CHP lideri Deniz Baykal’a yöneltilen bir eleştiri de her seçim döneminde farklı bir sol anlayışıyla halkın önüne çıkmasıydı.
CHP’ye başörtülü, türbanlı ve çarşaflı kadınların katılmasından sonra başlayan tartışmalar içinde Baykal’ın 1990’ların başında, “Yeni Sol” yaklaşımını benimsediği, sonra “Anadolu Solu” adıyla yeni bir yaklaşıma yöneldiği, ancak her iki anlayışı da terk ettiği eleştirisi yapıldı.
CHP lideriyle yaptığımız görüşmede bu eleştirileri anımsatarak yanıtlarını sordum.
‘Yeni Sol’un arkasındayım
- Sol anlayışınızı sık sık değiştirdiğiniz eleştirisi yapılıyor. Örneğin, rahmetli İsmail Cem’le birlikte kaleme aldığınız “Yeni Sol” anlayışını terk ettiğiniz öne sürülüyor. Ne diyorsunuz?
- Haksız bir eleştiri. Ben Yeni Sol’u terk etmedim. Yeni Sol denilen anlayışı rahmetli İsmail Cem’le birlikte kaleme aldık. Ben bu anlayışın arkasındayım. Nedir Yeni Sol? Bu çalışmanın iki önemli yaklaşımı vardır. Birincisi ekonomiktir, diğeri de kültüreldir.
Yeni Sol’daki ekonomik anlayış, sosyal piyasa ekonomisi olarak tanımlanabilir. Piyasa ekonomisi esastır ama sosyal amaçlı olarak devletin yönlendirmesine de açıktır. Diğeri ise özgürlüklere dayanır. Herkes kimliğini, kültürünü yaşar. Benim bu yaklaşımımda bugün de bir değişiklik yoktur.
‘Anadolu Solu insan odaklı’
- Bir diğer eleştiri Anadolu Solu olarak tarif ettiğiniz anlayışı da geride bıraktığınız şeklinde. Bir dönem Anadolu Solu yaklaşımıyla politika yaptığınız, ancak şimdi son katılımlar nedeniyle bu çizgiden saptığınız öne sürülüyor?
- Ben Anadolu Solu’ndan da sapmadım. Yeni Sol anlayışla Anadolu Solu dediğimiz yaklaşım tam bir örtüşme içindedir. Anadolu Solu, insan odaklı bir anlayıştır. Yeni Sol’un en önemli unsurlarından biri de devlet odaklı değil insan odaklı olmasıdır.
Anadolu’ya baktığınızda, 13. yüzyıla kadar gidersiniz ve bu yüzyılda Mevlana’da, Hacı Bektaş Veli’de ve Yunus Emre’de insanı, insan sevgisini temel alan anlayışı görürsünüz. Bu anlayışla Anadolu Solu işte buraya dayanır.
Aynı yüzyılda Avrupa’da karanlık bir dönem sürerken, Anadolu’da insan odaklı bu sevgi aydınlığı vardır. Ben, bu anlayışı insan odaklı siyaseti terk etmiş değilim.
Sol ve milliyetçilik
- Size yöneltilen bir diğer eleştiri de sosyal demokrat çizgiden koyu bir milliyetçi çizgiye kaydığınız yönünde. Bu eleştiriye ne diyorsunuz?
- Bu eleştiriyi de anlayabilmiş değilim. Sosyal demokrat olmak ülkenin milli çıkarlarını korumak ve savunmakla neden çelişsin? Böyle bir çelişki yoktur. Aksine, ülkenin ve ulusun çıkarlarını sosyal demokratlar çok daha iyi korurlar. Bana bu eleştiri 1990’larda da yapıldı.
Neden yapıldı? Ben Bosna’ya gittiğim için yapıldı. Bosna’da Müslümanlara karşı bir temizlik harekâtı yürütülüyordu. Müslümanlar öldürülüyordu. Müslüman kadınların ırzına geçiliyordu.
Ben Bosna’ya gittim ve bu insanlara sahip çıkmaya çalıştım. Irzına geçilen kadınlara Anadolu’dan temizliğin simgesi olan yemeni ve yazma götürdüm, dağıttım.
Şimdi bu insanlık dışı olaylara duyarsız kalmak mı sosyal demokratlıktır, yoksa benim yaptığım mı? Ben o gün de doğru yaptığıma inanıyorum, bugün de doğru çizgide olduğumuzu biliyorum.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025