Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Türkiye'de hantal, engelleyici bir bürokratik yapı olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Karar vermeyi her aşamada bir yukarıya kaydıran, inisiyatif kullanmayı yasaklayan, bilgi vermeyi suç sayan kamu rejimimizin çağın gerisinde kaldığı gibi, bu yapı ile vatandaşa eziyet ettiği de gerçektir.
Bu açılardan bakıldığında kamu işlemlerinin sadeleştirilmesi, alt kademeleri yetki göçerimi yapılması, yetki - sorumluluk dengesinin kurulması ve yerel nitelikli iş ve işlemlerin yerel mekanizmaya bırakılması doğru bir yaklaşımdır.
Bu amaçla yapılacak düzenlemeler verimliliği artıracağı gibi harcama ve zaman tasarrufu da sağlayacaktır.
Ancak, bu tür reformların yerine oturabilmesi ve bekleneni verebilmesi büyük ölçüde altyapısının hazırlanmasına, koşulların olgunlaşmasına da bağlıdır. Bu açılardan önemli eksiklikler varsa, mutlaka bir geçiş ve uyum süresi tanınması gerekir.
Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı'nın radikal değişiklik öngördüğü alanlardan biri de denetimdir. Tasarı, teftiş kurullarının kaldırılmasını, iç denetimin amir - memur hiyerarşisine bağlanmasını, dış denetimin ise Sayıştay'a bırakılmasını öngörüyor.
Türkiye gibi ülkelerde denetim hafife alınacak, göz ardı edilecek bir kurum değildir.
Kamunun hala en büyük rant yaratıcısı ve dağıtıcısı olduğu; ekonomisinin yarısından fazlasının kayıt dışında bulunduğu; siyaset - ticaret - mafya ilişkisinin araba park yerlerine kadar indiği bir ülkede denetim, yolsuzlukla, hortumculukla, kayırmacılıkla, kamu yetkisinin kötüye kullanılmasıyla mücadelede vazgeçilemez bir araçtır.
Sorun denetimi azaltmakla veya hafifletmekle değil, aksine etkin kılınmakla çözülebilir.
Yolsuzlukların yaygınlaşmasının nedeni denetimin başarısızlığı değil, yönetimin denetimi baskılayıp "sümenaltı" etmesidir. Siyaset - ticaret - bürokrasi üçgenin işlevi zaten budur...
Denetim bir uzmanlık mesleğidir. Bu önemli işlevi iç denetim adı altında özel eğitimden geçmemiş, uzmanlığı bulunmayan memurlar eliyle yürütülen "iç kontrol" düzeyine indirgerseniz, yönetimin yolsuzlukları perdelemesini kolaylaştırmış olursunuz. Bu anlayış denetimin caydırıcı etkisini ortadan kaldıracağı gibi, yönetimi ve denetimi kandırmayı, atlatmayı kolaylaştırır.
"Kitabına uydurma" ortamını besler.
Bu nedenlerle tasarı denetimle ilgili düzenlemeleri açısından iyi incelenmeli ve hiç olmazsa Meclis'te görüşülme sürecinde düzeltme fırsatı yitirilmemelidir.
Tasarı yasalaştığında Türkiye, yolsuzlukla mücadelede, yağmurdan kaçarken doluya tutulmamalıdır.