Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön CHP lideri Deniz Baykal'la Hatay mitingine gidiyorduk. Güzergâh, özel uçakla "Ankara-Adana", helikopterle "Adana-Hatay" biçiminde düzenlenmişti. Yolculuğun Ankara-Adana ayağında hiçbir sorun olmadı. Baykal'ın ekibinde İlhan Kesici ve Mehmet Sevigen vardı. Temsilciler ekibini ise Hürriyet'ten Enis Berberoğlu, Radikal'den Murat Yetkin, Takvim'den Mehmet Çetingüleç ve ben oluşturuyorduk. Yolda Mehmet Sevigen'e Hatay'a nasıl bir helikopterle ve ne kadar zamanda gideceğimizi sorduk. Sevigen'in yanıtlarından pek parlak bir helikopter seyahati yapmayacağımızı anlamıştık. 7 kişi olduğumuz için yeni tip bir helikopterle değil, daha büyük bir Rus helikopteriyle gideceğimizi söyledi. Ancak, Adana Havaalanı'na inip de helikopteri görünce gazeteci ekibi birbirimize baktık. Üzerinde "redstar" yazan kırmızı ve daha önce hiç görmediğimiz bir helikopter. Küçük yolcu kabini, motor ve pervanenin altında minyatür gibi duruyordu.İlk tepki İlhan Kesici'den geldi."Bu galiba" dedi:"Helikopterin atası gibi bir şey, çok ilkel görünüyor."Gerçekten de öyleydi.Oturduğum koltuğun yanındaki camın hemen altına yakıt deposu olduğu anlaşılan varil gibi bir fıçı bağlıydı. Simetriğinde de bir tane daha. Bizi koltuklara yerleştiren görevli, "Biraz acele edin, yakıtımız bitiyor" uyarısında bulununca, "haydi hayırlısı" dedik.Büyük bir gürültü ve sallantıyla kalkan helikopter, zor yol alıyor gibiydi. 40 dereceye vardığı söylenen hava sıcaklığı, hiçbir soğutma sistemi olmayan helikopterin içinde daha da artmıştı. Hepimiz şıpır şıpır terlemeye başlamıştık. Kesici, çareyi kafasına ve boynuna mendil ve küçük havlular koymakta buldu. Bu rahatsız edici yolculuk bir saate yaklaşmıştı. Nihayet Hatay göründü... Helikopter güven vermiyor İnişi beklerken sırt sırta oturduğumuz Mehmet Sevigen'in cep telefonuyla konuştuğunu duydum. Uçaklarda cep telefonunun uçuş güvenliğini olumsuz yönde etkilediği anonsları aklıma geldi. Ama Sevigen gayet rahat konuştuğuna göre demek ki helikopterde etkilenecek elektronik bir alet yok, diye düşündüm.O gürültüde biraz kulak kabartınca, Sevigen'in telefonla konuştuğu kişiden helikopteri yönlendirmesini istediğini anladım.Sevigen bağırıyordu:"Kardeşim beni duyuyor musun? Sen Fuat Çay'ı bul bana. Helikopteri görüyor musun? Doğru geliyor muyuz? Bana bak, helikopterin sesini duyuyor musun, bizi görüyor musun? Nasıl gelelim, doğru mu, sağa mı, sola mı? Nasıl gelelim?"Aşağıdaki "koordinatları" nasıl veriyordu bilmiyoruz ama helikopter, Hatay'ın üzerinde dönüp duruyordu. Sevigen bir yandan telefonla yer tarifi alıyor, bir yandan el kol işaretleriyle pilotu yönlendirmeye çalışıyordu.Aksiyon filmlerini aratmayan telefon yönlendirmesi işe yaramadı. Sonuçta pilot, Hatay stadyumunun kale arkasına indi. Sevigen telefonda bağırdı: "Stadyuma iniyoruz, oraya gelin."Bu gergin dakikalar boyunca Baykal'ın sinirlendiği anlaşılıyordu, ama sakin durmaya özen gösteriyordu. Paniğe kapılır endişesiyle ne pilota ne Sevigen'e müdahale ediyordu. Yarım saat inecek yer arayan helikopter, manevralar sırasında apartmanlara çok yakın dönüşler yaptıkça gerginlik artıyordu.Tam "indik, kurtulduk" derken, helikopter yeniden havalandı. Yarım bir tur attıktan sonra yeşil futbol sahasının yanında toprak zeminli saha benzeri bir yere yeniden indi. Sağ mı, sol mu? CHP seçim otobüsü bizi indiğimiz yerden alıp miting meydanına götürdü. Yolda, helikopterin ilkelliği ve pilotun inecek yer araması küçük bir tartışmaya neden oldu.Miting bitiminde Baykal'la birlikte seçim otobüsüne döndük. Yeniden helikoptere gitmek üzere hareket ettiğimizde, bu kez "helikopterin arıza yaptığı", Adana'ya karayoluyla gideceğimiz bildirildi.Ancak yolu yarılamıştık ki, ikinci bir haber daha geldi. Helikopter arıza yapmamış, kaza yapmıştı ve bir kadın yaşamını yitirmişti. Baykal dahil herkes telefonlara sarıldı ve işin aslını öğrenmeye çalıştı. Gelen haber kötüydü:Helikopter, bizim dönüşümüz yaklaşınca motoru çalıştırmış, ancak pervane stadyumun duvarına çarpmış ve parçalanmıştı. Pervane parçaları yola fırlamış, otobüs durağında bekleyen bir kadını başından, bir genci ve pilotu ayaklarından yaralamıştı. 68 yaşındaki kadın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.Haber, CHP otobüsünü hüzne boğdu. Başbakan Erdoğan, seçim otobüsünden Baykal'ı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. İyi başlayan gezi, yaşamını yitiren kadının yakınlarıyla konuşan Baykal'ın, "Keşke hiç gelmeseydik" sözleriyle, çok kötü biçimde bitmişti. fbila@milliyet.com.tr Talihsiz kaza