Ağar, hem Başbakan Erdoğan'ın hem de CHP lideri Baykal'ın yanlış yolda olduklarını, "türban" üzerinden siyaset yaparak, ülkeyi "zıtlık" politikasına sürüklediklerini söyledi.Ağar, dünkü görüşmemizde, hükümetin Türkiye'yi iki yıl daha taşıyamayacağını, bu nedenle seçimin erken yapılacağını savundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasındaki "seçim tarihi, türban ve cumhurbaşkanı seçimi" konusundaki tartışmaya DYP lideri Mehmet Ağar da katıldı. DYP lideri Mehmet Ağar, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçiminden önce hükümet sorunun bulunduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:"Türkiye'nin bir hükümet sorunu var. Cumhurbaşkanı seçimi iki yıl sonra. Türkiye önce hükümet sorununu çözecek, sonra cumhurbaşkanlığı seçimini yapacaktır. Cumhurbaşkanının kim olacağına da o günkü Meclis karar verecektir. Şimdiden bu konuyu tartışmak, Türkiye'de yapay gündem oluşturmaktır. "2007'ye ulaşamazlar" Oysa halkın sorunu bu değildir. Ekonomik sorunlar özellikle kırsal kesimde gündemin ilk sırasındadır. Orta gelirliler dar gelirli, dar gelirliler yoksul olmuş durumda. Keza dış politikada bu hükümet Türkiye'yi dar bir alana hapsetmiş, hareket alanını ve kabiliyetini yok etmiştir. Bu koşullarda hükümetin 2007'ye kadar işbaşında kalması mümkün değil. Seçim erken yapılacaktır ve buna millet karar verecektir."Ağar, bu koşullarda Baykal'ın, "Hükümet isterse 2007'ye kadar kalsın ama mutlaka Mayıs 2007'den önce seçim yapılsın, cumhurbaşkanını yeni Meclis seçsin" önerisine de katılmadığını vurguladı.Ağar, Baykal'ın bu önerisinin yıpranmış, tükenmiş bir hükümeti ayakta tutmaya yönelik olduğunu ancak, milletin buna izin vermeyeceğini ve en geç 2006'da seçime gidileceğini belirtti. Halkın sorunu bu değil Ağar, Başbakan Erdoğan'ın türban yandaşlığı, CHP lideri Baykal'ın türban karşıtlığı yaptıklarını, ikisinin de izlediği yöntemin yanlış olduğunu belirtti. Ağar, Türkiye'nin "zıtlık politikası"ndan kurtulması gerektiğini savunarak, şöyle konuştu:"Türkiye bu zıtlık politikalarından çok çekti. Artık bunları geride bırakmak lazım. Biri türban yandaşlığı, diğeri türban karşıtlığıyla siyaset yapıyor. Türban üzerinden veya diğer simgeler üzerinden politika yapmak ve ülkeyi bir zıtlığa, gerginliğe sürüklemek yapılabilecek en büyük hatadır. Türban siyasetin istismar alanı dışına çıkarılmalıdır. Yandaşları da karşıtları da kolay yoldan oy toplamaya çalışıyorlar ancak, millet bu politikaları benimsemiyor ve iflas ettiriyor. Türkiye'de 2002 ve 2004 seçimlerinde bu yöntem uygulandı ve yanlış oldu." "İkisi de yanlış yapıyor" DYP lideri Ağar, türban sorununu ancak DYP'nin çözebileceğini belirtti ve soruna "hak ve özgürlükler" çerçevesinde baktıklarını söyleyerek, şu açıklamayı yaptı :"Türban siyaset aracı olmaktan çıkmalıdır. Biz bu soruna hak ve özgürlükler açısından bakıyoruz. Üniversitelerde öğrenim özgürlüğü açısından bakıyoruz ve üniversite yasağının kalkmasını savunuyoruz. Ama bunun politik istismar konusu yapılmasına karşıyız. Sorun tespit edilir ve çözülür. Şimdiden cumhurbaşkanının eşi türbanlı olur mu, olmaz mı gibi bir tartışma yaratmak, hükümetin kusurlarını örtmeye, asıl gündemi saptırmaya yönelik bir girişimdir ve maalesef CHP de Sayın Baykal da bu tartışmayı körükleyerek hükümete yardımcı oluyorlar. Yaralarını sarıyorlar. Cumhurbaşkanının kim olacağına iki yıl sonra o günkü Meclis karar verecek ve milletin en yüksek temsilcisi olarak Meclis'in kararı geçerli olacak. Bu nedenle şimdiden cumhurbaşkanı ve eşi üzerinde tartışma yapmayı anlamsız buluyorum." fbila@milliyet.com.tr "Türbanı biz çözeriz"