Milletvekilliği maaşının geçinmeye yeterli olup olmayacağı, "geçinmek"ten ne anladığınıza bağlı olarak değişir. Ancak, Türkiye koşullarında düşük olduğu söylenemez.Bu ayrı bir tartışma konusu...Buna karşılık, Başbakanın ticaretle uğraşması ve bu görevi sürerken faaliyetlerini sürdürmesi etik açıdan doğru değildir.Siyasetle ticaret bağdaşmaz hele Başbakanlık göreviyle hiç bağdaşmaz.Ticaret serbestisi olduğu savıyla Başbakanın ticari iş yapmasını kabul edilebilir görmek de doğru değildir. Siyaset yapmak, hele Başbakanlık görevi yürütmek etik ölçüler ve değerler nedeniyle sınırlayıcıdır.Başbakan istemese de, ticari faaliyet sürdürdüğü alanda mutlaka şirketi kayırma ve koruma görecektir. Hiçbir şey olmasa bile, sırf Başbakana, çevresine, ailesine, partisine yaranmak için onun şirketiyle iş yapacak, mal alacak kişi ve şirketler çıkacaktır.Erdoğanın, bu göreve gelmeden önce de ticaretle uğraşması, bu uğraşını Başbakan olduktan sonra sürdürmesine gerekçe de olamaz. Kaldı ki, Başbakan, bu görevi üstlendikten sonra bir şirket kuruluşuna daha katılmıştır.Türkiye gibi siyasi nüfuzun ticarette kullanıldığını, siyasetin kimilerince sadece ticaret için yapıldığı, yolsuzlukların ayyuka çıktığı, kamu gücünün haksız kazanç için kullanıldığı bir ülkede, Başbakanın ticaretin dışında olması gerekir.Ancak üzülerek görüyoruz ki, Türkiyede bu değer yargıları hızla aşındırılıyor. Birçok kötü örnek yaşanmasına karşın, Başbakanın, bakanların, milletvekillerinin ticaretle uğraşması "hoş" gösterilmeye çalışılıyor.Bu görüşe katılan meslekdaşlarımız da son dönemlerde artmaya başladı.Avrupa Birliğine girmeye kilitlenmiş bir Başbakanın, her konuda Avrupayı örnek gösteren bir liderin, bu konuda da Batı standartlarına uyması gerekir. O ülkelerde olduğu gibi ticari faaliyetlerini tasfiye etmesi veya bir kayyuma bırakması mümkündür."Ne var bunda! Daha önceki birçok Başbakan ve lider de ticaretle uğraşmadı mı? Onlar uğraşmasa bile yakınları uğraşmadı mı? Onlar bunu gizlediler ama Başbakan Erdoğan dobra dobra söylüyor" diyerek, bir yanlışı başka yanlışlarla savunmak mümkün değildir.Oysa, Türkiyede doğru örnekler de vardır:Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eski Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, eski Başbakan Bülent Ecevit, MHP lideri Devlet Bahçeli gibi...Örnekler çoğaltabilir...Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, bakanların kendileri veya çocuklarının mutlaka "ticari deha" olmaları gerekmez..."Allah vergisi" ticari zekalarını kullanmayı en azından siyasetten ayrıldıkları döneme erteleyebilirler....Türkiye, hiçbir Cumhurbaşkanını, hiçbir Başbakanını aç bırakmamıştır... fbila@milliyet.com.tr Başbakan Erdoğan, ticari işlerini sürdüreceğini, aksi halde geçinemeyeceğini açıkladı.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025