TBMM Başkanı Bülent Arınç, 23 Nisan resepsiyonunda yaşanan gerginliğin sorumluları arasında basını da göstermeyi ihmal etmedi.
Arınç, dün yaptığı konuşmada da basını eleştirdi.
TBMM Başkanı, 22 Nisan günü, Meclis muhabirlerinin sorularını yanıtlarken de "azarlayan" bir üslupla, meslektaşlarımızı tersledi.
23 Nisan resepsiyonunda yaşanan olayı basın mensuplarına mal etmek veya onları sorumlu tutmak gerçekçi bir yaklaşım değil.
Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, Yargıtay Başkanı, ana muhalefet partisi lideri ve milletvekilleri, bazı sivil toplum kuruluşları ve bazı üniversite mensuplarının 23 Nisan resepsiyonunu boykot etmelerinin nedeni ve sorumlusu basın değildir.
Hele hele görevlerini yapmaya çalışan Meclis muhabirleri hiç değildir.
Yaşanan sorunu yaratan ve sonuçlandıran da basın değildir.
Sayın Arınç'ın tartışacağı kişi, kendisine soru soran Meclis muhabiri değil, 23 Nisan resepsiyonuna gelmeyen Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve ana muhalefet partisi lideridir.
Bir yanıt vermesi gerekiyorsa bunun adresi, bu kişiler ve işgal ettikleri makamlardır, basın ve Meclis muhabirleri değildir.
Arınç'ın basın abartması olarak nitelediği olay, Cumhurbaşkanı dahil devletin üst düzey yöneticilerinin aldıkları tutumdur ki, bunun haber değeri vardır. Olduğu da anlaşılmıştır. Böyle bir olay ne basının abartmasıyla yaşanır, ne yorumuyla sonuçlanır.
Sayın Arınç kendisine yöneltilen sorulara yanıt vermeyebilir. Ancak, görevini yapmaya çalışan Meclis muhabirine soru sorduğu için kızmaya hakkı yoktur.
Meclis muhabirinin bu soruyu yöneltmesi kişisel merakından değildir. Haber değeri taşıdığı bir konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla sorulmuş bir sorudur ki, bunu sormak onun hem hakkı, hem de görevdir.
Basın, 23 Nisan öncesinde bu konuyla ilgili tek satır haber yapmamış olsaydı, Cumhurbaşkanı ve diğerleri resepsiyona gelecekler miydi? TBMM Başkanı'nın güttüğü mantık, bu soruyu gündeme getiriyor. Herhalde bu soruya, "evet gelirlerdi, basın yüzünden gelmediler" diye yanıt vermek mümkün değil.
Sayın Arınç'ın her vesileyle basın mensuplarını davet ettiği "insaf ölçüleri"ne kendisinin de uymasını beklemek, basın mensuplarının da hakkıdır.