Demokrasi dün hayalet gibi geldi Türkiye'ye. Daha gün doğmamıştı. Sandıkların önünde kuyruklar uzarken, alacakaranlıkta kimin kim olduğu belli değildi. Gölgeli yüzlerin tek bir kimliği vardı: "Seçmen."
Acaba hangi seçmen? Örneğin şu kuyruktakilerden hangileri yüzde 17'yi bulan işsizler ordusundandı? Seçemedim. Yoksa şu adam, yüzde 30'u işsiz olan eğitimli gençlerden biri miydi? Ya şu kadın? Yüzde 77'si ortaokul veya ilkokul mezunu ya da hiç eğitim görmemiş işçi - memur kitlesinden mi geliyordu? Anlayamadım.
Şu yedinci sıradaki adam acaba sigortasız mıydı? Yoksa maaş kuyruğunda ölmeye aday bir sigortalı mı? Farkedemedim. "Vicdanıyla cüzdanı arasında sıkışmış" hakim ve savcılardan kaç tanesi kuyruktaydı? Acaba çete mensupları da kuyruktaki yerlerini almışlar mıydı?
Ya da üstüne 876 kişi düşen bir doktor, 4.182 kişi düşen bir diş hekimi, 3.335 kişi düşen bir eczacı, 865 kişi düşen bir hemşire, 1.314 kişi düşen bir ebe?.. Kuyruğun neresindeydiler acaba? Alacakaranlıkta seçilmiyordu ki...
Hele şu onuncu sıradaki kadından iyice kuşkulanıyorum. Binde 38'i bir yaşına gelmeden ölen bebeklerden birini doğuracak gibi göründü gözüme...
Eminim, şu on beşinci sıradaki adam, kişi başına yılda sadece 108 dolarlık sağlık yatırımı yapıyor diye Türkiye'yi azarlayan Dünya Sağlık Örgütü'nün raporunu da okumamıştır.
Şu elleri arkada duran adam acaba Doğu'dan mı göçüp geldi? Doğu Anadolu'dan, Doğu Karadeniz'den, Güneydoğu'dan... Ama mutlaka bir yerlerin doğusundan...
Vergi kaçakçılarıyla karaparacılar kuyruğun neresindeler acaba?..
Şu arkalardaki adam kim? Faiz batağında fabrikasını kapatmak zorunda olan bir sanayici mi? Yoksa, sabit sermaye yatırımlarını yüzde 5 azaltıp rant gelirine yönelen girişimcilerden biri mi?
Acaba şu kuyrukta... İstanbul'daki toplam gelirin yüzde 64'üne el koyan yüzde 20'lik gruptan kimse var mı?
Alacakaranlıkta hiçbirini seçemedim. Bu kuyrukta herkes seçmen.
Neyse, sonunda gün ağardı, yüzler yavaş yavaş seçilmeye başladı. Ama bu kez de oy verme saati geldi, çattı. Malum, iki seçim bir arada. Acele etmezsek bu kuyruk bitmez.
* * *
TÜRKİYE bir seçimi daha geride bıraktı. Bütün olumsuluklara rağmen, seçimler Türkiye'nin başarısıdır. Yüzyılın rejimleri birer - ikişer dökülmüş. Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti, 21'inci yüzyıla bir kala, demokrasiyi yaşatıyorsa, sandığı seçmenin önüne koyuyorsa, bu başarıdır.
Ama demokrasi, başarıda süreklilik ister.
Şimdi yeni bir Meclis, yeni bir hükümet kurulacak. O Meclis ve o hükümet, o alacakanlıkta farkedilmeyen her seçmenin yüzüne teker teker bakmak zorunda. Hatta gözlerinin içine...
İşsizlikten sosyal güvenliğe, eğitimden sağlığa, yargıdan vergiye kadar her alanda reform için, yüzyılın son fırsatıdır bu...
Yoksa, barajı geçen partiler de sevinemez hale gelir.
Çünkü, demokrasi barajın altında kalabilir.
Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr