Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ertuğrul Özkök, Ergun Babahan ve Ekrem Dumanlı'ya şöyle söylemiş:"Ama bazı atamalar Çankaya'dan hiç sebepsiz geri dönüyor. Artık uzlaşma aramaktan vazgeçiyorum. Kararnamemi gönderip kapıya çıkacağım ve bunu açıklayacağım."Bu sözlerden anlaşılıyor ki, atamalar konusu Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında önemli anlaşmazlık alanlarından biri.Anayasa'ya göre yürütme organını birlikte oluşturan bu iki kurumun uyumlu çalışması çok önemli.Başbakan'ın kararnameleri Çankaya'ya gönderip kamuoyuna açıklama yöntemini seçmesi, bir çatışmanın da habercisi gibi görünüyor... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'dan dönüş yolunda meslektaşlarımıza Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in atamalarla ilgili tutumundan şikâyetçi olmuş. Gerek başbakanlığı, gerek cumhurbaşkanlığı döneminde zaman zaman bu çatışmaları yaşayan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, çözümü, "by-pass yasası"nda görüyor. 12 yıllık başbakanlığı ve 7 yıllık cumhurbaşkanlığı süresince edindiği deneyime dayanarak, Demirel'in Başbakan Erdoğan'a tavsiyesi şöyle:"Anayasa'ya göre cumhurbaşkanı da yürütmenin içinde. Görevi var ancak sorumluluğu yok. Dolayısıyla bu alanda sık yaşanılan durum, Cumhurbaşkanı'nın, 'Ben noter miyim?' diyerek itiraz etmesi. Başbakan'ın ise Ben seçilmiş biri olarak sorumluluk taşıyorum, milli iradeye dayanıyorum' demesidir. Türkiye, bu iki yaklaşım arasında bir denge bulmak zorundadır ki, işler yürüsün. Yoksa tıkanır. Ben bu sorunu çözmek için by-pass kanunu hazırlatmıştım ancak çıkmadı. Başbakan'ın ve hükümetin yapması gereken, by-pass kanununu çıkararak, bu işlemleri tasnife tabi tutması ve Cumhurbaşkanı'na gidecek olanlarla olmayanları ayırmasıdır." Demirel'in by-pass önerisi Demirel, temsili nitelik taşıyan bazı görevlerde cumhurbaşkanının onayının aranması gerektiğini de vurgulayarak, şöyle devam etti:"Büyükelçilik, valilik gibi temsili niteliği ağır basan görevlerde cumhurbaşkanının onayı gerekli olur. Ama bir daire başkanı, bir şube müdürü için icrai yönü ağır basan görevlerde bu gerekmeyebilir. Bu konuda bir inceleme yapılır. Bu görevler tasnif edilir ve kanunla düzenlenmiş olur. Böylece cumhurbaşkanı-başbakan arasında uyum sağlanması kolaylaşmış olur. Ben başbakanken de bu kanunu çıkarmak istedim. Cumhurbaşkanı olduğum zaman da, mevcut hükümete, 'Bu kanunu çıkarın, beni by-pass edin' dedim. Ama olmadı. Şimdi, Başbakan Erdoğan'ın Meclis'te yeterli çoğunluğu var. Bu kanunu çıkararak, bu sorunu çözebilir." Temsili görevler Demirel, Erdoğan'ın son yakınmasını değerlendirirken, siyasi iradenin esas olması gerektiğini savundu:"Şimdi Cumhurbaşkanı olarak ben kararnameleri onaylarsam, sen buraları, yandaşlarınla doldurursun diyemezsin. Nihayet hükümet, siyasi iradeyi temsil ediyor. Bir tercih kullanıyor. Çünkü, hesap verecek olan da odur. Dolayısıyla bu tercihlerinin sorumluluğu yine onun üzerinedir. Bunun hesabını halka verecek olan odur. Eğer siz, siyasi iradeyi ve onun tercihini sen yanlış yaparsın diye dikkate almazsanız, bu, siyasi iradeye müdahale olur. Bu da uygun olmaz. Bu işin çözümü bu işlemleri kanunla düzenlemektir." Siyasi iradeye müdahale Başbakan Erdoğan'ın ABD dönüş yolunda cumhurbaşkanlığına aday olmayacağı izlenimi veren, "Tavsiyelere uyarız. Oraya herkesin tanıdığı birini göndeririz. Bazı hedeflerimi ikinci dönemimde gerçekleştireceğim" yönündeki sözlerini ise Demirel, şöyle değerlendirdi:"İşte Ertuğrul Özkök de yazmış. (Demirel'in dediği gibi siyasette bir yıl değil, bir hafta bile uzun süredir) O söz doğru. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar köprünün altından daha çok sular akar. Dur bakalım." fbila@milliyet.com.tr Erdoğan'ın adaylığı