Çiçek, CHPnin Suç sayılmasın görüşüne ve suç sayılması halinde Avrupa Birliğine girişte sorun yaratacağına ilişkin yaklaşımlara karşı şu yanıtı verdi:"Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini tanımış bir ülkeyiz. Bildiğim kadarıyla zina konusu AİHMnin gündemine gelmedi. Biz toplumsal beklenti ve ihtiyaçlarımıza göre orta yolu bulacak bir düzenleme yapmaktan yanayız. Eğer uygulamada sorun çıkar ve konu AİHMye yansırsa, o zaman da AİHMnin vereceği karara göre düzenleme yaparız. Onu esas alırız. Şu ana kadar bize Avrupa Birliğinden herhangi bir tepki iletilmedi. Bakanların siyasi yorumları farklı olabilir. Dediğim gibi, uygulama soruna yol açarsa AİHMnin vereceği karara bakarız ve ona uygun düzenleme yaparız."Çiçek, zina konusunda yapmayı düşündükleri düzenlemenin çerçevesini de şöyle özetledi:"Anayasa Mahkemesi ilgili maddeleri zina suç olmasın diye iptal etmedi, kadın - erkek açısından eşitliğe aykırı bularak iptal etti. Yapılacak düzenlemede suç olsun diyenlerin de, olmasın diyenlerin de beklentilerini karşılayacak bir yol bulunabilir. Ceza yasalarının düzenlenmesi teknik açıdan şöyledir: Önce bir fiili suç olarak kabul edersiniz, sonra, bunu suç olmaktan çıkaran koşulları ve cezayı artıran ve azaltan koşulları belirlersiniz. Bu durumda suç olmasını ortadan kaldıran koşulları koyarak, suç olmasını istemeyenlerin beklentisini de karşılamış olursunuz, cezayı ve onu artıran azaltan koşullarla da suç olmasını isteyenlerin beklentisini karşılamış olursunuz. Bu konu yeni tartışılmıyor, her zaman Türkiyede de, Avrupada da tartışılmıştır. Dünyaca ünlü hukukçular arasında zinanın suç olmasını savunanlar da çıkmıştır, tersini savunanlar da. Bu biraz da toplum gerçeklerine bağlı bir konudur." Türk Ceza Yasasına ilişkin tartışmalar zina konusunda yoğunlaştı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dünkü görüşmemizde, bu konuda bir düzenleme yapmaktan yana olduklarını belirtti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yeni yasa düzenlemesinin bireyi esas alan bir felsefeye sahip olduğunu belirterek, örnekler verdi. Çiçek, kamuoyu vicdanını rahatsız eden ve çok tartışılan "baklava çalan çocuklara verilen ceza" konusunda şöyle dedi:"Örneğin bu tip olaylarda yeni yasa, durumu hakim takdirine bırakıyor. Örneğin, bir çocuk veya imkanları olmayan birine doktor, Git şu ilaçları getir, anneni, babanı, çocuğunu ameliyat edeceğim derse, bu kişi de gidip bir eczaneden bu ilaçları çalıp getirirse, hakim hali değerlendirecek. Eczacıyla anlaşarak veya borcun ödenmesi veya garantisi gibi yollarla, bu fiili değerlendirecek. Baklava çalan çocukların veya benzeri durumlarda da hakim durumu takdir edecek." Baklava suçu Çiçek, yeni düzenlemede etkin pişmanlık uygulamasına işlerlik kazandırdıklarını da şu örneklerle açıkladı:"Örneğin, biri zimmetine para geçirdi, diyelim. Olay adliyeye intikal etmeden pişman olur, gelip yerine koyarsa, etkin pişmanlık işlemiş olacak. Veya sizin paranızı veya malınızı çalan biri yine iş adliyeye intikal etmeden gelir özür diler, paranızı, malınızı geri verir, zararınızı karşılarsa, yine etkin pişmanlık geçerli olacak." Etkin pişmanlık Çiçek, yeni yasanın birey özgürlüğünü esas aldığını vurgularken düşünceyi ifade özgürlüğünden de örnek verdi:"Örneğin, 312de yapılan düzenlemeyle düşünceyi ifade özgürlüğü esas alındı. Bu nedenle tehlike ölçüsünden de ileri biçimde, ifadenin suç sayılabilmesi için kamu güvenliğinin bozulması ve elverişlilik ölçüleri getirildi. Bu, ifade özgürlüğünü çok genişleten bir durumdur. Keza 159. madde düzenlemesinde de ölçü değiştirildi. Eleştiri suç olmaktan tümüyle çıktı. Suç sayılabilmesi için mutlaka aşağılama bulunması ölçü olarak benimsendi."Çiçek, yeni yasanın tartışılması sürecinde gerginliğe yol açılmaması gerektiğini, karşılıklı olarak yumruk sıkılmasını gerektirecek bir durum olmadığını ve düzenlemelerin ideolojik açılardan değil, çağdaş hukuk normları açısından eleştirilip öneriler geliştirilmesini istedi. fbila@milliyet.com.tr Birey ve özgürlük esas