında varılacak anlaşmaya bağlı.
Bu amaçla Türk ve ABD'li heyetler arasında bir mutabakat zaptı düzenlenmesi amacıyla çalışmaların başlatılması bekleniyor. Türk ve ABD heyetlerinin, TBMM'den izin çıkar çıkmaz masaya oturmaları bekleniyordu. Ancak, bu hemen gerçekleşmedi. Türk tarafının hazırlıklarını tamamladığı ve görüşmeye hazır olduğunu biliyoruz. Beklenen ABD'nin hazır olması ve masaya gelmesi.
Bundan sonrası artık ABD'nin sorunudur.
Irak'a Türk askeri gelmesini isteyen ABD tarafıdır. Nedeni de bellidir: ABD Irak'ta zor durumdadır. Güvenliği sağlayamadığı gibi ülkenin tümünde hakimiyet kuramamıştır.
Türkiye, TBMM'den çıkardığı kararla her ne kadar ABD'yi uluslararası alanda rahatlatmışsa da, karar henüz uygulanmış değildir.
Karardan sonra yaşanan tartışmalar, Türkiye'ye ve Türk askerine gösterilen tepkiler, Bağdat Büyükelçiliğimize yapılan saldırılar... Bunların hepsi Türk askerinin Irak'a gidişini önlemeye yöneliktir. Başta Kuzey Irak'taki Kürt gruplar olmak üzere, Irak Geçici Yönetimi Türk askerinin gelmesine karşıdır. Bu konuda ABD yönetimi içinde de farklı sesler çıkmaktadır.
ABD Dışişleri Bakanı Powell ve Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Rice, Türk askerinin gönderilmesi konusunda bazı sorunların aşılmaya çalışıldığını belirttiler. Yaratılan hava, sanki Türkiye bir an önce Irak'a asker göndermek için can atıyor da, ABD de Türkiye'nin işini kotarmaya çalışıyor gibi...
Oysa, gerçek hiç de öyle değil...
ABD büyük bir ihtiyaç içinde olmasa ve zorunlu görmese Türk askerinin Irak'a girmesini istemezdi. Nitekim, savaş öncesinden beri bu yönde davrandığı biliniyor. 1 Mart tezkeresinin ABD'ye sağlayacağı olanaklar nedeniyle, uzun ve çetin pazarlıklar sonucunda Türk askerinin ABD ile birlikte Kuzey Irak'a girmesini zor kabul ettikleri de hatırdadır.
Savaş sonrasında Türkiye'nin asker göndermesini talep ettiğine göre ABD'nin Irak'taki durumu gerçekten sıkıntılı demektir.
Bu koşullarda, Türkiye'yi Irak'ta Kürt gruplarla veya Irak Geçici Yönetimi'yle sorununu halletmesi gereken bir ülke gibi görüp, yardımcı rollere soyunmak gerçekçi değildir. Bundan sonrası Türkiye'nin değil ABD'nin sorunudur.
Kürt grupların da, Irak Geçici Yönetimi'nin de muhatabı Ankara değil, Washington'dur. Kendi aralarındaki sorunu halletmeden, Türkiye'ye asker göndermesi için yardımcı oluyormuş havalarına girmelerine gerek yoktur.
Yardıma ihtiyacı olan Türkiye değil, ABD'dir...
DÜZELTME: Dünkü yazımızda Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Ömer Dinçer'in soyadı yanlışlıkla Dinçkök olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025