4 Mart günü, Ankara'da çoşkulu bir kalabalıkla karşılanan, ATO'da, duygusal ve etkili bir konuşma yapan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakereleri açısından karamsar bir tablo çizdikten sonra Ada'ya "memnun ve umutlu" döndü.
Denktaş'ın morali sadece Ankara'da büyük bir konvoy ve binlerce kişiyle karşılanmasından değil akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'le yaptığı görüşmelerden kaynaklanıyordu.
Denktaş'a sorduk:
- Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, size ne söylediler ki, Kıbrıs'a memnun ve moralli döndünüz?
- Ben Ankara'daki konuşmamda da belirttim gibi olmazsa olmaz dediğimiz konuları önemsiyorum. Nedir bunlar? İki kesimliliğin güçlendirilmesi, bu amaçla Kuzey'e geçecek Rum sayısının sınırlandırılması, Türkiye'nin garantörlüğü, mal-mülk sorununun adil ve toplu biçimde çözülmesi, yapabilirsek yapacağımız anlaşmanın AB'nin değiştirilmeyecek temel hukukuna dahil olması. Bunlar plana geçmezse evet diyemeyiz. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül yaptığım görüşmede, onlar da aynı düşüncede olduklarını söylediler. Beni memnun eden bu oldu.
- Size bir güvence verdiler mi?
- Eğer bu hususlar plana geçmezse biz de kabul etmeyiz, dediler. Bu bana güç verdi. Tabii şunu da vurgulamak gerekir, sorun kabul edip etmemekten çok nasıl tavır alınacağıdır.
- Sizin düşünceniz nedir?
- Ben birkaç kez açıkladım. Biz bunları plana geçirmek için uğraşıyoruz. Bunun için çaba harcıyoruz. Ancak, bu sonuç alınamazsa iş otomatik olarak referanduma gidiyor. Önemli olan bu aşamada konulacak tavırdır. Eğer, Annan Planı bu haliyle referanduma gider bizim olmazsa olmazlarımız kabul edilmezse o zaman çıkıp halka bu plana `hayır' deyin, demek gerekir. Yoksa bu tavrı ortaya koymadan sonuç ne olursa osun kabulümüzdür diyerek, olmazsa olmazlarımızın yer almadığı bir planı kabullenmek doğru yol olmaz. Benim işaret etmek istediğim budur.
Denktaş, Erdoğan ve Gül'den aldığı "biz de kabul etmeyiz" güvencesiyle, masaya daha güçlü oturacak. Daha sıkı pazarlık edebilecek. Ancak, bugüne kadar Rum tarafından gördüğü tavrın değişeceği konusunda fazla umutlu değil.
Son görüşmede Rum tarafının, görüşmelerin 1 Mayıs'a kadar yetişmeyeceği, anlaşmazlık konularının geçici olarak bir paket halinde bir kenara konulması, sanki uzlaşma sağlanmış gibi AB'ye mevcut Rum devletiyle girişin kabul edilmesi, bu amaçla Kuzey'de de Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılması, bu seçime sadece 1963'te oy kullananlar ile onların çocuklarının katılması gibi önerilerde bulunmuş olmaları, Türk tarafının umudunu sıfırlamış durumda...
Denktaş, bu önerileri, "Rumlar Kuzey'i anahtar teslim istiyorlar" diye nitelendiriyor.
De Soto'nun Ankara'da belirttiği gibi Denktaş da Ada'daki görüşmelerden uzlaşma çıkmasını beklemiyor. Rumların çok katı olduklarını vurguluyor. Bu aşamadan sonra devreye girecek olan Türkiye ve Yunanistan'ın uzlaşmasını da zor görüyor. Yunanistan'ın da Güney Kıbrıs'ın izlediği tutumu benimseyeceğini tahmin ediyor.
Geriye Annan kalıyor. Ankara, Türkiye ve Yunanistan'ın devreye girdiği aşamada da, Annan aşamasında da ABD'nin devreye gireceği ve Türk tarafının istekleri doğrultusunda değişiklik sağlayacağı beklentisinde. Ankara, Washington'a güveniyor. Denktaş'da bu güven de yok...
KKTC Cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın her aşamada direnip 1 Mayıs'a ulaşmaya çalışacaklarını düşünüyor.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025