Önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, görüşmeci olarak Denktaşın devam etmesi gerektiğini açıkladı, sonra da Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiyenin Annan planı zemininde görüşmelerden yana olduğunu ve görüşmeleri Denktaşın yürütmesinin faydalı olacağını kamuoyuna duyurdu.Her iki bakanın açıklamalarında vurgu yaptıkları iki husus vardı:"Kıbrıs milli bir davadır. Denktaş milli bir liderdir."Ankaranın KKTC seçimlerinden sonraki süreçte vardığı bu sonuç, önemlidir.Seçim öncesinde Denktaş karşıtı bir duruş sergileyen Ankaranın, bugün itibarıyla Denktaşı arkalayan bir tutuma geçmesi, yeni bir aşama olarak nitelenebilir.Ankarada hükümetin bu noktaya gelmesi KKTC seçim sonuçlarına da, Türkiyede kamuoyunun eğilimine de uygundur.Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Güle yakın AKP kurmayları bu tercihi şöyle yorumluyorlar:"Türkiye ve KKTC nasıl bir öneriyle masaya oturacaklarını saptayıp, ortak bir çizgi oluşturduktan sonra bunu masada en iyi müzakere edebilecek kişi kuşkusuz Denktaştır. Onun milli lider niteliği Türk kamuoyunun desteğini sağlayacağı gibi karşı tarafın ikna edilmesinde de önemli bir faktördür."AKP iktidarının Denktaşa yeni yaklaşımı bu...Bu noktaya gelinmesinde kuşkusuz Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaklaşımları da etken...Ankara ve KKTC kendi içinde uyumlu bir çözüm paketi oluşturduktan sonra, buna ister Annan planı değişikliği, isterseniz yeni plan deyin, esası değişmez. Türk tarafı böyle bir ortak çizgi ile masaya oturduğunda uzlaşmaz taraf olmakla suçlanamaz.Türkiye ve KKTCnin ortak çizgide buluşmaları, çözümsüzlük sorumluluğunu karşı tarafın duyması ve dünya kamuoyunun tutumunun etkilenmesine katkıda bulunacaktır.Eğer Rum tarafı ve AB gerçekten çözüm istiyorsa, Türk tarafının masaya getireceği önerileri ciddiye almak zorundadır.Ankara - KKTC uyumu, Rum tarafını buna zorlayacaktır. Uyumsuzluk ise karşı tarafın işine yarayacaktır. fbila@milliyet.com.tr KKTCde henüz yeni hükümet kurulmadan Ankara, Cumhurbaşkanı Denktaştan yana ağırlık koymaya başladı.