Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adli yıl açılış töreninde Yargıtay 1. Başkan Vekili Mater Kaban, mesleğe girecek genç hukukçulara böyle seslendi.Yargının ve yargıçlığın işlevini ve taşıması gereken temel niteliği öz biçimde böyle ifade etti.Kabanın açış konuşması, daha önceki yıllarda tanık olduğumuz gibi kitap kalınlığında veya hukuk ve felsefe tezi niteliğinde değildir. Mater Kaban, kısa ama hukukçuluk mesleğinin özüyle ilgili, herkesin anlayabileceği bir dille konuştu.Türkiyenin koşullarında yargının toplum açısından "tuz" niteliği taşıdığına kuşku yok. Et kokarsa tuz basarlar, deyişindeki tuzdur, yargı...Kokmaması gerekir.Mater Kabanın verdiği mesaj da böyle algılanmalıdır.Türkiyenin özellikle 12 Eylül döneminden sonraki süreçte yaşadığı en önemli sorunlardan biri yargı erkinin güçten düşürülmesi çabalarıdır. Anayasa düzeyinde, yürütme ve yasama karşısında geriletilen yargının, fiilen yürütme erkinin etki alanında tutulmaya çalışılması en büyük yanlışlık ve haksızlık olmuştur.Son 20 - 25 yıllık süreçte, güçlendirilmiş yargı ve güçlendirilmiş medya, güçler ayrılığı ilkesini fiilen felç etmiştir. Sistem, medyayı da hükümete bağımlı hale getirmeye oturtulmuş ve iktidarın kontrolünde medya grupları yaratılarak, karşılıklı çıkar esasıyla, yargı ve yasama, iktidar - medya ittifakı etki alanında pasifleştirilmiştir.Şimdi yargının ve gerçek medyanın işlevi, güçler ayrılığı ilkesinin fiilen yaşama geçirilmesine yasal ve fiili olanak sağlanması için çaba göstermek olmalıdır.Sadece yolsuzlukla mücadele alanında yaşananlar bunun ne kadar gerekli, ne kadar yaşamsal olduğunu gözler önüne sermeye yeterlidir. Yolsuzlukla mücadelede etkinlik sağlandığında ve konu yargının sonuçlandıracağı aşamalara geldiğinde, iktidarların nasıl yasa değişiklikleriyle yargının elini - kolunu bağladığı belleklerde tazedir. Yine sadece banka hortumlarıyla ülkenin ve toplumun uğradığı zararlar ve bunlara sebebiyet verenlerin yaşam standartlarında hiçbir eksilme olmadan eski uğraşlarına ellerini - kollarını sallayarak devam ettikleri de ortadadır,Bunun çaresi yargı erkinin güçlendirilmesi, önündeki engellerin kaldırılmasıdır.Her erk kendi sınırlarına çekilmedikçe, asli işlevine dönmedikçe, güçler ayrılığı ilkesi kağıt üzerinde kalacak; adalet hiçbir zaman yerini bulmayacaktır.Oysa, toplumun beklentisi, yıllardır sadece adalettir. Siyasetin altüst olmasında da, temiz toplum feryatlarında da temel etkenlerden biri bu beklentidir. fbila@milliyet.com.tr "Zor bir meslek seçtiniz. Hukukçuluk, gerilimli bir meslek ama ince bir sanattır. Hukukun onurunu, mesleğinizi, cüppe ve kürsünün saygınlığını özenle koruyun. Hiçbir ikbal, hiçbir güç, hiçbir çıkar, özgür ve bağımsız karar vermenizi engellememelidir."