Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İsviçre'de yapılacak dörtlü görüşmeleri KKTC ve Kıbrıs Türkü için bir "cenaze töreni" olarak görüyor ve ekliyor: "Bugüne kadar elimizden geleni yaptık. Ancak karşıdan en küçük bir iyi niyet, bir adım görmedik. Bundan sonra göreceğimizi sanmıyorum. Ben bu plan bu şekilde görüşülmez dediğimde, yok görüşülür dediler, sizi oturttular. Ama sonuç ne oldu? Hiçbir ilerleme yok. Yaklaşımları değişecek gibi değil. Şimdi görelim bakalım İsviçre'de Türkiye devreye girince bir ilerleme sağlayabilecek mi? Pek umutlu değilim. Ama inşallah sağlanır, inşallah Türk tarafının olmazsa olmazları orada kabul edilir. Benim tercihim elbette bu olur."

'Neyi müzakere edeceğiz ki?'
Denktaş, bu karara varmasındaki en önemli etkenlerden birini de şöyle açıklıyor:
"AB ve Avrupa Konseyi temsilcileriyle burada yürüttüğümüz temasların sonuçları dün bize iletildi. Kabul edilebilecek gibi değil. Bize dedikleri şu: Biz 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'yle anlaşma yaptık. O zaman kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti AB'ye giriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti de bu görüşmelere göre yasalarını düzenledi. Onlar AB'ye uyumludur. Siz de bu devlete katılmak istiyorsanız, eklenebilirsiniz.
Yani mevcut Güney Kıbrıs Devleti'ni Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul ediyorlar ve bize de o devletin bir dairesi gibi onların izin verdiği ölçüde gelin girin diyorlar. Bu bizi yıkmaktır. Başka anlamı yoktur. Diyorlar ki, biz size derogasyonlar konusunda söz vermedik, bundan sonra da veremeyiz. Oysa bu bizim olmazsa olmazlarımızın başında. Ne iki devlet, ne iki halk kabul ediyorlar. 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti siz eklenirseniz isim değişikliğiyle AB üyeliğine devam eder, girmezseniz böyle devam ederler. Bize söylenen bu. Artık neyi müzakere edeceksiniz?"
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, ayrıca, Türk tarafına bir anayasa yapma olanağı da tanınmadığını, Annan'ın üç kişiyle bir anayasa taslağı hazırlayıp, anlaşmayla birlikte referanduma sokmak istediğini de vurguluyor ve böyle bir uygulamanın dünyanın hiçbir yerinde olmadığına işaret ediyor.

'Türkiye başarırsa sevinirim'
KKTC Cumhurbaşkanı, 23 Mart'ta İsviçre'de başlayacak dörtlü görüşmelerde Türkiye'nin ne yapacağını da görmek istiyor. "Eğer Türkiye, bu süreçte olmazsa olmazları Annan Planı'na geçirmeyi başarırsa tavrınız ne olur?" diye sorduğumuzda da Denktaş, şunları söylüyor:
"Türkiye'nin nasıl bir tutum göstereceği çok önemli. Eğer olmazsa olmazlarımızı plana taşıyabilirlerse memnun olurum. KKTC halkına durumu anlatırım. Plana evet deyin derim. Ama karşı taraf hiç umut vermiyor. Dörtlü görüşmelerde de bir şey değişmezse o zaman halkıma destek vermeyin, derim."
Denktaş, "Türkiye olmazsa olmazları İsviçre'de kabul ettirirse, 28 - 29 Mart'ta Annan'ın ve başbakanların katılacağı zirveye gider misiniz?" diye sorduğumuzda ise şu karşılığı veriyor:
"Olmazsa olmazlar plana girer ve davet ederlerse tabii giderim. Ama hiçbir ışık vermediler. Keşke dediğiniz gibi olsa..."

Gül: TV'den izledim
Denktaş'ın kararı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü rahatsız etti. Gül, "Canlı yayından izledim. Bir gün önce telefonda bana bir şey söylememişti. Oradaki heyetimizin gönderdiği telgraflarda da böyle bir şey yer almamıştı. Bu konu ciddi ve uzun vadeli düşünülmesi gereken bir konu. Böyle hamasi nutuklarla hiçbir yere gitmez" dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Başbakan Erdoğan'a gönderilmek üzere İsviçre'ye gitmeme kararının nedenlerini içeren bir mektup da hazırladı. Denktaş kararını açıkladıktan sonra Erdoğan veya Dışişleri Bakanı Gül'le bir görüşme olmamış. Kararının bu yönde olacağını Erdoğan'ın da bildiği kanaatinde...
Denktaş, İsviçre'de Türkiye'nin neler yapabileceğini görmek istiyor. Nihai kararını 23 Mart'ta başlayacak görüşmelerin alacağı seyre göre verecek. Denktaş'ın bu tavrı, Türkiye'nin olmazsa olmazlarda daha fazla ısrar etmesi ve Türk tarafını tatmin edecek bir adım atılması için Türkiye'nin elini güçlendirebilir.
Buna karşın, dörtlü görüşmelerde Türk tarafı lehine bir ilerleme olmaz ve Denktaş'a bildirilen sonuç İsviçre'de Türkiye'ye de kabul ettirilirse, o zaman, Denktaş'ın, referandum için hayır kampanyasına yönelebileceğini söyleyebiliriz.